|
Türkiye"yi "kıyamet savaşı"na zorlamak

Önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt''ın ilk açıklamasını hatırlayalım: "Asla Türk Silahlı Kuvvetleri''nden terörle mücadele amacıyla bir tek asker bile Afganistan''a gidemez. Böyle bir şey olmaz. Buna da gerek yok." Büyükanıt; NATO''nun (tabi ki ABD''nin) Türkiye''den Afganistan''dan da Taliban güçleri ile çatışmak için ek kuvvet talebinde bulunduğunu da doğruluyordu.

Genelkurmay Başkanı, geçtiğimiz günlerde yapılan "Küresel Terör" konulu toplantıdaki konuşmasında ise dehşet bir uyarı yaptı: "Eğer Pakistan''da yönetim Taliban''ın eline geçerse dünyada ilk kez bir terörist grubun eline atom bombası geçmiş olacak. Dünya bu tehdidi görmelidir."

Ve Pazartesi günkü açıklaması: "Göreve geldikten bir ay sonra ''Afganistan''a terörle mücadele kapsamında tek asker gönderilemez'' diye bir demeç verdim. ISAF''ın görev tanımına baktığımız zaman, terörle mücadele görevi yoktur. Askerlerimiz orada terörle mücadele etmek için bulunmamaktadır. Eğer ilave asker gönderilirsi bunlar terörle etmek için kullanılacaktır."

Şimdi de Dışişleri Bakanı Ali Babacan''ın sözlerini aktaralım: "Biz kendi terörle mücadelemiz ve Afganistan''daki terörle mücadele arasında bir denge kurup, önümüzdeki günlerde bununla ilgili bazı kararlar vereceğiz. Askeri yardımlarımızı değerlendireceğiz. Askeri konularda önümüzdeki günlerde spesifik olarak kararımızı vereceğiz." Babacan, bunları söylerken, askerlerin kesinlikle "muharip olmayacağı"nı özellikle vurguladı.

Bu sözlerden sonra birkaç hatırlatma yapalım: Pakistan''da olağanüstü günlerin yaşandığı, Benazir Butto''nun öldürüldüğü günlerde, ABD''nin nükleer silahların kontrolü için gizli planlarını tartıştık burada. Krizin içerideki iktidar kavgasından çok nükleer silahlarını kontrol etme kavgası olduğunu, ABD ve NATO''nun buna hazırlandığını, ABD özel birliklerinin Pakistan''a yerleştirileceğini çünkü nükleer silahların ABD karşıtı güçlerin eline geçme ihtimali bulunduğunu vurguladık. Yerleştiler de oraya…

NATO toplantılarında; "Afganistan''da durum kötüleşir, çekilmek zorunda kalırsak ve aynı anda Pakistan da kontrolden çıkarsa ABD ve NATO güçleri, Sovyet güçleri gibi, Afganistan''da kapana kısılır mı" sorusuna cevap arandığını belirtmiştik..

"Atom bombaları teröristlerin eline geçer" cümlesindeki "terörist"lerin aslında Taliban ve El Kaide olmadığına, Pakistan ordusunda, sistem içinde ABD''nin söz konusu bölgeye yayılmasından, Afganistan''da var olmasından rahatsız olan güçler olduğuna dikkat çektik.

Kuzey Irak''a kara operasyonu sonucunun nasıl bir tartışmaya neden olduğunu, "ihanet", "teröre destek" ve "üniforma resti"yle tartışıldığını hatırlayalım. Afganistan''a asker göndermenin de benzer bir tartışmaya yol açabileceğini, ABD ve NATO''nun Afganistan''da büyük bir fiyaskoyla karşı karşıya olduğunu, dolayısıyla "ek asker" talebinin kesinlikle muharip olarak istendiğini not edelim. Çok önemli bir noktaya daha vurgu yapmak istiyorum: Afganistan''daki "fiyasko" korkusu ile Pakistan''daki "nükleer bombaların akıbeti" korkusu aynı tehdit kategorisinde değerlendiriliyor.

ABD Başkan Yardımcısı Cheney, Ankara''da TSK''yı ikna edebilecek mi? Ek asker talebini kabul ettirebilecek mi? Ankara''nın söyleyebileceği; "ek asker verelim ama muharip olmasın" formülü ABD''yi kesinlikle tatmin etmeyecektir.

Bu tartışmadan çıkan sonuç şu olmuyor mu? Türkiye''den ABD''yi Afganistan''daki fiyaskodan kurtarması isteniyor. Türkiye, tarihinde ilk kez bir ülkede kara operasyonuna giren, tam anlamıyla başarısızlık örneği sergileyen NATO''yu kurtarma operasyonunu mu üstlenecek? Afganistan-Pakistan coğrafyasında Sovyetler''in akıbetine uğramak üzere olan ABD''nin imdadına mı koşacak?

Cheney''nin ziyaretinde Afganistan, Pakistan''daki stratejik silahlar ve NATO hezimeti önemli yer tutacak. Ancak asıl önemli konunun İran olacağını, bölgesel denklemin bu tehdide göre belirginleştiğini hepimiz biliyoruz. Afganistan''dan Lübnan''a kadar her gelişme İran kriziyle bağlantılı olduğunu da. Irak''taki durumla ilgili söylenecek bir şey kalmadı. Lübnan her an patlayabilir. Şu anda İsrail savaş gemileri Lübnan karasularında dolaşıyor.

Lübnan''da bazı kaynaklar ABD''nin on beş kişiye suikast hazırlığında olduğu, özellikle Hristiyan lider General Michel Aoun''un öldürülebileceği uyarısı yapıyor. Bu korkunç tezgah içinde Velid Canbolat''ın da bulunduğu, suikastin bir füze saldırısıyla ya da patlayıcılarla yapılacağı söyleniyor. Aoun''un öldürülmesi Lübnan''da sonu gelmez iç savaşlara neden olacak. Afganistan''daki fiyasko, Pakistan''daki stratejik silahlar, İran korkusu ve Lübnan iç savaşı. Nasıl bir Ortadoğu hayal edebiliriz?

Türkiye''ye gelmek üzere olan o uğursuz adam hâlâ Irak''la El Kaide arasında, Irak''la 11 Eylül saldırıları arasında bağlantı kurarak hepimizi aptal yerine koymayı sürdürüyor. O uğursuz adamın çantasında bölgesel bir savaş var. Kaos var. Nükleer kâbus var. O uğursuz adam, bütün bu çılgınlıklar için Türkiye''yi ikna etmeye çalışıyor. Kıyameti Türkiye ile başlatmak istiyor.

Hele, 2002''deki gibi hayal kırıklığı içinde ülkesine dönsün! Bakın o zaman Türkiye''de neler olacak!

16 yıl önce
Türkiye"yi "kıyamet savaşı"na zorlamak
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?