|

Gasperini ve Atalanta: En büyük değil ama en çok keyif veren

45 yaşında çocukluk hayalinin peşinden gitmeye karar verdiğinde küçük bir İtalyan şehrinin kaderini değiştireceğini bilmiyordu. Gasperini'nin, İtalya 3. Liginde yer alan Crotone’den bir teklif geldiğinde buna balıklama atlama lüksü yoktu. Araya eşi dostu sokup yerleştiği Juventus’ta alt yapı hocası olarak aldığı maaşı ailesine bakmasına yetiyordu ama bu 3. lig takımında bir yıl para almadan dahi çalışma ihtimali vardı. Aldığı risklerin karşılığı ise bugün Bergamo'nun değişen kaderi oldu.

Ahmet Fadıl Erarslan
16:54 - 9/09/2020 Çarşamba
Güncelleme: 17:51 - 9/09/2020 Çarşamba
Yeni Şafak
Gasperini ve Atalanta
Gasperini ve Atalanta

Eskiden televizyonda insanların yalnızca en mutlu oldukları anları görürdük. Bir ana sıkışmış bir sürü insanın; başarılarına, sevinçlerine tanık olurduk. Artık sosyal medya var. Şimdi de tanıdıklarımızın en mutlu anlarını İnstagram’da görmeye devam ediyoruz.

  • Peki ya kimsenin paylaşmaya değer bulmadığı mutsuzluklar? Hiç kimse mutsuz anlarını paylaşmaktan zevk almaz oysa Tolstoy ‘Mutlu aileler birbirlerine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır’ der.

Kimilerinin ‘carpe diem’ dediği, anı yaşamak. Peki ya o ana kadar olanlar? O anın anlamlı olması için ihtiyacımız olan hikaye? İnsanlarla ilişkimiz onların müsaade ettiği kadarla sınırlı. Bir futbol koçuyla ilişkimiz de yalnızca televizyonda yayınlanan o ‘anlardan’ ibaret. Atalanta, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıkıyordu ve 30 bin kişi hep bir ağızdan bağırıyordu: Lunga Vita A Gasperini... yani sen çok yaşa Gasperini.

Peki ya öncesi? Gasperini 45 yaşında İtalya 3. Ligi’ne giderken çevresindekiler onun çocuk ruhlu ve sorumsuz olduğunu düşünüyordu. Oysa ilk kez o gün, kendi hayatınını sorumluluğunu almıştı. Risk aldığı o gün bir robottan insana dönüşüyordu...


Düşünmesi gerekenlerin arasında 3-5-2 ya da 4-3-3 yoktu

Hayallerin kötü bir huyu vardır: sorumluluklar ile pek anlaşamazlar. Çocukların okul masrafları, her ay ödemesi gereken kira, eve harcanacak paralar gibi bir sürü detayı düşünmüştü ama bunların arasında 3-5-2 ya da 4-3-3 yoktu.

  • Arkadaşlarına, gelen teklifi anlattığında 99 problem saydılar. Bir arkadaşı Allah’tan belasını mı istediğini sorgularken bir diğeri 3. Lig’den kovulduğunda Juventus’un onu tekrar işe almayacağını söylüyordu. Eşi maaşını belli bir süre alamazsa kenarda onları yalnızca 5-6 ay götürebilecek paraları olduğundan dem vuruyordu. Koşulsuz, şartsız destekleyen ise yalnızca çocuklarıydı.

Gasperini, çocuklarını sürekli dünyanın gerçeklerinden çok kopuklar diye eleştirirdi şimdi ise o 45 yaşında bir anlamda düzenli maaşı olan, işinin garanti olduğu memurluğu bırakıp yeni bir hayata atılıyordu. Neyseki hala etrafında hayallerine sahip çıkan birileri vardı

3. ligde aldığı Crotone’yi 1 yıl içinde bir üst lige çıkardığı gün bu riski almasının ne kadar gereksiz olduğunu söyleyen dostları bu sefer Gasperini’yi bu iş için nasıl cesaretlendirdiklerini anlatıyordu.


Trabzonspor'un galibiyetiyle Milano'daki evini boşaltması gerekti

Hollywood filmlerinde alıştığımız bir hikaye anlatım yöntemi vardır. Hero’s Journey ya da Kahramanın Hikayesi. Kahraman zorlukları aştıktan sonra hiç bitmeyen bir başarı sarmalına girer.

Gerçek hayatın öyle olmadığını Gasperini henüz 18 yaşındayken transfer olduğu Juventus’ta futbolculuk kariyeri boyunca hiçbir maça çıkamamasından dolayı biliyordu. Bundandır belki Crotone’yi 3. lig’den 2. lig’e çıkarıp tarihi başarı yakaladığı senenin ertesinde kovulmasına, çok da şaşırmamıştı.

  • Crotone’den kovulduktan 7 yıl sonra bu sefer İnter’den kovuldu. Hangsinin onu daha çok üzdüğü sorulduğunda ‘Crotone’ cevabını vermesi çoğu kişiyi şaşırtmıştı. İnter’den kovulmasına sebep olan maç ise takımın tarihinde ilk kez bir Türk takımına kendi evinde mağlup olmasıydı. Trabzonspor, İnter’i 1-0 yenip Türkiye’de çoşkuya yol açarken Gasperini Milano’daki evini boşaltıyordu.

İnter’den kovulması artık bir daha o büyüklerden birine ulaşamaması anlamına da geliyordu. Hayatı boyunca hayalini kurduğu Juventus koltuğunu ilelebet unutması demekti.

İnter’in takımı olduğu şehir olan Milano, İtalya’nın en büyük 2. şehridir. Bergamo ise toplam nüfusu 120 bin olan kasaba kıvamında bir şehir. Bergamo’nun tek özelliği ise; Milano’ya çok yakın olması. Şehir, Milano’da ev kiralarını ödeyemeyen insanların yaşadığı bir yer.

Gasperini; Milano’dan kovuldukten 5 yıl sonra küçük Bergamo’nun silik takımı Atalanta’ya geçti. Takıma en iyi bildiği şeyi öğretti: Başkalarıyla ilgilenmeden kendi işini yapmak. Küçük şehrin takımı giderek büyürken önce tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde oynamaya hak kazandı.


Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer

Bergamo’nun ya da Gasperi’nin aslında Şampiyonların arasında yeri yoktu. Ne şehrin müthiş bir cazibesi vardı ne de hocanın göz alıcı bir kariyeri. Göz alıcı olmayanın göz alıcı hikayesiydi bu. Takım tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılmış, üstüne çeyrek finale çıkmıştı.

Karşılarına; Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri olan Paris’in her yıl yüz milyonlarca dolar parayı tek bir amaç uğruna harcayan takımı çıktığında kimse onlara şans vermiyordu. Haklıydılar da... Son dakikaya kadar maçı önde götüren Atalanta Bergamo 90. dakikada yediği iki golle kupaya veda ediyordu. Haklıydılar çünkü Atalanta oyuncuları da Gasperini de yeterince başarılı olduklarını düşünüyor, yarı finale çıkmamayı umursamıyordu.

‘Hayatta her şey nereden baktığınıza göre değişir’ demişti Anthony Soprano. Yenilmek kimileri için her şeyin sonuyken kimileri için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Bunu da Gian Piero Gasperini’den daha iyi kimse bilemezdi. 3. lig takımından kovulduğunda ne mırıldanıyorsa o gün bir şehrin kaderini değiştirirken de aynı şeyi söylüyordu:

Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.
#Atalanta B.C
#Gasperini
#Total futbol
4 yıl önce