|
Kızılay Somali"de neden hedef olur?

Somali"deki bombalı saldırıda Türk Kızılayı Konvoyu da hedef oldu. Saldırı, Türkiye"nin Somali"deki varlığını değerlendirmemiz için zihin açıcı bir analizi zorunlu kılıyor. Neden mi, anlatalım…

Geçtiğimiz yıl Temmuz başlarında Birleşmiş Milletler bir rapor yayınladı. Raporda; yıllardır iç çatışma halinde olan, fakirliğin ve kaosun mahvettiği, doğalgaz kaynakları yüzünden ABD işgaline maruz kalan, uluslararası şirketlerin üzerinde talan haritaları yaptığı Somali"de açlık uyarısı yapılıyordu.

Medya, Afrika için onlarca yıldır süregelen açlık raporlarından biri olarak gördü bu uyarıyı. Umursamadı…

Nasılsa bu raporlar yayınlanır, batılı bazı sivil kuruluşlar organizasyonlar yapar, ünlü isimlere aç insanlar üzerinden şovlar yaptırılır, toplanan paraların yüzde doksanı organizasyon masrafı olarak ceplere indirilir, vicdan operasyonları ile kirliliklerin üstü örtülmeye çalışılır ama Afrika"nın kaynakları üzerine talan devam ederdi.

Yeni bir şey yoktu.

Biz öyle yapmadık. Yeni Şafak ve TVNET üzerinden kampanya başlattık. Yoğun haber yayınına, kampanya çağrılarına yer verdik. Birkaç hafta kimseden ses çıkmadı. Sonra yavaş yavaş yardım kuruluşları harekete geçti. Dikkat çekmeyi başarmıştık.

Ama hükümetin bu kampanyayı benimsemesi, sahiplenmesi, yardım kuruluşlarını bölgeye yönlendirmesi ile Somali duyarlılığımız bir yardım operasyonuna dönüştü. Toplumsal zemin buldu, sokaktaki insandan işverenine ve yardım kuruluşlarına kadar hemen herkes, bütün kurumlar seferber oldu.

Kampanya, Türkiye"nin kampanyası oldu.

Güney Asya"daki büyük deprem ve tsunami ile Pakistan"daki deprem sonrası büyük yardım organizasyonuna bir yenisi eklendi. Yardımlar çığ gibi büyüyor, şirketler ve sivil toplum kuruluşları bölgeye gidiyor, Başbakan Tayyip Erdoğan öncülüğünde bütün bakanlar konuyla yakından ilgileniyor, kamu kurumları Somali"de projeler uyguluyordu.

Ne yazık ki, toplumsal ilgiyi bir noktada uzun süre tutamıyorsunuz. Bir süre sonra ilgi azalıyor. Somali"de de böyle oldu. O yoğun hareketlilikten sonra ortamı bir sessizlik kapladı. Somali"de resim verenler sustu, medya haber vermemeye başladı.

Ancak devlet ve bazı yardım kuruluşları, kimseye aldırmadan sessiz sessiz çalışmalarına devam ettiler. Şirketler projelerine, yardım örgütleri çalışmalarına ara vermedi. Çok az gündeme gelse de Türkiye, Somali"yi ayağa kaldırmaya çalışıyor, dev projeler uyguluyordu.

İç savaşı bitirmek için taraflar arasındaki uzlaştırma çalışmaları, alt yapı çalışmaları devam ediyor, hastaneler açılıyor, fabrikalar devreye alınıyordu. Bölgedeki çabaları için Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ"ın özverili çabalarının hakkını burada vermek lazım.

Türkiye kamuoyu yakından izlemiyordu ama Batı dünyası Somali"deki Türkiye damgasını dikkatle takip ediyordu.

Somali sadece ekonomik açıdan değil, uluslararası güvenlik açısından da stratejik bir yer. Kızıldeniz"in, Doğu Afrika"nın okyanusa açılan kapısı. Nüfusunun tamamı Müslüman. Yeraltı zenginlikleri çok fazla. Stratejik önemi ve zenginlikleri yüzünden de bu ülkenin yüzü hiçbir zaman gülmedi.

Mesela ABD"nin Somali işgalinin, hani o "Blackhawk Dawn" gibi filmlere konu olan, Çevik Bir"in 28 Şubat"taki misyonunu da hazırlayan askeri müdahalenin sebebi doğalgaz kaynaklarıydı. Batılı şirketler ülkedeki gaz alanlarını paylaşmış, ama istikrarsızlık yüzünden faaliyet yapamıyordu. Şirketlerin talebi ile, Somali"yi istikrarlı hale getirmek için yapıldı o müdahale. Rezil bir şeydi…

Bir süredir Somali"deki gelişmeleri yakından izliyorum. Bölgeden gelen haberlerde, Türkiye"nin her yerde olduğu, ülkenin her alanında çalıştığı, ekonomisinden siyasetine, insani yardımından yatırımlara kadar Somali"ye Türkiye damgası vurulduğu söyleniyor, "nereye elinizi atsanız orada Türkiye var" deniyordu.

İki ülke arasındaki ilişkilerin seyrinden, Somali yöneticilerinin de oldukça memnun olduğu görülüyor. Hatta, insani yardım konusundaki bir toplantıda Somalili bir yetkilinin Batılı kuruluşlara dönerek; "Yardım yapacaksanız Türkiye gibi yapın, yoksa hiç gelmeyin" dediği ifade ediliyor.

Bazı gelişmelere, çalışmalara, çabalara ancak dikkat çekici bir şey olduğunda ilgi gösteriyoruz.

Dün Somali"den bir haber geldi.

Mogadişu"da düzenlenen bir dizi bombalı ve silahlı saldırıda aralarında iki Türk"ün de bulunduğu en az 20 kişinin hayatını kaybettiği öne sürüldü. Daha sonra Kızılay konvoyuna yönelik saldırıda bir Kızılay mensubu Somalili"nin öldüğü, üç Türk"ün de yaralandığı ortaya çıktı. Kızılay"dan yapılan açıklamaya göre, bölgede yardım faaliyetlerini sürdüren Türk Kızılayı ekibini taşıyan iki araçlık konvoy saldırıdan etkilenmiş…

Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu"nun gerçekleştiği gün böyle bir saldırı olması anlamlı. Ama asıl anlamlısı, Somali"de Türkiye kökenli yardım kuruluşlarının saldırı hedefi olması. Gerçi saldırının hedefi mahkeme binası. Kızılay ekibi saldırıdan sadece etkilenmiş. Ancak bu olay, olabileceklere dair zihinlerimizi uyarıcı bir etki yapıyor.

Türkiye bu ülkede bu kadar etkinse, Türkiyeli yardım kuruluşları ülkenin her alanında var ise, Türkiye ekonomik ve siyasi olarak bu ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışıyorsa, hedef olabilir. Bu tür saldırıların arkasında elbette Somalili silahlı gruplar vardır. Ama "onların arkasında kim var" diye sorarsak, bu ülke, şirketlerin çıkarı için işgal edilebiliyorsa, o şirketlerin ve ülkelerin önceliklerini yok sayamayız.

Türkiye"nin Somali"deki varlığından kimlerin rahatsız olabileceğini söylemeye bile gerek yok.

11 yıl önce
Kızılay Somali"de neden hedef olur?
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?