|
CHP-HDP ittifakı “Şeffaflaştı” gözler İyi Parti’de

Pandemi döneminde özellikle CHP sözcülerinin “yalan” üzerinden hükümeti, Cumhurbaşkanı’nı hedef alan açıklamalarına şahit olduk. Ancak hükümetin olağanüstü başarısı karşısında üretilen yalan propagandanın etkisinin az olduğunu gördük.

Son bir kaç haftada ise “erken seçim” teranesini ısıtıp ısıtıp gündeme taşıma cihetine gidiyorlar. Seçim tartışmasıyla asıl maksatlarının Millet İttifakı’nın dağılma süreciyle yeni ittifaklar inşa etmek olduğu bugünlerde daha net görülmüş oldu.

En son hüküm giymiş üç ismin milletvekilliğinin düşmesinden sonra CHP ve HDP’nin, HDP tarzı sloganlarla Meclis’te eylem yapması siyasette yeni duruma işarettir.

HDP eş Başkanı’nın Pervin Buldan’ın bir süre önce, “CHP cesaretli olmalı. Daha şeffaf ittifak kurmalıyız” çıkışından sonra CHP mesajı almış olmalı ki Meclis’te tam da HDP ile kol kola girmiş bir görüntü verdi. İşin çok daha vahimi, Evrensel’in iddiasına göre 2016’da en az 17 CHP’nin “evet” oyu ile geçen anayasa değişikliğinden kaynaklanan vekilliklerin düşürülmesi hadisesinde CHP’lilerin riyakarlığı değil.

Daha önemlisi, PKK’nın çatı örgütü KCK davasından hüküm giymiş iki HDP’liyi CHP’lilerin canhıraş savunmaya çalışmasıdır.

CHP ve HDP artık neredeyse tek bir parti gibi olmuştur. Daha önce zımni olan ittifakları şeffaflaşmış, Pervin Buldan’nın talebi CHP tarafından karşılanmıştır.

Bu durumda İyi Parti’nin ne yapacağı merak konusudur. İyi Parti’nin içindeki bir kanadın kesinlikle Cumhur İttifakı’yla yan yana gelmeme eğilimi hala devam ediyor. İyi Parti içindeki bir grubun, kurulan yeni iki partiyi yanına alarak sağda yeni bir ittifakın hesaplarını yaptığını biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz, İyi Parti içinde önemli bir grup ise CHP ile HDP’nin şeffaflaşan ittifakına karşı cephe hurma girişimi.

Yakın gelecekte siyasette ittifakların yeniden şekilleneceğini düşünüyoruz. Hele bir de Seçim ve Siyasi Partiler Kanu değişirse bakın o zaman neler oluyor?

Yunan megalo ideası ya da Hasan Dağı’na oduna gitmek
  • Yunanistan’ın son günlerde Türkiye’ye yönelik saldırgan tutumunun altında ne var? Elbette 1453’te Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden bugüne içlerinde kalan heves.
  • Bu hevesin adı megalo ideadır. Ve bu hevesi bilen Batılı büyük güçler her fırsatta Yunanistan’ın yarasını kaşımaktadır. Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi durduramayanlar bugünlerde Yunanistan’ın hevesini şiddetlice kaşımış olmalı ki tuhaf sesler yükseliyor Atina’dan. Savaşmaktan söz edenler de var Ayasoyfa’yla ilgili tasarruflarımızı sorgulayanlar da…
  • İstanbul’un yarısı kadar nüfusa sahip, bütün ekonomik değerleri Almanlar tarafından el konulmuş, ekonomisi bitmiş bir Yunanistan’ın heveslerini şu güzel deyim anlatmıyor mu sizce de? “Haline bakmaz Hasan Dağı’na oduna gider!”
Yeni normal anormale dönüşürse…

Pazar akşamı televizyon haberlerinde 65 yaş üstü büyüklerimiz konuşuyor; “Biz 3 aydır evde sıkıldık. Biz kurallara uyuyoruz. Ama uymayanlar yüzünden tedirginlik yaşıyoruz. Sosyal mesafeye uymuyorlar. Tedirginiz.”

Haberleri izlerken aynı saatlerde sosyal medyada neler var diye bakarken bir görüntü gözüme ilişiyor. Genç bir doktorun sitem dolu cümlelerinden sonra eklediği görüntüde, gencecik çocuklar çimenlerin üzerinden hoplayıp zıplıyor. Ne sosyal mesafe var ne korunmak için maske.

Pandemi günlerinin ilk günlerinde sıkı sıkıya uyguladığımız “tedbirler” konusunda hiç olmazsa bu yaz boyunca da dişimizi sıkmalıyız.

Bazılarının özensiz ve dikkatsizliği yüzünden bir çuval inciri berbat etmenin alemi yok.

Bunun için sosyal medyada gördüğümüz o özensiz görüntülere sebebiyet veren gençler dahil, örnek vakaları tespit edip cezalandırılmalı ve bu cezalandırmalar da medya vasıtasıyla duyurulmalı. Yoksa 3 aydır çektiğimiz sıkıntının bir o kadarını daha çekmeye devam edeceğiz.

Pandeminin ilk vakalarından biri olan Kapalıçarşı esnafı, “promosyon bileti” yanmasın diye gittiği Amerika’dan döndükten sonra dedesi ile birlikte 4 kişinin ölümüne 400’ün üzerinde insanımızın virüsü kapmasına neden oldu.

Yeni normal olarak tanımladığımız “maskeli”, “sosyal mesafeli” hayatımıza alışmazsak bunun adı anormalleşmedir ve sonuçları çok daha acı olur. O zaman ne o çimenler üzerinde zıplayarak İzmir Marşı söyleyen gençler eylenmeye devam edebilir, ne haftada 2 gün sokağa çıkabilen yaşlılarımız gün yüzü görebilir.

Bilmem anlatabiliyor muyum?

#CHP
#HDP
#KCK
#İYİ Parti
#Fatih Sultan Mehmet
4 yıl önce
CHP-HDP ittifakı “Şeffaflaştı” gözler İyi Parti’de
Köprü
Yenildiler
Jeopolitik buhran
Ortadoğu’da bölgesel savaşın yeni aşaması
‘1 gün savaşı’…