|

Resimli beş şehir

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ve Türk edebiyatının ölümsüz eseri Beş Şehir, Beşir Ayvazoğlu tarafından açıklama ve notlar eklenerek Dergâh Yayınları tarafından neşredildi. Ayvazoğlu’nun derinlikli ve doyurucu notlarının yanında, esere, yazıldığı devrin ruhunu aksettiren görseller de eşlik ediyor.

Yeni Şafak
04:00 - 13/07/2016 Çarşamba
Güncelleme: 20:05 - 12/07/2016 Salı
Yeni Şafak
-CEMAL GÜRSU


Bilmem hatırlar mısınız? Geçen sene bir yayınevi, Sherlock Holmes'ün hikâyelerinin açıklamalarla notlandırılmış bir versiyonunu neşretti. Hikâyelerde geçen çeşitli yer ve şahıs adları, bazı kavram ve terimlerin açıklamalarını ihtiva eden bu notlarla, okuyucunun metne nüfuzu oldukça kolaylaşıyor. Zira yaşadığımız “hız çağı”nda, 50 sene evvelki pek çok şey bizim için yabancılaşıyor.


Hazırlanan bu kitabı gördüğümde keşke demiştim, bizim klasik eserlerimiz için de bu tarz eserler hazırlansa. Bu temennim gök kapılarının açık olduğu bir zamana denk gelmiş olmalı ki, Beş Şehir'in Dergâh Yayınları tarafından açıklamalı bir baskısının hazırlandığını öğrendim.





Bundan sonrası heyecanlı bir bekleyiş: Zira Tanpınar'ın bu harikulade eseri Beşir Ayvazoğlu tarafından hazırlanıyordu.


Beş Şehir, sıradan bir şehir monografisi değil. Tam bu noktada, Tanpınar'ın hayatı ve eserleriyle ilgili en yetkin çalışmayı yapan Prof. Dr. Orhan Okay Hocamıza kulak verelim:



“Beş Şehir'in en önemli özelliği, yazıların objektif bir şehir monografisi olmaktan ibaret kalmamasıdır. Bunlarda tarih bilgisinden ziyade tarih kültürü, sanat tarihi kıymetlerinden çok sanatkâr sezgisi, bir sosyal yapının sosyolojik açıdan incelenmesi yerine de insanî değerlerin ön planda tutulduğu görülür. Diğer bir özelliği ise kitâbî bilgiye değil, yazarının müşahadelerine dayanmasıdır. Hayatının büyük bir bölümünü İstanbul'da geçirmiş olan Tanpınar, anlattığı şehirlerin her birinde en az iki yıl veya daha uzun bir süre kalmış, oranın tarihi, mimarisi, günlük yaşayışı, insanlarıyla bir ilim alanının araştırmacısı gözüyle değil, fakat bir hemşeri sıfatıyla ve bir dost olarak âdeta haşır neşir olmuştur.”



  1. Beş Şehir
  2. Ahmet Hamdi Tanpınar
  3. Haz.: Beşir Ayvazoğlu
  4. Dergâh Yayınları
  5. 359 sayfa
  6. 2016

İşte böyle kitaptır Beş Şehir. Türk edebiyatında onlarca şehir kitabı olmasına rağmen Tanpınar'ın eserini diğerlerinden ayıran hususiyetleri, Okay, yukarıdaki tespitleriyle ortaya koyuyor.



BEŞ ŞEHİR NASIL YAZILDI?

Ahmet Hamdi Tanpınar gibi Doğu ve Batı kültürüne bihakkın vâkıf bir sanat adamının kaleminden çıkan böyle üst perdeden bir metnin notlandırılmış edisyonunu hazırlayan Beşir Ayvazoğlu kitabın girişinde Beş Şehir'in yazılış serüvenini anlatmış. Bu bahiste okuyuculara ilginç bir bilgi veriyor Ayvazoğlu: Kitabın yazılan ilk metni olan Bursa'nın yazılma sebebinin bir kadın olduğunu öğreniyoruz. Tanpınar şöyle diyor günlüklerinde:



“Hakikat şu ki bu kadın hakikaten hayatımda bir rol oynadı. Bu böyle araya girmeseydi belki de hakiki yolunu başka bir sahada bulacak olan bir adam bir iki eser vücuda getirdi. Sıra ile sayıyorum: 'Evin Sahibi' kayıtsız şartsız onundur. Aynı kitapta bulunan 'Abdullah Efendinin Rüyaları' onundur. Beş Şehir onunla başladı (Bursa), onunla devam etti.”



Bursa'yla birlikte Ankara, Erzurum ve İstanbul bölümlerini de Ülkü mecmuasında tefrika etmiştir. Beş Şehir'in fikrî planda arkasında olan isim hiç şüphesiz Yahya Kemal'dir. Yahya Kemal hakkında bir ansiklopedi de hazırlayan Ayvazoğlu'na göre, Tanpınar, tam o esnalarda Avrupa'dan dönen Yahya Kemal'in tesiri altına yeniden girmişti. Şöyle diyor Tanpınar: “Güzel bir tesadüf, bana on gün evvel eski Tasvir-i Efkâr koleksiyonlarında onun İstanbul'un fethi için yazmış olduğu bir yazıyı okuttu.”



İlk baskısı 1946'da yapılan ve hakkında 4 yazı çıkan Beş Şehir, ikinci baskısını 1960 yılında yapabildi. Bu tarihten sonra pek çok baskı yapan eser üzerinde Dergâh Yayınları'nın teklifiyle çalışmaya başlayan Ayvazoğlu, “her okuyuşta ayrı bir tad aldığım bu eseri derin bir dikkatle yeniden okudum. Hem eserden genç kuşakların daha fazla yararlanabilmesi için açıklama notları hazırladım, hem de düzeltilmesi gereken bilgilere işaret ederek doğruları gösterdim” diyor.



Burada hemen okuyucunun aklına gelen bir soruyu da cevaplıyor yazar: “Notlarda işaret ettiğim bilgi hatalarının ve hafıza yanılmalarının eserin edebî kıymetine zerrece halel getirmediğini özellikle vurgulamak isterim.”



HAFIZANIN TUHAF OYUNLARI

Mesela Bursa'yı anlattığı bölümde Manavkadı Camii'nin her bahar ziyaret ettiğini söylüyor Tanpınar. Buraya düştüğü dipnotta Ayvazoğlu şöyle diyor:



“Asıl ismi İvaz Efendi Camii olan ve halk arasında Eğrikapı Camii olarak da bilinen Manavkadı Camii, 1585 yılında Kazasker İvaz Efendi (ö. 1586) tarafından yaptırılmıştır ve hiç de küçük bir cami değildir. İvaz Efendi Manavgatlı olduğu için Manavgatlı anlamında Manavkadî nisbesiyle anılırdı. Bu nisbe halk arasında Manavkadı'ya dönüşmüştür. (…) Tanpınar Beş Şehir'de üzerine bir 'masal' inşa ettiği İvaz Efendi Camii kafasına nasılsa takılmış ve bilen birilerine sorunca bu camiin gerçekten Beş Şehir'de zikrettiği Manavkadı Camii olduğunu öğrenmiş. 30 Mart'ı 31 Mart'a bağlayan gece yazdığı günlük notlarında diyor ki: 'Fakat ben o zaman bu camii surun üstünde görmüştüm. Demek oralar müthiş değişmiş. […] Fakat bana o zaman neden o kadar küçük göründü. Bundan sonra intibalarımı daha sıkı kontrol edeceğim.”



Beşir Ayvazoğlu, Tanpınar'ın hafızasının ona nasıl “tuhaf oyunlar” oynadığını ise şöyle izah ediyor: “Beş Şehir'de Manavkadı Camii'nin yıkık duvarları arasında gördüğünü söylediği erguvan ağacını günlüklerinde kubbeye yerleştiren Tanpınar'a hafızası belli ki tuhaf bir oyun oynamış! Muhtemelen talebelik yıllarında hocası Yahya Kemal'le birlikte yaptığı gezintilerde dikkatini çeken iki farklı manzarayı zamanla hafızasında birleştirip engin muhayyilesiyle besleyerek “surların üstünde çok eski bir sabah ezanının oracığa takılmış kırık parçasına benzeyen küçük bir camiin yıkık duvarları arasında (veya kubbesinde) tek başına fırlamış bir erguvan ağacı” imajına dönüştürüvermiş. Bu da, 1961 yılı Mart ayına kadar yolunun Ayvansaray'a bir daha düşmediğini gösterir. O hâlde Beş Şehir'de, Manavkadı Camii'nin yıkık duvarları arasından fırlayan erguvan ağacını kendisine gösterdikleri günden beri her bahar bir kerecik olsun ziyaretine gittiği doğru değildir.”



“Beş Şehir Okuma Kılavuzu”nda yer alan 245 maddeden sadece biri yukarıdaki örnek. Bu misal bile Ayvazoğlu'nun ne kadar titiz bir çalışma yaptığını bize açıkça gösteriyor. Bu arada kitapta bize Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve İstanbul'un, Tanpınar'ın gidip gördüğü zamana tarihlenen görselleri eşlik ediyor. Bu görseller en az metin kadar önemli. Zira okuyucunun metinlerin nasıl bir atmosferde oluştuğunu gösteriyor bu fotoğraflar.



Kitabın tasarımı da büyük bir takdiri hak ediyor doğrusu. Zira Ayvazoğlu'nun notları, kitaba eklenen görseller ve titiz tasarım ile Beş Şehir yeniden yazılmış.



Kitabı okumayı bitirdiğimde şunu düşündüm: Tanpınar, Beş Şehir'in bu versiyonunu görseydi acaba ne hissederdi?



#Beş Şehir
#Ahmet Hamdi Tanpınar
8 yıl önce