İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu , Suriye’deki rejim değişikliğinin ardından Türkiye’nin bölgesel nüfuzunu sınırlamak için akla karayı seçiyor. Tüm tuşlara basıyor da diyebiliriz. Kremlin’e gidip “Askeriniz Suriye’de kalsın” diyen İsrail yönetiminin Beyaz Saray’da da kulis yaptığı söyleniyor. Hedeflerinde Türkiye var . Nedenini, nasılını anlatacağım ancak önce bazı hatırlatmalar yapmam gerekiyor. Esad rejimi 8 Aralık’ta düştükten sonra İsrail bölgesel politikasında revizyona gitti. Tehdit sıralamasında
İsrail
Başbakanı Binyamin Netanyahu
, Suriye’deki rejim değişikliğinin ardından Türkiye’nin bölgesel nüfuzunu sınırlamak için akla karayı seçiyor.
da diyebiliriz.
Kremlin’e gidip “Askeriniz Suriye’de kalsın” diyen İsrail yönetiminin Beyaz Saray’da da kulis yaptığı söyleniyor.
. Nedenini, nasılını anlatacağım ancak önce bazı hatırlatmalar yapmam gerekiyor.
Esad rejimi 8 Aralık’ta düştükten sonra İsrail bölgesel politikasında revizyona gitti.
Tehdit sıralamasında Türkiye’yi listenin
üst
Bunu onlar söylüyor. 7 Ocak’ta Netanyahu’ya sunulan
, İsrail yönetimine Türkiye ile doğrudan çatışmaya hazırlıklı olunması gerektiğini salık verdi. Bunun üzerine Netanyahu başkanlığında,
odağında Türkiye olan bir
çalışma
biliyorsunuz.
HER KONUDA AYNI DİLİ KONUŞMUYORLAR
Bölgede iki eksen oluştuğunu yazmıştım. Biri kaos, diğeri refah ve istikrar için çalışıyor. İsrail
bu kaos ekseninin bir ucudur.
Diğer ucunda İran yer alır.
İsrail, Trump‘ın ABD Başkanı olmasıyla,
7 Ekim sonrası oluşan fırsat denklemini realize etme hayali peşine düştü. Ancak bir süredir yazıyorum, beklenenin aksine,
Trump Netanyahu ile her konuda hemfikir değil
.
İkili, İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’yı ilhakı konusunda anlaşıyor. Trump’a İsrail’in Batı Şeriayı ilhak etmesiyle ilgili fikrini sordular. “
Bu iş olacak” yanıtı verdi.
Daha sonra
korkunç “Gazzelileri sürgün” planını
açıkladı.
Dünyadan tepki gelince geri adım atar gibi oldu ama Mısır‘ın, Gazze’nin yeniden inşası planını da kabul etmedi. Geçtiğimiz günlerde,
İsrail’in
Gazzelilere yeni bir yer aradığı,
bu kapsamda Sudan, Somali ve ayrılıkçı Somaliland’ın gündeme geldiği medyaya sızdı.
Gelinen noktada anladığımız şu: Trump ve Netanyahu’nun işbirliği Gazze’nin ötesine -henüz- geçemiyor. Trump seçildikten sonra, Netanyahu Başdanışmanını Trump’la görüşmeye göndermiş, İsrail
ABD’den Lübnan’ın bir kısmını işgal ve Suriye sınırına kadar güvenlik koridoru
için onay aramıştı. Ama Filistin’de Netanyahu’ya açık çek veren Trump buna karşı çıktı.
TRUMP YEMEN’İ NEDEN VURDU?
İkilinin
İran’dır. İsrail İran’ın nükleer kapasitesini hedef almak istiyor. İsrail
“Askeri seçeneğe başvurmamız gerekebilir. Çok zamanımız kalmadı” dedi. İsrail
, “Ortadoğu haritasını yeniden çizeceğiz” dediği ziyarette Trump’tan İran’a karşı destek istedi. Trump, buna karşılık, “Bölgede yeni bir savaş istemiyorum” diyor. İran’a maksimum baskı kararnamesini imzalarken, nükleer müzakere kapısını açık bırakıyor. Bu uğurda Tahran’a mektup da gönderdi.
ABD’nin haftasonu Yemen’e düzenlediği hava saldırısı denge arayışı. Bu saldırı, İsrail’i yatıştıran ama İran’ı doğrudan hedef almayan, öte yandan bölgedeki son kalesini vurarak Tahran’a “Masaya otur” mesajı veren bir taktik hamle niteliği taşıyor.
İSRAİL’İN DÖRT AYAKLI KAOS PLANI
Trump-Netanyahu politikalarının Suriye konusunda ne kadar örtüşeceği ya da ayrışacağı soru işaretiydi. Daha önce ayrışma işaretlerini yazmıştık. Bu işaretler derinleşiyor.
İsrail’in Suriye’de kaos planını dört başlık altında toplayabiliriz.
. Suriye topraklarını “güvenlik gerekçesiyle” işgal ediyor. Golan ve Şam arasında tampon bölge oluşturuyor. İki. Suriye’nin zayıf, kırılgan yapısının sürmesini istiyor. Bunu gizlemiyorlar.
Mitvim Enstitüsü Başkanı Nimrod Goren
açıkça dedi ki… “Türkiye’nin aksine İsrail Suriye’nin parçalanmasını tercih ediyor.” Bu yüzden Dürzileri kışkırtıp, YPG’ye “Silah bırakma” diyorlar. Üç. Suriye hükümetini “şeytanlaştırmaya”, yaptırımların devamını sağlamaya çalışıyorlar.
. Türkiye’nin Suriye’de nüfuz kazanmasını istemiyorlar. Bu yüzden ABD’nin (ya da Rusya’nın) Suriye’de kalmasını istiyorlar.
ABD, Suriye’ye yaptırımların kaldırılmasını sessizlikle karşılıyor, itiraz etmiyordu. Washington’ın
Şam’la
masaya oturması için SDG’yi zorlaması Suriye’de Tel Aviv’le yaşadığı en büyük ayrışmadır.
Bu ayrışmanın ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesiyle derinleşmesi beklenir.
WASHINGTON-ANKARA HATTINDA BİR KARA KEDİ
Erdoğan-Trump tanışıklığı ve diyaloğu Netanyahu ve ekibini endişelendiriyor.
Türkiye’nin Suriye’deki nüfuzunu sınırlamak için
Birleşik Arap Emirlikleri ve CENTCOM ile temasta olduklarını
Washington’daki gelişmelere vakıf bir dostumdan duymuştum. Başka aktörlerle de görüşüyorlar. Geçtiğimiz günlerde medyaya sızdı: Önce Suriye’de (Türkiye yerine) Rus üslerinin devamını sağlamak için ABD’de lobi faaliyeti yürüttüler. Daha sonra bu teklifi Kremlin’e de götürdüler.
Yaptıkları bununla kalmıyor. Türkiye ve ABD’nin kritik başlıkları konuşmasını istemiyorlar. Öyle ki…
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın mümkünse görüşmemesi, mümkün değilse olası görüşmenin ertelenmesi için Washington’da bir hayli kulis yürütmüşler.
Ben bu bilgiyi aldıktan bir gün sonra Erdoğan-Trump ikilisinin telefonda -tahminimce uzun- bir görüşme yaptığı açıklandı. İkili ilişkilerin (CAATSA) ve bölgesel, küresel meselelerin (Ukrayna, Suriye) ele alındığı duyuruldu. Bu görüşmenin yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
#Politika
#İsrail
#Yahya Bostan