PR için birçok kanal kullanılabilir. İnternet siteleri, sosyal mecralar, billboardlar, radyolar ya da televizyon kanalları. Ancak sizin için hangi kanal daha uygunsa, o kanalın tercih edilmesi gerekir. Hem geri dönüşler açısından, hem de daha ekonomik olacağından, uygun kanalın tercih edilmesi gerekir.
Bir marka ya da kişi için ilk PR çalışması hayati önemdedir. Bu çalışmayı bir binanın temellerine benzetebiliriz. Eğer sağlam bir temel atılmazsa, sonraki çalışmalar da, beklenen etkiyi göstermeyecektir. Örneğin bir sanatçının ilk çıkış parçası beğenilmediyse, kamuoyunda daha sonraki parçalarının da iyi olmayacağı algısı hâkim olabilir.
Kalite her zaman pahalı olmasa da genellikle ucuz da değildir. Profesyonel bir PR çalışması önemli bir bütçe gerektirir. Ulusal ya da global bir marka haline gelmek isteyen firmaların, amatör çalışmalar yerine, alanında kendini kanıtlamış, uzman bir PR ajansından profesyonel PR hizmeti almaları elzemdir.
Reklam hakkında eskiden çok söylenen “Reklamın iyisi-kötüsü olmaz” sözü PR için geçerli bir söz değildir. Kötü bir PR çalışması ile olumsuz algılanmaya başlanan bir firmanın, bu menfi durumu müspet hale getirmek için yıllarca çalışma yapması gerekebilir. Hatta bu algıdan kurtulmak için birçok firmanın isim değişikliğine gittiği bilinmektedir.
PR çalışmalarında yanlış yapılan bir uygulama da, aynı sektörde bulunan markaların, daha çok tanınan marka ile algı oluşturma çabasıdır. Eğer kendi alanınızda isim yapmak gibi bir amacınız varsa, şekil-zemin ilişkisine dikkat etmeli, kendi markanızdan daha popüler olan marka ile birlikte anılmamalısınız. Yani zeminde kalmamalı, şekil olmalısınız.
Ivan Pavlov’un yıllar önce dile getirdiği bitişiklik kuramına göre iki farklı uyarıcı arasında bir bağ kurulur. Eğer bir markanın reklam yüzü olarak seçilen kişi daha önce kamuoyunda olumsuz bir özelliği ile yer bulmuşsa, bu durum markada da olumsuz bir algının oluşmasına neden olur. Bu yüzden çalışma yapılacak kişiler, yerler, kanallar önemle seçilmelidir.