20 Haziran Dünya Mülteciler Günü. 20 yıldır dünyada mültecilerin yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek için 20 Haziran’da çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre 2020 yılı ortası itibarı ile tam 80 milyon insan zorla yerinden edilmiş. Son 20 yılda yerinden edilen insan sayısı verilere göre dünyada iki katına çıkmıştır.
- Türkiye ise 2014 yılından bu yana dünyada en fazla koruma ihtiyacı olan insana kucak açan ülke olarak kayıtlara geçti. 2013 yılında kurulan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği (UMHD) o günden bu yana proaktif bir anlayışla mülteciliğe sebep olan sorunları engellemeyi birincil hedef almakla birlikte bugüne kadar 8 binin üzerinde hukuki yardım ve danışmanlık, 7 bin 500’ün üzerinde sosyal yardım ve 5 bine yakın eğitim hizmeti verdi.UMHD ilk olarak geçen yıl Dünya Mülteciler Gününde organize ettiği konserlere ise bu yıl da devam ediliyor. Bugün Dünya Mülteciler Günü olarak İstanbul’da da bir dizi konserler yapılıyor. Bu yıl sahneye çıkacak isimler arasında Suriye’den Malik Noor, Alaa & Baidaa Alkhatib, İran’dan Danial Ajdari, Kongo’dan Enzo Ikah, Makedonya’dan Mesut Kurtis, Küba’dan Keily Fidel, Kanada’dan Sarah Atkinson dikkat çekiyor. Onlarla aynı sahneyi paylaşacak Türk sanatçılarımız da var.Taner Yüncüoğlu, Umut Mürare, Aykut Kuşkaya, Eşref Ziya, Grup Genç, Kemal Faruk, Mehmet Ali Aslan, Resul Aydemir, Tayfun Ayaz, Hicret Nida Bulut mülteci sanatçılarla bugün sahnede buluşuyor. Konserin müzik yönetmenliğini ise Murat Polat yapıyor.
KÖPEK GİBİ AŞAĞILANIYORUZ
- Kongo’ya geri döndüğümde Pantheon 1’de (Pantheon-Sorbonne Üniversitesi) Psikoloji bölümünde öğrenciydim. Tez konum tam olarak Kongo’nun doğusunda, yakın zamanda patlayan (Volkan) Nyiragongo Dağı civarındaydı. Orada kimsenin konusunu dahi açmadığı dram ve inanılmaz korkunç hikayeler keşfettim.Bir milyon çocuk Coltan madeni sahasına aitı farklı bölgelerde köle olarak çalıştırılmaya zorlandı. O zamanlar, 2006’da Coltan Maden sahasında yaklaşık 5,4 milyon çocuk öldü ve 2 Milyon civarında kadın, isyancılar tarafından tecavüze uğradı, ancak haber Kongolu yetkililer tarafından gizlendi çünkü onlar bu Colton Madeni işindeydiler ve hala da öyleler. Dr Mukwege ile görüştükten sonra, -tacize uğrayan kadınlara yardım etmeye çalıştığı için 2020 nobel ödülü alan jinekolog- ona 5 çocuk önünde gördüklerimi tüm dünyaya anlatacağıma söz verdim. Başkent Kinşasa’ya döndükten sonra, hükümet duyarlılığımı takdir etmedi, tutuklanmam için sebep arıyorlardı. Ancak müziğimle ifade ettiğim bu mücadele beni yurt dışına itti. Demokratik Kongo’nun doğusundaki Coltan Sahasında askerlerin çocuklara yönelik tecavüz ve istismarlarına farkındalığı arttırmak için “Brutal Soldier” adlı şarkıyı canlı bir programda söyledikten sonra, tutuklandım. Pense ile 3 dişim çıkarılarak işkence yapıldı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldım. Bu noktada, eleştirdiğim yozlaşmış sistem işime yaradı ve askerlere rüşvet verererek kaçtım. Aslında 31 Ağustos 2007’de Paris’e geri dönmek istemiştim ama aktarmalı uçuşum İstanbul’dandı ve transit vizem olmadığı için Türkiye’de kalıp sınır dışı talebinde bulundum, ve 2010’da UNHCR tarafından kabul edildim.
Mülteci olmak benim için köpek olmaya benziyor, Onurun yok, insanlıktan çok uzaksın ve ne yapmak istediğine başka birisi karar veriyor.
- Sahip olduğum tek iyi anım, hâlâ hayatta olduğum ve geldiğim yeri hala yakan ateşi hatırlayabildiğim. Çünkü toprağımın yaşamak için sadece cesetlere ihtiyacı var. Ne yapmalıyım? Beni iyileştiremediği için gözyaşlarımı durduruyorum, hala bir dizi aşağılama ile hikayemin gerçeğini arıyorum. Çünkü biliyorum ki sadece gerçek beni bir gün özgür kılacaktır.
CEZA MÜZİĞE YÖNLENDİRDİ
- İhtiyacım olan tek şey, Fields of Coltan madenindeki çocuklara çocukluklarını geri vermek ve okula gitmelerini sağlamak adına müziğimle sesimi duyurmak istiyorum.Vizyonum barış, sevgi ve umut. Bu mesajımı tüm dünyaya duyurursam biliyorum ki barışın ilk bileşeni müziktir. Humanitarianism’de 2015 Barış Yıldızı dünya ödülü ile sesimi yükseltmeye çalıştım. Tüm dinler ve tüm etnik gruplar bir araya gelmedikçe bu dünyanın asla güvenli bir yer olmayacağına gerçekten inanıyorum.Çözüm, yalnızca hükümetlerden veya Birleşmiş Milletler’de değil. İnsanlardaki zihniyetin de gerçek bir değişime ihtiyacı var.