Kalkınmayı planlamak

04:0014/07/2023, Cuma
G: 14/07/2023, Cuma
Mehmet Akif Soysal

Öncelikle “Kalkınma ile Büyüme” arasındaki farka değinelim. Ekonomi literatüründe ekonomik büyüme ve kalkınma kavramları önemli ayrımlar içeren anlam farklılıklarına sahiptir. Büyüme nedir? Bir ülkede bir dönemde tüm mal ve hizmetlerin parasal ifadesi olan milli gelirdeki artış “iktisadi büyüme” olarak tanımlanır. Bu anlamda büyümenin nereden geldiğine bakılmaz, hane halkına etkisi gözetilmez. Kalkınma nedir? Bir ülkenin üretim yapısının yüksek katma değerli ürünler üretecek biçimde dönüştürülmesi

Öncelikle “Kalkınma ile Büyüme” arasındaki farka değinelim. Ekonomi literatüründe ekonomik büyüme ve kalkınma kavramları önemli ayrımlar içeren anlam farklılıklarına sahiptir.


Büyüme nedir?

Bir ülkede bir dönemde tüm mal ve hizmetlerin parasal ifadesi olan milli gelirdeki artış “iktisadi büyüme” olarak tanımlanır. Bu anlamda büyümenin nereden geldiğine bakılmaz, hane halkına etkisi gözetilmez.


Kalkınma nedir?

Bir ülkenin üretim yapısının yüksek katma değerli ürünler üretecek biçimde dönüştürülmesi ve ortaya çıkan ürünün o toplumu oluşturan gelir grupları arasında adaletli bir şekilde dağıtılarak yaşam standartlarının (refah düzeylerinin) yükseltilmesidir.

Tanımından da anlaşılacağı üzere “Büyüme” yüzeyseldir, niteliksizdir, hoyrattır ve en önemlisi daha plansızdır. Kalkınma ise niteliklidir, derinliklidir ve mutlaka çok planlı olmayı gerektirir.

Örneğin kredi genişlemesi yoluyla GSMH büyümesi yaratabilirsiniz, maliye politikaları ile çok kısa vadede yine büyüme sağlanabilir. Ancak büyümenin kalkınmaya sebep olacak endüstri ve hizmet alanlarından sağlanması ancak doğru bir planlama ile olur.

Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkeler kaynak kıtlığı veya sermaye eksiği diye isimlendirdiğimiz açığa sahiptir. Bu nedenle harcanacak her kuruşun dahi en üst verimliliği yaratması önem arz eder. A sektörüne yatırdığın sermaye ile yüzde otuz değer yaratabilirken bir diğer sektörde bu belki yüzde elli veya üstü verim verebilir. Bunun ötesinde oluşturulacak plan esasında üretim zincirlerinin zayıf halkaları güçlendirilerek bu verimlilik arttırılabilir. Mesele girdi ile çıktı arasındaki farkı arttırmak…


Devlet Planlama Teşkilatı ve Strateji Bütçe Başkanlığı

Devlet Planlama Teşkilatı ülkemizde uzun zamandır kalkınmayı planlamak üzere hizmet vermekteydi. 2011 yılında DPT’nin kapatılmasıyla görevleri Kalkınma Bakanlığı’na devredildi. Bu sürecin sonunda malumunuz Kalkınma Bakanlığı kaldırıldı ve Cumhurbaşkanlığı sistemiyle planlama işlevi Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na verildi.

Her ne kadar planlamanın devlet kaynakları ile ilişkisi olsa da ülkenin bütünüyle planlaması çok daha kapsamlı bir iş ve süreçler silsilesidir. Bütçe gibi ağır bir yükün üstüne yine planlama gibi ihtisas gerektiren ağır yükün konması planlamaya verilecek ehemmiyeti, özeni düşürebileceği kanaatindeyim.

Teknolojinin ve üretimin çok hızlı evre değiştirdiği günümüz dünyasında planlamaya daha fazla kaynak ayırmak ve hızlı hareket etmek mecburiyet olarak önümüze çıkıyor.

Bu noktada SBB’nin sektör toplantılarında talep, beklenti ve ufuk turuna açık olması; Dünya’daki bilim, ekonomi, siyaset konularındaki verilere anında sahip olup yorumlayabilecek kapasitede olması gereklidir. Bunları gerçekleştirmek için ise geniş ve nitelikli insan kaynağı ile teknolojik alt yapıya gereksinim vardır.


Devlet Planlaması olmazsa ne olur?

Bir kısım görüşe göre kaynaklar nihayetinde özel girişimler vasıtasıyla dağıtılır ki özel sektör işi en iyi bilendir. Ancak bu görüş tam doğruyu yansıtmaz. Zira özel sektör devletlere göre kısa vadeli bakar. Devletler 10-50 belki yüzyılı planlarken şirketlerin en uzun planlaması 5-10 yıldır. Ayrıca müteşebbisler doğası gereği en kısa zamanda yüksek kârı hedefler, orta ve uzun vadenin getirdiklerine bakmaz.

Bunun neticesinde mesela; lüks konut üretiminde kâr var diye aldığı kaynakları buraya yatırır ancak halkın çoğu olan orta ve alt düzeye konut üretilmez ve kiralar aşırı yükselir. Örnekler çoğaltılabilir…

Türkiye Yüzyılı’na girdiğimiz şu dönemde planlamaya çok daha fazla ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Belirlenecek öncelikli sektörler, işler, yapılar önümüzdeki on yıllarda ihracat kg değerimizi 5 dolar ve üzerine çıkarabilirken, krediden tutun da eğitim sistemine, ara eleman ihtiyacının giderilmesine, köy kentlerin planlanmasına, şehirlerimizin mimarisine kadar her şey bu kaynak planlamasından geçmektedir.

#ekonomi
#Ekonomik Büyüme
#Mehmet Akif Soysal