40 yıl sonra, enerjinin tüm aktörlerini, yani hem arz eden hem de talep eden tarafları tekrar buluşturmasının arkasındaki gerçek şu: Türkiye, petrol ve doğalgaz gibi fosil enerji kaynakları olmamasına rağmen, coğrafi konumu, siyasi ve ekonomik istikrarı sayesinde dünya enerji arz güvenliğindeki rolü yadsınmayacak ölçüde artması.
Çünkü, enerji kaynakları açısından zengin olmanın tek başına yeterli olmadığı bir dönem içindeyiz.
Enerjiye sahip olmaktan değil, enerjiyi yönlendirebilmekten söz ediyorum. Enerjiyi yönlendiren, ekonomik ve siyasi gücü de yönlendirebilir.
olmuş. Tercih edilen yeni ufuklar mottosu aslında, enerjide yeni aktörleri, yeni bir anlayışı, yeni teknolojileri dolayısıyla yeni üretim yöntemlerini yani, yeni bir dönemi de sembolize ediyor…
Dünya Enerji Konferansı'nın İstanbul'da yapılması, bu vesileyle de enerji sektöründeki tüm aktörlerin bir araya gelecek olması,
Türkiye'nin enerjide merkez ülke olma hedefi için önemli bir fırsat sunan bu konferansın,
Dolayısıyla, Türkiye'nin enerji merkezi olma hedefi, bu önemin sadece bir kısmı. Dünya Enerji Konferansı'nın asıl önemi ise,
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden sadece 3 ay geçti ve 3 ay içerisinde Türkiye, böyle bir organizasyonun ev sahipliğini üstleniyor.
85 ülkeden 10 bine yakın katılımcının yer alacağı
enerjinin aile fotoğrafında ev sahibi olarak sorumluluk üstleniyor Türkiye.
Üstelik, kredi derecelendirme kuruluşları tarafından haksızca notu düşürülen, Suriye gibi, Irak gibi siyasi istikrarsızlığın ve kaosun hüküm sürdüğü sınır komşuları olan
ekonomi ajandasında herhangi bir gerileme yaşamıyor.
Bu, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi istikrarının ne denli güçlü olduğunun da kanıtı.
Son yıllarda Türkiye'nin enerji merkezi olma arayışının olduğu ve bu hedefe bağlı olarak başlayan büyük projeler, Türkiye'yi bölgesel enerjide öne çıkardı.
Ayrıca, doğalgaz boru hatlarına alternatif olan ve enerji arz güvenliğinin çeşitlenmesine katkı yapacak LNG ile ilgili yatırımlar ve işbirlikleri de gündemde olacak.
Burada, Türkiye'nin hem ev sahibi olarak hem de enerji merkezi hedefini benimseyen bir ülke olarak,
Türkiye'nin, enerji arz eden ülkeler için önemi, hem enerji talep eden ülke olması hem de başta Avrupa ülkelerinin olmak üzere enerji arz güvenliğini sağlayacak en güvenilir ve ekonomik rota olması.
Son olarak,
Ancak bunun da ötesinde, yani lojistiğin yanı sıra, konferansla birlikte hızlanacak veya başlayacak büyük enerji projeleri ve yatırımları, bölge barışının ve güvenliğinin sigortası olabilir.