Matbaanın bulunması (1450) ve el yazması kitap dünyası arasındaki ilişkiyi düşünün. Şimdi de kağıda basılı gazeteler ve dijital medyanın ilişkisine bakın. Birbiriyle ilginç benzerlikler var. Anlatayım.
Matbaa, yavaş ama sürekli bir gelişmeyle, asıl Sanayi Devrimi'yle birlikte yazı dünyasında her şeyi değiştirdi. Yani nereden baksanız 150 yıllık bir geçiş dönemi oldu. Bu geçiş süreci içinde hem el yazması, hem de matbaa baskısı kitaplar varlığını sürdürdü.
Aslında Avrupa'dan sadece 35 yıl sonra, Osmanlı gayri Müslimleri tarafından matbaa kurulmuştu ama yaygınlaşmadı. Kültürel, toplumsal ve ekonomik nedenleri vardı. Konumuz bu değil şimdi.
Osmanlı'da binlerce hattat, imparatorluğun hem bürokrasi, hem de ilim ve kültür dünyasının ihtiyacı olan evrakları, kitapları elle yazıyordu. Son derece estetik ve çok güçlü bir sektördü.
Bu nedenle matbaanın yaygınlaşması Osmanlı'da çok geç oldu. Ancak sonunda matbaa, hattatlığı ve onunla beraber yaşayan sektörü tamamı ile dönüştürdü ya da ortadan kaldırdı.
Bugün kağıda basılı gazetelerle, dijital medya arasında benzer bir mücadele ve dönüşüm var. Tıpkı matbaa gibi, dijital devrim de medya sektörünü değiştiriyor ve dönüştürüyor.
Ne gariptir, dünyada kağıda basılı gazeteler kapanırken (İngilizlerin ünlü the Independent gazetesi gibi), Türkiye'de son iki yılda, on beşe yakın kağıda basılı günlük gazete çıktı. Bunlar 20 yıl önce olduğu gibi, kitap promosyonu veriyor bir de.
Medya dünyası, matbaanın bulunuşundan sonraki yüzyılda olduğu gibi dual durumu yaşıyor aslında. Hem hattalar var, hem matbaalar. Hem kağıda basılı gazeteler, hem de online medya var. İsteyen, istediğini tercih edebiliyor.
Dünyadaki online gazetecilik (The Huffingtonpost gibi), hızla gelişirken, kağıda basılı gazetelerde ısrar etmek, değişimi anlamamaktır.
Daha çok sanatsal ve kıymetli çalışmalar kağıda basılacak.
Ne enteresandır, matbaa el yazması sektörden direniş görmüştü. Şimdi de dijital devrim, matbaa sektöründen bir direniş görüyor.
Yazma eserlerin, hattatların etrafındaki sektör gibi, basılı gazeteler etrafında da bir sektör bulunuyor. Reklam dağıtıcıları, ısrarla kağıda basılı gazetelere daha çok reklam vermekten yana. Buna ek olarak kağıtçılar, matbaalar, dağıtımcılar, mürekkepçiler, nakliyeciler online medyaya karşı.
Gazete sahipleri, sermayedarlar geleneksel gazetecilere bakıyor.
Ancak tıpkı yayın politikaları gibi, bu konuda da kafaları karışık. Online sistemlere yatırım yapmak istiyorlar ama kitap promosyonu da cazip geliyor. Hem online olsun, hem de kağıt olsun diyorlar.