Demokratikleşme paketi sonrası yapılan yasal düzenleme ile kamuda başörtüsü kullanımının önü, üç kurum istisna tutularak açıldı. Bu karar, Türkiye"nin temel hak ve özgürlükleri, kadının toplum ve siyaset tarafından dışlanmasını önleme konularında geç kalınmış büyük bir adımdır.
Bu yasal düzenlemenin ardından AK Partili kadın milletvekillerinden bazıları, Meclis çalışmalarını başörtülü olarak yapacaklarını açıkladılar.
Tam Türkiye normalleşme yolunda adımlar atıyor, bir sorun daha tarihe karışıyor derken; CHP"den bir grup, başörtüsünü yeniden rejim krizi haline getirme girişimi geldi.
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu; "Biz, TBMM"ye sahip çıkacağız. TBMM"nin geleneklerine, duruşuna sahip çıkacağız. Bunun gereğini, CHP yine İç tüzüğün verdiği bütün imkanları kullanarak bu gereği yerine getirecektir" dedi. CHP bu sürece direnme kararı alsa bile yasal olarak yapacağı bir şey yok. Ancak hemen not düşelim ki, nihai karar bugün toplanacak MYK"da verilecek.
Loğoğlu; "Yasalar kadar güçlü olan, Tüzükten de daha güçlü olan Tüzük hükümlerinden de daha güçlü olan TBMM"nin siyasi kültürünün, siyasi geleneklerinin korunmasının biz önemli olduğunu düşünüyoruz. ... Biz, TBMM"ye sahip çıkacağız. TBMM"nin geleneklerine, duruşuna sahip çıkacağız." diyor.
Bu açıklama hukuki değil, siyasi bir karşı çıkıştır. Karşı çıkışın gerekçesi ne olduğunu, kim tarafından, nasıl yorumlanacağını bilmediğimiz "TBMM"nin siyasi kültürü, siyasi gelenekleri" olarak ifade ediliyor.
Bu açıklama, son dönemde CHP"nin değişme ihtimaline, CHP"nin güçlü muhalefetin en güçlü adresi olabileceğine olan inancımı sarstı, ama umudumu yarınki MYK kararına kadar kaybetmiş değilim.
Peki bu açıklama nerden çıktı?
Genel Başkan ve bazı genel başkan yardımcılarının başörtüsü konusunda özgürlükçü açıklamaları ortada dururken?
Görünen o ki, son anda bir el devreye girdi ve Eski Türkiye refleksi ortaya kondu.
Şimdi bazı sorular soralım.
CHP, başörtülü vekillerin Meclis"e girişini nasıl engelleyecek?
Yapacağı tek şey pasif direniş ama sonuç alma şansı yok.
CHP"nin bu çıkışının sonucu ne olacak?
CHP"nin değişmediği, değişmeyeceği, Eski CHP anlayışının devam edeceği tüm kamuoyunca tescil edilecek ve Yeni CHP umudu büyük ölçüde tükenmiş olacak. Bu karara bir tek CHP"nin ulusalcı ekibi sevinecek.
Sonuç?
CHP, başta İstanbul olmak üzere Türkiye"de yerel seçimlerde hedeflediği başarıyı elde edemeyecek.
Bunları öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Bu sonuç en çok kimi mutlu eder?
Kuşkusuz başta AK Parti"yi. Ama ondan daha çok mutlu olacaklar Eski CHP"liler, Kılıçdaroğlu ve Mustafa Sarıgül"e muhalif olanlar...
Eğer resim buysa; önceki güne kadar ortada olmayan bu yasakçı tavrın hedefi doğrudan Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden Mustafa Sarıgül hatta ikisi birden olabilir.
O halde bu kararın arkasındaki olağan şüpheli, eski genel başkan Deniz Baykal"dır. Mustafa Sarıgül"ün affının ve CHP"ye katılmasının önünün açılmasının, 3 Kasım"da yapılacak PM"de gündeme gelmesi Baykal başta olmaz üzere pek çok ismi rahatsız ettiği açık.
Baykal ve ulusalcı ekip uzun süredir, CHP"nin yeni yüzü olan bazı isimlerden rahatsız. Yine bu ekip, CHP"nin yenileşme ve demokratikleşme yolunda özellikle Kürt sorunu konusundaki çıkışlarından; demokratikleşme paketindeki, başta andın kaldırılması olmak üzere bazı düzenlemelere CHP"nin verdiği tepkiden rahatsız.
Bütün bunların üzerine, Sarıgül"ün affedilecek ve ardından da İstanbul adayı olacak olması Baykal ve ulusalcı ekibin en büyük rahatsızlığı...
Bu yasakçı girişim, bu isimlerin Kılıçdaroğlu üzerindeki baskı kurma için ilk girişim ve başarısız olsa bile devamı gelecek. 3 Kasım"da, yani Sarıgül"ün affedilmesi sonrasında olacak. Baykal ve on yakın isimler ile ulusalcı ekip 3 Kasım"dan itibaren parti içi muhalefet bayrağını açabilirler.
Bütün bu yaşananlar Kemal Kılıçdaroğlu"nu bir kez daha yol ayrımına getiriyor. Yeni CHP"nin yolu da, yerel seçimlerde başarılı olmanın yolu da, Gezi ruhu ile buluşmanın yolu da daha çok özgürlük talep etmekten geçer, yasakçı siyaseti sürdürmekten değil. Kılıçdaroğlu ya eski siyaset alışkanlığı devam eden kronik muhalefet partisi olmaya devam edecek, ya da yenilenecek, demokratikleşecek, yapıcı ve iktidar adayı bir muhalefet olacak.
Bu kararı sadece Kılıçdaroğlu vermeyecek. Bu kararı Yeni CHP hedefini paylaşanlar, CHP"yi iktidar adayı yapmak isteyenler verecek.
