Anayasa Mahkemesi Başkanı''nın sözlerinin, muhteva olarak önemi bir yana, neredeyse tüm gazetelerde manşet ve televizyonlarda ilk haber olması daha dikkat çekici geldi bize. Bu vesileyle, halkımızın vicdanı olma iddiasındaki medyamızın ne kadar da hak ve özgürlüklere susamış olduğunu, o nedenle de Ahmet Sezer''in sözlerini "İşte beklediğimiz işaret" diye değerlendirmeye aldığını görmüş olduk. 28 Şubat ve devamında hatırlanmayanların, bir konuşmayla manşetlere taşınması, bir kez daha "toplu manipülasyon"a duyduğumuz hayranlığı hatırlattı bizlere.

Akıllara ilk gelen soru/değerlendirme. 28 Şubat denilen ve darbe olduğu "pax americana" ile de tescil olunan süreç bitmiş, yerine Türkiye''nin rahatladığı, "normalleştiği" bir yeni dönem mi gelmiştir?

Hatta "Çok oluyoruz" vurgusuyla "Türklüğün yükselişi"ni dergi kapaklarına taşıyanların öngörüleriyle bakılırsa, "21. Asır Türklüğün asrı" olmak için mi gelmektedir? Seçimler öncesinde yaptığı her açıklama HADEP oylarını kenetleyen, öncesinde de RP''yi kapatan Başsavcı''nın şimdi yargının zirvesinden eleştiri yağmuruna tutulması ne kadar ilginç!

ABD''de tedavi gören Cumhurbaşkanı Demirel''in verdiği mesajlar, sadece "yansıtıcı" rolüyle değerlendirilmelidir. Zira bu seçimin en önemli sonuçlarından birisi, Demirel''in varlığını inşa ettiği "kırsal kesimin belirleyiciliğinin tarihe karışmasıdır." 18 Nisan seçimleri ise, Demirel''in hiç tanımadığı ve üzerine bırakın yapı inşa etmeyi, gezmeyi bile göze alamayacağı alanlar ortaya çıkarmıştır. Buralarda MHP''nin inşa ettikleri ise şimdilik sığınma çadırından öte anlam taşımamaktadır.

Tekrar Anayasa Mahkemesi Başkanı''na dönersek, bu sözleri milad kabul edenlerin Öcalan''ın mahkemesini de sürecin önemli bir unsuru olarak izlemesi gerekmektedir. MGK toplantısında ele alınıp karara bağlanan "DGM''lerden asker üyelerin çıkarılması" hatırlanırsa, önümüzdeki günlerin çok hızlı gelişmelere gebe olduğu görülebilir.

Apo''nun yargılanma süreci ve mahkemelerin izlediği seyir, DSP-MHP koalisyonuyla birlikte Mahkeme Başkanı''nın sözlerinin işaret ettiği düzenlemelerde asıl belirleyici olacaktır.

Kimse burada MHP''ye ya da onun ikizi DSP''ye birtakım tanımlar ya da roller biçerek "Onlar varken, şunlar olmaz" demesin. İmam-Hatiplerin ve Kur''an Kursları''nın kapatılması yaftasını Refah Partisi''nin boynuna asanlar, öyle görünüyor ki insan hakları, demokratikleşme, kürtler vb. gibi konularda da en ciddi adımları MHP''ye attıracak.

İnanmayan gidip Nevzat Tandoğan''a sorsun.