Konuşmacı, ABD’nin sırasıyla Taliban’ı, El Kaide’yi ve nihayet PKK’yı (YPG) silahlandırmasının arkasındaki stratejiyi ve uygulamadaki benzerliklerin altını çiziyordu.
Dr. Ganser, İsviçre Barış ve Enerji Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPER) yöneticisi. Basel Üniversitesinde ders, Avrupa’nın pek çok üniversitesinde ise konferanslar veriyor. Türkiye ve Cumhurbaşkanına hakaret etmediği için tanıtımı pek fazla yapılmıyor. O nedenle duymamış olabilirsiniz. Ancak sözünü ettiğim ve internette dolaşan 9,5 dakikalık videoyu mutlaka izleyin. Şu adresten ulaşabilirsiniz:
Hatta daha da ileri gitse ve Dr. Ganser’in şahsî web sitesindeki 20 farklı konferansına alt yazı yazdırıp, onları da izleyip yakınındaki, olan bitenden bihaberlere de izletse, acaba dünyayı okurken bu kadar ağır hatalar içine düşmekten bir nebze olsun kurtulurlar mıydı…
Sayın Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin YPG’yi neden silahlandırdığını, Türkiye’den ve İslam âleminden ne istediğini, neden Taliban’ı, El Kaide’yi (ve de hatta DAEŞ’i) aynı yoğunlukta silahlandırdığını, neden kimselere danışmamasına, tek başına hareket etmesine rağmen, koalisyon güçlerinin ortak iradesiyle hareket ediyormuş gibi bir numara yaptığını, hadi Yeni Şafak’tan takip etmesin, Anglo Sakson kültürüyle yoğrulmuş bir batılı aydından dinlemesi hiç fena olmazdı… O zaman belki, sen kim oluyorsun da koskoca ABD’ye kafa tutuyorsun, tutumu içine girmezdi. Görürdü ki, minicik İsviçre’nin minicik Basel kentinden çıkan bir bilim insanı bile ABD’ye hak ve adalet söz konusu oldu mu, insanlık adına posta koyabiliyor.
Yazımızı müsaadenizle geçen yıl 19 Ağustos günkü yazımızdan yapacağımız bir alıntıyla noktalayalım:
‘ABD Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan ziyaretinde Katar’a darbe girişimi dışında dikte ettiği başka konular da ortaya çıktı: Türkiye’yi Suriye denkleminden çıkarıp Astana’nın intikamını almak ve muhalif karar yönetim merkezinin İstanbul yerine Riyad olmasını sağlamak...’
Trump’ın Suudi Arabistan gezisinin ayrıntıları yavaş yavaş ortaya çıkmakta. ‘Türkiye’yi denklemden çıkaralım’ ifadesi pek çok gerçeğin de altını çizivermiş…
Hesapları şu olmalı, diye akıldan geçiyor tabii ki:
Çok mu abartılı buldunuz yorumu… O zaman (Zbigniew Brzezinski’nin) Büyük Satranç Tahtası’na bir daha göz atın bence…”
Türkiye, ‘Türkiye’yi denklemden çıkarmayı’ hedefleyen bu büyük satranç tahtasında en az rakipleri kadar hamleleri önceden görme yetisine sahip olduğunu dünya aleme ilan etmedi mi? Rahatsızlığın nedeni de bu değil mi zaten?