|

Sinemadan vazgeçmeyelim

‘Birlikte Yaşama Kültürü’ temasıyla düzenlenen Kısadan Hisse Kısa Film Günleri’nde ödül kazanan Onur Kök, sosyal medyanın yoğun kullanımıyla gençlerin sinemadan uzaklaştığına dikkat çekiyor. Kök, “Youtube’da zaman geçiren gençlerin çoğunun Ahmet Uluçay’ı tanıyacağını düşünmüyorum. Çabuk tüketen bir toplum haline geldik. Yeni nesil sinemadan vazgeçmemeli” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 16/04/2019 Salı
Güncelleme: 03:31 - 16/04/2019 Salı
Yeni Şafak
Küllerinden Güle Dön Onur Kök’ün Bosna üçlemesinin son filmi. Filmde heykeltraş sanatçısı Adis Nukaç’ın hikayesi işleniyor.
Küllerinden Güle Dön Onur Kök’ün Bosna üçlemesinin son filmi. Filmde heykeltraş sanatçısı Adis Nukaç’ın hikayesi işleniyor.

Genç Öncüler Derneği tarafından düzenlenen “4. Kısadan Hisse Kısa Film Yarışması”nda ödüller sahiplerini buldu. Yarışma, “Birlikte Yaşama Kültürü” temasıyla düzenlendi. Savaşları, insanlığın kendi başına açtığı en büyük bela olarak gören yönetmen Onur Kök, “Küllerinden Güle Dön” adlı filmiyle ikincilik ödülü kazandı. İnsanların sanatla daha çok ilgilenmesi gerektiğini vurgulayan yönetmen, “Çektiğimiz belgeseller aracılığıyla farklı toplumların kanayan yarasına işaret ediyoruz, kültürel değerleri anlatarak farklı coğrafyadaki insanların aynı duyguları yaşaması için çalışıyoruz” diyor.


Sosyal medyanın yoğun kullanımıyla gençlerin sinemadan uzaklaştığına dikkat çeken Kök, “Sinema-Televizyon bölümü öğrencileri hariç, gençler sinemadan ziyade youtube’da ticari amaçlı olarak zaman geçiriyorlar. Çoğunun Ahmet Uluçay’ı tanıyacağını düşünmüyorum. Çabuk tüketen bir toplum haline geldik. Yeni neslin sinemadan vazgeçmemeli” diyor.

O’NU HATIRLATMAYA ÇALIŞIYORUM


Ensar-Muhacir kardeşliğinden yola çıkan “Misafir” adlı belgeselle birinci olan Orhan Dede, ailesini Suriye’deki savaşta kaybeden 5 kardeşe sahip çıkan yaşlı bir kadının öyküsünü anlatıyor. Dede, “Sanat güzel olanı arama, estetik olana ulaşma çabasıdır. İnsanlara güzeli göstererek en güzeli, yani O’nu hatırlatabilme çabası. Bu noktada sinemanın bu hatırlatmayı yapabilecek önemli bir sanat dalı olduğunu düşünüyor ve bu bağlamda çalışmalar ortaya koymaya gayret ediyorum” şeklinde konuşuyor.

  • Sıradan insanları anlatıyoruz
  • İlk kez bir kısa film yazıp yöneten Deniz Telek, “Gümüş” ile üçüncü oldu. Sıradan insanların derin dünyasına uzanan bir hikaye anlatan genç sinemacı, “Sanatın en büyük görevi bence dünyanın içindeki bütün varlıklarla birlikte bir bütün olduğunu ve bütün varlıkların aynı düzlemde yer aldığını hatırlatmasıdır. Bu da sanatsal yöntem uyarınca ancak sıradan olanın ardına gizlenmiş olan yapının açığa çıkarılması ile gerçekleşebilir. Çünkü en büyük sorunlar bize gündelik görünen ilişkilerin içinde saklıdır” diyor. Kariyer planı yerine sevdiği şeyleri yapmaya gayret gösterdiğine değinen Telek, internet dizilerinin sinemaya zarar veremeyeceğini, aksine sinemanın en temel tekniklerini deneme yanılma yoluyla öğrenileceği bir mecra olduğunu söylüyor.
#Birlikte Yaşama Kültürü
#Kısadan Hisse Kısa Film Günleri
#Ödül
#Onur Kök
5 yıl önce