|
Önce tükürdüler, şimdi öpüyorlar

Besim Tibuk''un Nazım Hikmet''le ilgili başlattığı tartışmada Cumhuriyet gazetesi taraf oldu. Bilenler biliyor, ama hatırlatmakta yarar var: Cumhuriyet, Moskova''ya kaçan Nazım''ın fotoğrafını, ''Tükürün yüzüne" başlığıyla yayınlamıştı. Cumhuriyet,1945 yılındaki Tan Matbaası''nın basılması olayında ve 1947''de DTCF''den tasfiye edilen Pertev Naili, Niyazi Berkes ve Behice Boran aleyhinde kışkırtıcı yayın yaptı. 5 Mart 1947''de Pertev Naili aleyhinde yapılan nümayişler, 7 Mart tarihli Cumhuriyet''te "Ankara Gençliğinin Kızıl Propagandayı Protestosu" başlığıyla verildi. Pertev Naili kendilerine karşı başlatılan cadı avında CHP''lilerin ön saflarda olduklarını ölmeden önce anlattı. Kime? Cumhuriyet yazarı oğlu Prof. Korkut Boratav''a. Prof. Pertev Naili''den Meclis''te DTCF olayı tartışılırken, "Asmalı bu komünistleri" diyen CHP''liler arasında Bülent Ecevit''in babası Fahri Ecevit''in bulunduğunu öğreniyoruz. Bu söyleşiyi okumak isteyenler Tarih Vakfı Yurt Yayınları''dan çıkan "Üniversite''de Cadı Kazan"ı isimli kitaba göz atabilirler.

Her devrin gazetesi

Nadir Nadi 1947''de soğuk savaş aracı Marshall Yardımı''nın Amerikan Kongresi''ne sunulmasından sonra bir yazı yazdı. "Komünizmle savaşmak" başlıklı bu yazıda gençliğin komünizme karşı açtığı mücadelenin doğru ve yerinde olduğunu savunan Nadir Nadi: "İlk bakışta gençliğin teşebbüsünü lüzumsuz göstermek isteyenler çıkacaktır. Türkiye''de komünizm propagandasi yasak edildiği ileri sürülerek, tek taraflı bir savaşın uygunsuzluğu üzerinde belki gizlice durulacaktır. Fakat düşmanın pek yakınımızda bulunduğu ve açık emellerini yürütmek için her çareye başvurduğunu hatırlayanlar bu sinsi iddialara kulak asmayacaklar, gençliği mücadelesinde desteklemekten geri durmayacaklardır" dedi.

"Tükürün Nazım''ın yüzüne"

Nadir Nadi, Nazım Hikmet''in 1951''de Türkiye''den kaçışı hakkında şunları anlatıyor: "Soğuk savaşın gereği haber başlıklarında ''kızıllardan''geçilmiyordu. Ajanslar Nazım''ın kaçtığı haberini verdiler. Nazım''ın Moskova''da olduğu anlaşılınca ''Bırakın gitsinler'' başlıklı bir yazı yazdım. Nazım''ın kaçmasına kızmadım. Arkasından vatansız, hain, satılmış adam diye bağırmayacağım. Maddi-manevi yeryüzündeki bütün kıymetleri inkarla işe başlayan komünizm, bugün tam manasıyla bir din oluşturur, Nazım bu dine yürekten bağlılığını saklamaya lüzum görmemiş, fanatik derecede ateşli müminlerden biridir." Bir başka yazının başlığı ise: "Nazım da Moskofların şak şakçısı peyki oldu" şeklindeydi. Gazete, 1951''de Nazım''ın Moskova''da Sovyet Yazarlar Birliği Genel Sekreteri ile çekilmiş fotoğrafını neşretti. "Nihayet resmi de geldi" başlıklı yazıda, "Nazım''ın resmini millet doya doya yüzüne tükürsün. Biz Nazım''ın resmini bu gaye ile basmış bulunuyoruz" açıklamasına yer verildi.

Cumhuriyet aynı Cumhuriyet

II. dünya savaşı yıllarında Almanya yanlısı yazılar yazan, Türk solcularına, komünistlerine savaş açan Nadir Nadi, 1960''lı yılların başında gazeteyi aşırı sol görüşleriyle bilinen isimlere açmakta tereddüt etmedi. 12 Marta giden süreçte akamete uğrayan 9 Martçı Baasçı Cunta''nın önde gelen isimlerinden Doğan Avcıoğlu-Cemal Madanoğlu ekibinde yer alan pek çok isim Cumhuriyet''te konuşlanmıştı. 1940 ve 1950''li yıllarda Türk solcularına yapmadığını, söylemediğini bırakmayan Cumhuriyet, bugün Nazım Hikmet''in arkasından timsah gözyaşları döküyor. Bu yaklaşım Cumhuriyet''i yakından izleyenler tarafından acı bir tebessümle karşılanıyor. Öte yandan, güdümlü medyanın öncelikli tehdit olarak nitelendirilen kesimlere yönelik hukuk dışı uygulamaların meşrulaştırılmasında ne kadar önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Cumhuriyet, bu açıdan yayınını tutarlı(!) bir şekilde sürdürüyor.

24 yıl önce
Önce tükürdüler, şimdi öpüyorlar
Gaziler diyarından şehitler diyarına
Yoldur varana
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar