Kudüs kutsalın başkentidir.

Her üç semavi dinin kutsallarının buluştuğu eşi benzeri bulunmaz bir dünya şehridir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “Kudüs tüm dünyadır” gerçekte.

Kudüs nasıl ki tüm dünya ise, Cumhurbaşkanımızın deyimiyle, Filistinli Müslümanlar da tüm insanlıktır.

Mesele dünya ve insanlık meselesidir.

Meseleye bu zaviyeden bakmayanlar kaybederler.

Hz. Ömer Kudüs’ü toprak olarak fethettiğinde bu anlayışla kucaklar herkesi.

“Kudüs hepimizindir” der: “Hepimiz burada bir arada barış içerisinde özgürce yaşayacağız.”

Şarkın büyük sultanı Selahaddin-i Eyyubi de Kudüs’ü bu anlayışla fetheder ve yönetir.

Çünkü Kudüs’te tüm dünya vardır, tüm insanlık vardır.

Hz. Ömer de, Selahaddin de asıl fethin kalpten geçtiğine inanır.

Kalbi olmayanın medeniyeti yoktur.

İnsanlığı hiç yoktur.

İslamiyet’in insan tasavvuru da, medeniyet tasavvuru da bunu öngörür.

Kalbi olmayan bir kültürün ve medeniyetin barbar çocukları ne anlarlar!

Onlar fethettikleri yeri yakar yıkarlar.

Oraların halkını kılıçtan geçirirler.

Kendilerinden gayrısına hayat hakkı tanımazlar.

Onların kutsallarına saygı göstermezler.

Herkesi kendileri gibi olmaya zorlarlar.

Kendileri gibi olmamakta direnenleri de ya öldürürler ya da sürerler.

Avrupa’nın tarihi bu barbarlıkla doludur.

Kudüs’te işledikleri barbarlıkların haddi hesabı yoktur.

İspanya’da sadece Müslümanlara değil Yahudilere de büyük mezalim uygularlar.

İspanya’nın Yahudilerine Osmanlı İslam devleti sahip çıkar.

Onları barındırır, onları itibar sahibi kılar.

Ne yazık ki İsrail’i yöneten Siyonist Yahudiler İslamiyete ve Müslümanlara karşı kinle doludurlar.

Tıpkı Hitler gibi soykırım zihniyetine sahiptirler.

Hitler’in soykırımına dillerine dolayanların Hitler gibi davranmaları ne yaman bir çelişkidir!

Toprak işgaliyle başlayan ve bugün kültürel ve fiziki katliamla devam eden korkunç bir mezalimle karşı karşıyayız.

Selahaddin’in çocukları kimsesiz.

Öksüz ve yetim.

Kudüs yeni bir Selahaddin’in yolunu gözlüyor.

Ne yazık ki İslam dünyası yönetimleri itibariyle işbirlikçi ve kukla.

Halklar ise çaresiz.

Bir tek Erdoğan liderliğindeki Türkiye vicdanı olmayan dünyayı dürtmeye, uyumakta olan İslam dünyasını diriltmeye çalışıyor.

Onu da devirmeye çalışıyorlar.

Tıpkı geçmişte Filistin üzerinde emelleri olan Siyonist Yahudilerin projeleri önünde engel oluşturan Abdülhamid’i devirdikleri gibi.

O gün Abdülhamid’i kim devirmek istediyse bugün de Erdoğan’ı onlar devirmek istiyorlar.

O gün Abdülhamid’in devirenlerin içinde sarıklı-sakallı din bilgileri de İslamcı aydınlar da vardı ne yazık ki.

Bugün de Erdoğan’ı devirmek isteyen cephenin içinde aynı tipler var maalesef.

Dün Abdülhamid’i “Müstebit-diktatör” diyerek devirmek istiyorlardı.

Bugün Erdoğan’ı aynı suçlamalarla devirmek istiyorlar.

Dün Abdülhamid’i devirenlerin başını İttihat ve Terakki çekiyordu.

Bugün Erdoğan’ı devirmek isteyen cephenin başını İttihat ve Terakki’in çocuğu olan CHP çekiyor.

Dün Abdülhamid’e düşman cephenin sloganları ne idiyse bugün de Erdoğan düşmanı cephenin sloganları aynı.

“Hürriyet, eşitlik, adalet.”

Abdülhamid devrildikten sonra Osmanlının içine sürüklendiği birinci dünya savaşı ve akabinde İngiliz işgaline uğrayan Filistin’de Siyonist Yahudilerin önünün açılması.

Erdoğan’ın “Kudüs tüm dünyadır, Filistinli Müslümanlar da tüm insanlık” derkenki siyasetini doğru okumak lazım.

Erdoğan günümüz siyasetinin Selahaddin-i Eyyubi’sidir.

O yüzden tasfiye edilmek isteniyor.

Kudüs’ü sadece orada olup bitenlerden ibaret görürsek yanlış bir okuma içine girmiş oluruz.

Ve her anlamda kaybederiz.

Mursi’yi Mısır’da niye alaşağı ettiklerini anlamazsak Erdoğan’ın niye ısrarla tasfiye edilmek istendiğini de anlayamayız.

Erdoğan liderliğindeki Türkiye güç kazanırsa Kudüs’ün kaderi farklılaşır.

Onun için hamasi Kudüs nutukları yerine kendimizi siyaseten doğru yerde konumlandırmak zorundayız.

Cumhurbaşkanımızın işaretlediği çerçevede, bütünüyle insanlık eksenine oturtulmuş insani bir siyaseti inşa etmemiz lazım.

Bu insani duyarlılığa kim destek veriyorsa hangi ülke yardımcı oluyorsa hepsiyle birlikte hareket eden bir siyasi anlayışı ikame etmek, sorunun çözümü için elzemdir.

Kudüs tüm dünyadır çünkü.

Ve Kudüs tüm insanlıktır gerçekte.

Kudüs/Aksa sadece Arap değildir.

Yalnızca Arapların değildir.

Kudüs/Aksa hepimizin kutsalıdır.

Diğer dinlere ait kutsallar da bizim kutsalımızdır.

Kudüs insanlığın başkentidir.

İnsan olanlar İsrail terör devletinin mezalimlerini durdurmak gerektiğine inanır.

Yoksa orada ölen insanlık olur.