İsrail tarafından kapatılan Harita Derneğinin eski müdürü ve Yahudi yerleşim birimleri uzmanı Tüfekçi, ABD Başkanı Donald Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" olarak adlandırdığı sözde barış planını değerlendirdi.
- Tüfekçi, planda Filistinlilere, Kudüs'ün yerine Şuafat Filistinli Mülteci Kampının başkent olduğu bir Filistin devletinin öngörüldüğünü aktardı.
Daha önce Ebu Dis ve Beyt Hanun bölgelerinin Filistinliler için başkent olarak gösterildiğini hatırlatan Filistinli uzman, Şuafat dahil tüm bu bölgelerin Kudüs'ün çevresindeki yerler olduğuna dikkati çekti.
Filistin'in gıda deposuna da İsrail hakim olacak
Tüfekçi, sözde barış planına göre Batı Şeria'nın yüzde 27'sini oluşturan ve gıda üretim merkezi olarak bilinen Ağvar bölgesinin de İsrail'in kontrolü altında olacağını ifade etti.
İsrail'in uzun süredir Batı Şeria'yı kendi topraklarına katmanın peşinde olduğunu aktaran Tüfekçi, 1979'da Batı Şeria'da başlatılan "1 milyon yerleşimci" programının 1983'te yürürlüğe konulduğunu ve bu çerçevede Filistin devletinin Ürdün'de kurulmasına çalışıldığını dile getirdi.
Filistinli uzman şunları söyledi:
- "İsrail'in elinde çok açık bir program bulunuyor. Sağcı, solcu ya da başka düşüncede olsun iki nokta üzerinde müttefiktirler. Bunların ilki, Filistin devleti Ürdün'de kurulması. İkincisi ise Kudüs'ün sadece Yahudi devletinin başkenti olması."
Batı Şeria'nın anahtarlarının İsrail'e teslim edilmesi isteniyor
Yahudi yerleşim birimleri uzmanı Tüfekçi, "Bugün gördüğümüz şey bir grup Filistinli topluluğun birbirlerine tüneller ve köprüler yoluyla bağlanmasıdır. Sözde barış planı, Batı Şeria'yı İsrail tarafından çevrelenmiş büyük bir hapishaneye dönüştürecek." değerlendirmesinde bulundu.
- Filistin yönetiminin bu planla tasfiye edileceğini kaydeden Tüfekçi, "Bize önerilen, Batı Şeria'nın anahtarlarını İsrail'e teslim ederek gelecekte tarihi, toplumsal ve kültürel haklarımızdan feragat etmemiz." dedi.
- Filistinli uzman, Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri'yi 4 ay süreyle Harem-i Şerif yasağı getirilmesinin de İsrail'in herhangi bir kırmızı çizgisi olmaksızın işgale devam edeceğinin göstergesi olduğunu sözlerine ekledi.