Ülke genelinde sert bir bozkır ikliminin hakim olduğu Afganistan, bir hayvancılık ve tarım ülkesidir. Afganistan, kuzeyden Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan, kuzeydoğudan Çin, doğu ve güneyden Pakistan, batıdan İran'la çevrilidir. Resmi dili Peştuca ve Taçikce olan Afganistan'da halkın yüzde 99'u Müslüman'dır. 1999 yılı tahminlerine göre Afganistan'ın nüfusu 27 milyondur. iç savaştan dolayı nüfus pek artmadı.
Yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından çok zengin bir ülke olan Afganistan'da, demir, altın, bakır, kömür, kükürt, krom, aliminyum, mangenez, uranyum gibi madenler ve kıymetli taşlar bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyinde petrol ve doğalgaz yatakları vardır. Asya'nın en zengin ve stratejik ülkesi olan Afganistan, bu özelliklerinden dolayı yüzyıllardır birçok ülke tarfından işgal edilmeye çalışılmış veya çok etnik yapısından dolayı dünya devletlerini tarafından hep iç savaş körüklenmiştir. Yıllarca savaşlarla boğuşan Afganistan'ın, bu durumdan kurtulması da pek kolay gözükmüyor. İç barışın tam manasıyla sağlanmadığı Afganistan'da, ülkenin yüzde 90'ı Taliban hareketi'nin denetimindedir. Taliban yönetimini ise, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan tanımaktadır.
Pakistan öteden beridir Afganistan'da kendisine destek verecek yönetimin varolması için çabalamıştır. Taliban'ın kurulmasında ve Afganistan yönetimini ele geçirmesinde yardımcı olmuş olan Pakistan böylece istediğine ulaşmış oluyordu. Birçok yönüyle Afganistan'ın Pakistan'la olan ilişkileri bilinirken asıl önemi her iki tarafında Diyobend'e olan bağlılıkları oluşturuyor. Diyobend hareketi 18. yüzyılın başlarında kurulmuş ve Hindistan, Pakistan ve Bangladeş olmak üzere halkın büyük bir çoğunluğunun mensub olduğu bir harekettir. Taliban, Koyu bir Diyobend hareketi mensubu olarak biliniyor. Öte yandan, Pakistan askeriyesi ve siyasetinde önemli mevkilere sahip yetkililerin çoğunluğu da Diyobend hareketinden yetişme şahsiyetlerdir.
İngiltere Ulaştırma Bakanlığı'nın uluslararası uçuşlarda muhtemel terörist saldırıları önlemeye yönelik olarak planladığı yeni önlemler arasında, her uçakta bir sivil polisin bulundurulmasının da yer aldığı bildirildi. Ulaştırma Bakanı Stephen Byers, uçaklardaki güvenliği en üst düzeye çıkarmak için bir dizi önlem üzerinde durduklarını açıklarken, bu önlemler arasında; uçaklarda polis bulundurulmasının yanısıra kokpit kapılarının uçuş boyunca kilitli kalmasının zorunlu hale getirilmesi, yolcuların kokuya duyarlı polis köpekleri tarafından kontrol edilmesi ve son dakikada bilet alan kişilerin daha dikkatli aranmasını saydı. Bu arada, Ulaştırma Bakanlığı'nın çok tartışma yaratacağından çekindiği bir planının da, yolcuların milliyetleri, dinleri ve sosyal statüleri gibi unsurlara göre risk gruplarına ayrılması olduğu belirtiliyor.
Almanya İçişleri Bakanı Otto Schily, dünyadaki gizli servislerin keşif stratejilerinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Schily, Bild am Sonntag Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, Amerikan makamlarının, bu ülkedeki pilotluk eğitiminin terörist saldırılar için hazırlık aşamasını oluşturduğunu fark edemediklerini kaydetti. Hamburg'taki Teknik Üniversite'de de, bir teknik öğrenimin terörist planlarla bağlantılı olabileceğinin tahmin edilemediğini vurgulayan Schily, "Bu nedenle tüm keşif stratejilerimizi bir kez daha gözden geçirmek zorundayız" dedi. Savunma Bakanı Rudolf Scharping de, aynı gazeteye verdiği demeçte, ABD'ye destek verilmesi konusunda tüm imkanları araştırdıklarını, bu konuda çok iyi ve ayrıntılı bir hazırlık yapılmasını istediğini söyledi.
Askeri gücünü genelde Pakistan yönetiminin verdiği destekten alan Taliban yönetiminin 30 bine yakın askeri var. Daha önceki yönetimlerden kalmış 20'e yakın eskimiş jet ve 100'ün üzerinde tankı bulunuyor. Taliban yönetiminin isterse asker sayısını 30 binden 50 binin üzerine çıkarabileceği açıklanıyor. Bunun dışında Taliban'ın birçok Katyuşa, Arpiçi ve Stringer füzesine sahip olduğu da vurgulanıyor.
Çok çeşitli etnik bir yapıya sahip olan Afganistan'da nüfusun yüzde 42'sini Peştunlar, yüzde 24'ünü Tacikler, yüzde 12.5'ini Türkler, yüzde 8'ini Hazaralar, yüzde 4.2'sini Farisiler, yüzde 3.4'ünü Aymaklar, yüzde1.7'sini Beluciler, kalanını da küçük etnik unsurlar oluşturuyor. Bu nedenle, Afganistan'da meydana gelen her olay Pakistan, Türkmenistan, Tacikistan, Özbekistan, Çin ve İran tarafından yakından izliyor.
