|
Lunapark

Lunapark’ta bir tek terlik. Kırmızı naylon, yan yatmış. Bir tarafı yanmış kıvrılmış. Bu terlik eşinden ayrılmış. Bir çocuk terliği. Sekiz on yaşlarında. Ben diyeyim kız çocuğu. Sarı püskül saçlı, iri yeşil gözlü. Gülünce gamzeleri görünüyor. Bir de beyaz dişleri.

Çocuk sevimli, bütün çocuklar gibi.

Peki ya Lunapark!

Bu nasıl Lunapark?

Kaydırak yanmış, kararmış. Salıncakların zinciri kopmuş. Çarpışan arabaların yarısı kaybolmuş. Kum havuzu feryat ile kumunu sağa sola savurmuş. Atlıkarınca dönmüyor. Atlar sakatlanmış. Sakat atları vururlar. Ağaçlar kavrulmuş.

Çiçekler, kelebekler alıp başını gitmiş.

Gökyüzünde bir grup balon. Sarı, yeşil, kırmızı. Yaşlı gözlerle Lunapark’ta çocuk arıyor. Bu Lunapark’tan vebanın nefesi geçmiş olmalı. Çocuklarını kaybeden park kederle kendine bakıyor. Ben artık yaşamam diyor.

Gökyüzünde uçaklar. Bulutları deliyor, mavi atlas semayı alev kanatları ile tutuşturuyor. Evler gözleri oyulmuş, kaburgaları kırılmış, birbirinin üstüne yığılmış birer mezar taşı. Bu harabe sokaklar artık ne ağıt ister ne de gözyaşı.

Sözün bittiği yer diyorlar hani.

Bitsin madem söz bu kadar düşmüş ise. Yine de biz hançeremizi yırtarak feryat edelim. İlencimiz varacağı yere varır diye bekleyelim.

Ulan alçaklar, hastaneleri vurmayın.

Çocukları öldürmeyin.

Allah belanızı versin...

Mustafa Kutlu, Fırtınayı Kucaklamak (Dergâh Yay. 2019)

#Filistin
#İsrail
#saldırı
7 ay önce
Lunapark
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik