Kader Gecesi, Paris Mescidi yakınlarında işlenen bir cinayetin etrafında gelişen olayların öyküsünü anlatıyor. Film, toplumsal bir temanın izini sürerek, farklı kimliklerin birarada yaşamasını mümkün kılan ortak değerlerin altını çiziyor. Bu ortak değerleri de Fransa'da azınlık durumdaki Müslüman cemaatin kendi referanslarına, Kur'an'a atıflarda bulunularak dile getiriyor. Paris Mescidi yakınlarında bir cinayet işlenir.
Cinayet, emniyet teşkilatında ve siyasi cephelerde uzantıları bulunan bir kara-para ve cinayet şebekesinin işidir ve tek tanığı Cezayir kökenli Abdülkadir Slimani'dir. Onu farkeden tetikçiler bulup susturmak için sığındığı mescide baskın yapıp, cemaatle namaz kılan Müslümanlar'ı taciz ederler. Slimani'nin oğlu Alilou ise bu olayı gazeticilik hayallerini gerçekleştirmek için fırsat olarak görmektedir. Cemaat yaşadıkları topluma karşı inanç ve vicdan sınavından geçecektir.
Sağduyulu bir dedektif, Jacques Leclerc Müslüman cemaatin üyeleriyle sıcak ve insanca ilişkiler kurarak hem tanığın öldürülmesiyle oluşacak trajik olayların önüne geçmeye, hem de ucu umulmadık derinliklere ulaşan cinayeti aydınlatmaya çalışır.
KADER GECESİ
Yönetmen: Abdelkerim Bahloul Oyn: Philippe Volter, Boris Terral Yapım: 1997 / Fransa
SEYRİ ŞAHANESeyri Şahane
Dengemiz bozuldu
Havva Setenay İlhan ekran notlarına devam ediyor. "TRT dönemindeki sıkı denetim ve sansür her ne kadar eleştiriye maruz kalsa da, özel TV'lerin mantar gibi bittiği 90'lı yıllarla karşılaştırıldığında, çok daha iyiydi. En azından akşam haberlerini izlerken cinayet, taciz, saldırı, hırsızlık gibi olumsuz haberlerle bu kadar karşılaşmıyorduk. Bu tür haberleri rating malzemesi olarak gören özel TV'ler, toplumsal bilinçaltımızda şiddetin mayalanmasına neden oldu. Şimdi çoğumuz birbirimize hırsız, yankesici, potansiyel bir katil gözüyle bakıyoruz. TV'ler sayesinde dengemiz bozuldu anlayacağınız."
