|
Kudüs için Amerika’ya kafa tutan Kral: Faysal bin Abdülaziz

Faysal bin Abdülaziz, 1906 yılının Kasım ayında Riyad’da doğdu. Suudi Arabistan’ın kurucusu Abdülaziz bin Suud’un üçüncü oğluydu. Küçük yaşta annesini kaybetti ve anne tarafından dedesi Abdullah bin Abdüllatif’in emekleriyle büyüdü, hafızlığını ve geleneksel eğitimini de onun yanında tamamladı.

I. Dünya Savaşı sona erdikten sonra 13 yaşındayken babası tarafından İngilizleri ziyarete giden heyetle İngiltere’ye gönderildi. Burada kaldığı sürede özel dersler aldı ve İngilizce öğrendi. 1925 yılında Şerif Hüseyin’in yenilerek Hicaz bölgesinden çekilmesinin ardından 20 yaşında Hicaz Emiri oldu. Emirliği süresinde hac ve umre niyetiyle kutsal topraklara gelen dünyanın her köşesinden Müslümanın ihtiyaçlarını karşılamakla özel olarak ilgilendi ve çok farklı coğrafyalardan Müslümanları tanıma ve sorunları hakkında bilgi sahibi olma fırsatına sahip oldu. Bu kişilerin arasında Muhammed Esed ve Malcolm X gibi tanınmış isimler de vardı.

1930 yılında ülkesinin ilk Dış İşleri Bakanı olarak göreve başladı. Birleşmiş Milletler’in kuruluşunun ilan edildiği konferans dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası toplantıda Suudi Arabistan’ı temsil etti. 1953 yılında babasının ölmesinin ardından abisi Suud bin Abdülaziz kral oldu ve Faysal bin Abdülaziz’e de Dış İşleri Bakanlığının yanında Başbakanlık görevi verildi. Abisinin kötü yönetimi sonucu ülkeyi ekonomik ve siyasi olarak çöküşe götürmesi nedeniyle aile meclisinin ortak kararıyla görevden azledilmesi üzerine 1964 yılında Suudi Arabistan Kralı oldu.

Dünya petrol rezervlerinin üçte ikisini ellerinde bulunduran 13 ülkenin bir araya gelerek oluşturduğu Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC)’nün kurucuları arasında yer alan Faysal bin Abdülaziz, Arap Milliyetçiliği yerine İslam Birliğini savunan bir politika izledi. Altı Gün Savaşları olarak bilinen 1967 Arap-İsrail savaşında Arap İttifakının yenilmesi ve işgalin genişlemesi onun için en büyük sorunlardan biriydi. Bu sorunun zirve noktası ise 21 Ağustos 1969 günü Avustralya asıllı fanatik Yahudi Michael Dennis Rohan’ın Mescid-i Aksa içinde bulunan Kıble Mescidini ateşe vermesi oldu. Yangında Kudüs Fatihi Selahattin Eyyubi’nin fetih sonrası yerleştirdiği ahşap minber yandı ve mescitte ağır hasar oluştu. Bu olay üzerine harekete geçen Kral Faysal, Suudi Arabistan liderliğinde İslam Konferansı Örgütü’nün kurulmasına önderlik etti.

Diğer Arap liderlerden ve kendi ülkesinin yöneticilerinden farklı şekilde İsrail’e olan tepkisini ve Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetini her fırsatta dile getiren Kral Faysal, o günlerde yaptığı konuşmasında “Mukaddes Kuds-ü Şerif sizi çağırıyor. Mescid-i Aksa içinde bulunduğu zorluklardan kendisini kurtarmanız için bekliyor. Neden korkuyoruz? Bizi durduran nedir? Ölümden mi korkuyoruz? Allah yolunda cihat ederek ölmekten şerefli ve daha faziletli ölüm var mıdır? Ey Müslüman kardeşlerim, bizler bir dirilişi arzuluyoruz. Onun adı İslam’dır. Ne ayrılıkçı ne kavmiyetçi ne de mezhepçi bir diriliş… Adı cihat olan Allah yolunda bir davanın dirilişi. Rabbime beni O’nun yolunda şehit olanlardan kılması için yalvarıyorum. Eğer bana Mukaddes beldemizin uğrunda cihat etmeyi nasip etmeyecek ve onun kurtulduğunu bana göstermeyecekse beni bu dünyada bir an bile yaşatmasın” demişti.

6 Ekim 1973 günü işgal ettiği topraklardan çıkması için Mısır ve Suriye ittifakının İsrail’e saldırması üzerine başlayan Yom Kippur savaşında Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Batılı ülkelerin İsrail’i desteklemesi üzerine Arap liderlerle görüşen Kral Faysal, İsrail destekçilerine petrol ambargosu başlattı. Bu ambargo sonrası büyük bir enerji krizi yaşandı ve dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Kral Faysal’ı ziyaret etti. Anlaşma ve geri adım atma tekliflerini reddeden Faysal bin Abdülaziz, Kissinger’dan gelen ‘petrol kuyularınızı bombalarız’ tehdidi üzerine verdiği cevapla Amerika’ya kafa tutan ilk Arap lider olarak tarihe geçti. Faysal şöyle demişti: “Petrol kuyularını bombalayabilirsiniz, biz ve atalarımız hurma ve deve sütüyle yaşıyorduk; yine öyle yaşayabiliriz ama siz artık petrolsüz yaşayamazsınız.”

Krallığı süresince Türkiye başta olmak üzere birçok İslam ülkesine ziyarette bulunan ve diplomatik ilişkilerin iyi olmadığı diğer Arap ülkeleriyle ilişkileri düzelterek İslam Birliğine hizmet eden Kral Faysal, Üsküdar doğumlu Çerkes asıllı bir Türk olan İffet Süneyyan Hanımla evliydi ve ondan Türkçe öğrenmişti.

Kral Faysal bin Abdülaziz, dünyada büyük ses getiren petrol ambargosu çıkışından 2 yıl sonra 25 Mart 1975 günü öğrenimini Amerika’da gören ve Amerika’dan yeni dönen yeğeni tarafından Riyad’daki sarayında başından vurularak öldürüldü. Kendi ismini taşıyan yeğeni Faysal bin Musad’ın akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilse de hastane raporuyla bu durumun yalanlanması ve tepkilerin dinmemesi üzerine idam edildi. Kral Faysal’ın ardından yerine kardeşi Halid bin Abdülaziz geçti ve Kral Faysal’ın imza attığı bütün dış politika hamleleri değiştirilerek bugünlere kadar gelindi.


#Kudüs
#Arabistan
#Kral Faysal
#Hicaz Emiri
#Mukaddes
#İşgal
1 yıl önce
Kudüs için Amerika’ya kafa tutan Kral: Faysal bin Abdülaziz
Kamu yönetiminde bölüşüm sorunu ve çözüm yöntemi
Başıboş köpek sorunu nasıl çözülür?
Gazze yanarken Hac ve Umre
Fiîlî işgalden zihnî işgale kapitalizmin insanı ve hakikati yok ediş serüveni… 
Yeni anayasa tartışmaları ve siyasetin normalleşmesi