ABD, AB, İsrail ve Körfez ülkelerinden oluşan şer ittifakının destek verdiği Mısır'daki cunta lideri Sisi, dün ülkesini iç savaşa sürükleyecek düğmeye bastı. Filistinlileri doğrayan İsrail lideri Şaron'u aratmayan General Sisi, Mısır halkını çadırlarında diri diri yaktı.
Askerler, Adeviye ve Nahda meydanındaki savunmasız halka ölüm kusarken 300 sivili öldürdü 5 binini de ağır biçimde yaraladı. İhvan ise ölü sayısını 2 bin 200 olarak açıkladı. Sisi'nin gözü dönmüş askerleri yaralıların kaldırıldığı hastaneleri bile ateşe verdi.
Keskin nişancılar ise İhvan liderlerinin kızlarını hedef seçerek öldürdü. Taksim'den saatlerce yayın yapan Gezici Batı medyası katliamı yine çatışma diye vererek çarpıttı. İslam ülkesi liderleri ve kurumlarının dünkü vahşet karşısındaki ölüm sessizliği ise utanç vericiydi.
Şer ittifakı ABD, AB, İsrail ve Körfez ülkelerinin talimatlarıyla harekete geçen Mısır'daki cunta lideri General Abdülfettah El Sisi, dün halkını katlederek iç savaş senaryosunun düşmesine bastı. 3 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi deviren Sisi, bir hafta sonra 10 Temmuz'da 57 İhvan taraftarını sabah namazında secdeyken öldürdü. Sisi'nin askerleri Adeviye'deki Mursi taraftarlarına 14 Ağustos'ta yine sabah namazındayken ateş açtı ve bu kez 300 kişiyi katletti. Sisi, son katliamını ise dün sabah gerçekleştirdi. Bu kez sabah namazında değil, gün ağarırken ve kameralar yayındayken saldırdı.
El Sisi'nin talimatıyla harekete geçen askeri birlikler, tanklar ve keskin niçancılar Adeviyye ve Nahda meydanlarındaki Mursi destekçilerine kurşun yağdırdı. Resmi açıklamalara göre 300 kişi ölürken 5 bin kişi yaralandı. Ancak İhvan, dünyanın naklen izlediği katliamda en az 2 bin 200 kişinin öldürüldüğünü 10 bini aşkın insanın da ağır şekilde yaralandığını duyurdu. 1982'de Beyrut'ta binlerce Filistinliyi katleden İsrail'in komadaki Başbakanı Ariel Şaron'un izinden giden Sisi, sivilleri Nahda Meydanı'ndaki çadırlarında diri diri yaktı. Yaralıların kaldırıldığı hastaneler bile ateşe verildi. Ezher Üniversitesi'ne yakın bu meydanda Ezherli 30 alimin de öldürüldüğü belirtiliyor.
Keskin nişancılar ise Adeviye'de eylem yapan İhvan liderlerinin yakınlarını öldürdü. Taksim'den saatlerce yayın yapan Gezici Batı medyasının manipülasyonu dün de sürdü. Batı basını provakosyon amaçlı ateşe verilen iki kilisenin haberine daha fazla yer verdi. Batılı liderler, AB ve BM gelişmeler karşısında 'derin endişe' duyduklarını açıklamakla yetinirken en utanç verici olanı İslam ülkesi liderleri ve kurumlarının bu vahşet karşısındaki ölüm sessizliği oldu. Türkiye dışında kimse katliama karşı harekete geçmedi. İslam İşbirliği Teşklatı (İİT), Arap Birliği (AB) ve cuntayı finanse eden Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt ise katliama seyirci kaldı.
Katliam karşısında Adeviye ve Nahda'daki halk kendini taş ve molotofla savundu. Direnişin ülkenin diğer kentlerine sıçradığını gören cunta yönetimi, ülkede 1 aylık sıkıyönetim ilan etti. Fayyum kentinde 17, Süveyş'te ise 5 kişinin ölümü üzerine Suveyş Kanalı ve Kızıldeniz limanları 4 günlüğüne kapatıldı. Mısır'ın Suriye gibi iç savaşa sürüklenmesi oyununa gelmemek için silaha başvurmayacağını yineleyen Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), General Sisi'nin sokağa çıkma yasağına uymayacağını açıkladı.
Katliamın boyutunu gizlemek isteyen Mısır ordusu Adeviye'deki sahra hastanesine müdahale etti. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yetkilileri ölü sayıların ortaya çıkmaması için güvenlik güçlerinin cesetlerin bulunduğu bölümü yaktığını söyledi. Bir grup görgü tanığı da askerlerin doktorları gözaltına aldığını, çok sayıda cesedi de götürdüğünü söyledi.
Siyasi geçmişi sayısız katliamlarla dolu olan İsrail'in eski başbakanlarından Ariel Şaron, 1982 yılında Lübnan İç Savaşı sırasında İsrail Savunma Bakanı olarak görev yapmıştı. İsrail'in gözleri önünde gerçekleşen Sabra ve Şatilla katliamından sorumlu tutulan Şaron'ın, 2000'de Mescid-i Aksa'ya İsrail askerinin ve polisinin koruması eşliğinde yaptığı ziyaret ve verdiği demeç Filistinlilerin İkinci İntifada'yı başlatmasına neden olmuştu. Yahudi asıllı Hollandalı gazeteci ve yönetmen George Sluizer, Şaron'un 1982'de Sabra ve Şatilla kampları girişinde, iki Filistinli çocuğu öldürmesine tanıklık ettiğini ve Şaron'un bebek katili olduğunu dünyanın görmesini bile umursamadığını anlatmıştı.
Mısır'da dün darbe karşıtlarına uygulanan katliam korkunç boyutlara ulaştı. Hastaneleri ateşe veren, göstericileri çatırlarında diri diri yakan askerler yaralı göstericilere ise dipçiklerle vurdu. Mısır'da askerler saldrıdan kurtulan resimdeki bu yaralıya dipçiklerle saldırdı. Bu arada Mısır güvenlik güçlerinin darbe karşıtlarına müdahalesini görüntüleyen Anadolu Ajansı ekibi gözaltına alındı. Anadolu Ajansı Ortadoğu Bölge Müdürlüğünde görevli kameraman Ahmed Said ile fotomuhabiri Muhammed Hossam, olayları çektiği sırada askerler tarafından gözaltına alındı. Fotoğraf ve görüntülere el koyan güvenlik güçleri, bir süre sonra Said ile Hossam'ı serbest bıraktı.
Mısır polisi, darbe karşıtlarını kadın-erkek, genç-yaşlı demeden gözaltına alıyor. Polisin darbeye direnen bir kadını gözaltına alması ise fotoğraf karelerine böyle yansıdı. Öte yandan katliam diğer şehirlere de sıçradı. Kahire'den sonra Minye, Asyut ve Helvan'dan da çok sayıda ölüm haberleri gelirken, binlerle ifade edilen yaralı var. Başta Minye ve Asyut kentleri olmak üzere Helvan kentinde de polisin göstericilere müdahalesi sonucunda onlarca kişinin hayatını kaybettiği, bu 3 kentte 2 binden fazla yaralı olduğu bildirildi. Kahire ve diğer kentlerde polis müdahalesine rağmen darbe karşıtlarının gösterileri sürüyor.
Mısır'da darbe karşıtı gösteri yapan halka katliam düzenlenirken çatılara çıkan keskin nişancılar dehşet saçtı. Müdahale sırasında çatılara çıkan askerler, vatandaşları tek tek vurdu. Yaralılar kanlar içinde arabalarla sağlık merkezlerine taşındı, yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Amatör kamera ile çekilen görüntülerde, bir asker çatıdan kafasını uzatarak sivillere ateş açarken, müdahale edilen göstericiler o anı saniye saniye kayda alıyor.
Günlerdir süren barışçıl gösteriler, ordunun kanlı müdahalesi ile ağır yara aldı. Şafak vakti çadıları basarak içindekilerle birlikte ateşe veren ordu mensupları yüzlerce sivile ateş açtı. Darbe karşıtlarına müdahale eden Mısırlı askerler katliamın ardından sevinç gösterileri yaptı
Mısır ordusunun Nahda Meydanı'na yaptığı müdahalede çadırlar ateşe verildi, alevler arasında kalan bazı darbe karşıtları diri diri yanarak can verdi. Mısır'da dün sabah saatlerinde darbeye karşı direnen Mısırlıların gösteri merkezlerinden biri olan Nahda Meydanı'na yapılan katliam gibi müdahalede çok sayıda kişi yakılarak öldürüldü. Ordu tarafından yapılan müdahalede darbe karşıtlarının kaldığı çadırlar ateşe verildi. Bir anda ortalığı saran alevler arasında kalan birçok kişi diri diri yanarak can verdi. Polisin çadırlara molotof kokteyli attığı iddia edildi. Darbe karşıtlarının yanarken çekilmiş fotoğraf ve video görüntüleri sosyal medyada da yer aldı ve büyük tepki gördü. Elimizde bulunan fotoğraf ve video görüntülerini ilkelerimiz gereği yayınlayamıyoruz.
Mısır'da dün yapılan katliamda İhvan yöneticilerinin aile fertleri arasından da çok sayıda kişi öldürüldü. Darbeyle görevinden alınan Muhammed Mursi'nin Basın Danışmanı Ahmed Abdulaziz'in kızı Habibe güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti, 2 çocuğu da yaralandı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) yöneticilerinden Muhammed Baltaci'nin 17 yaşındaki kızı Esma'nın da Rabiatul Adeviyye'de göğsünden ve sırtından aldığı kurşunlarla öldüğü bildirildi. İhvan lideri Hayrat Şatır'ın kızı ve damadı da Adeviyye'de katledilenler arasında yer alıyor. Esma Baltaci'nin vefatından kısa süre önce cep telefonu üzerinden bir şiir paylaştığı ortaya çıktı. Şiir şöyle: 'Onlar bizi Vetir'de namaz kılarken buldular/ Kimimizi rükuda, kimimizi secdede vurdular/ Onlar hem güçsüzdü hem az sayıca/ Allah'ın kullarını çağır da gelsinler yardıma/ Köpüklü deniz dalgalarını andıran ordularla.' Acılı Muhammed Baltaci ise, darbeyi gerçekleştiren Sisi'nin ülkeyi Suriye gibi yapmak istediğini fakat buna müsaade etmeyeceklerini belirtti. Güvenlik güçlerine 'Üniformanızı çıkarıp evinize gidin' diyen Baltaci ayrıca, kayıpları için yas tutmayacağını çünkü kızının cennete gittiğini söyledi.
Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtlarının düzenlediği gösterileri dağıtmak için yaptığı müdaheleler esnasında, İngiltere merkezli SKY News televizyonu kameramanı Mick Deane ve Dubai merkezli Gulf News gazetesi için çalışan Habibe Ahmed Abdulaziz (26) hayatını kaybetti. Çalıştıkları kurumlarca yapılan açıklamalara göre, iki gazeteci de darbe karşıtı gösterilerin düzenlendiği Rabiatul Adeviyye Meydanı'na güvenlik güçlerinin yaptığı müdahale esnasında keskin nişancılar tarafından vurularak hayatlarını kaybetti. İngiltere Başbakanı David Cameron da resmi twitter hesabından, 'Mısır'daki şiddeti takip eden kameraman Mick Deane'nin öldüğünü duymaktan dolayı üzgünüm' diye yazdı. Olayları takip ederken gözaltına alınıp haber alınamayan çok sayıda gazeteci olduğu bildiriliyor.
Ordu, demokratik haklarını arayan Mısırlıları katliamla püskürtmeye çalışırken, Mısır geçici Cumhurbaşkanı Adli Mansur, ülke genelinde 1 ay boyunca olağanüstü hal ilan edildiğini, ordunun polise yardımcı olmak için görevlendirildiğini açıkladı. Yapılan yazılı açıklamada, 'Sayın Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunun da onayıyla ülke çapında 14 Ağustos 2013 tarihi saat 16.00'dan itibaren geçerli olmak üzere 1 ay süreyle olağanüstü hal ilan etti' denildi. Olağanüstü hal ilanının ardından Adeviyye'ye akşam saatlerinde bir müdahale daha geldi. Mısır devlet televizyonu müdahalenin ardından aralarında İhvan liderlerinden İsam el-Aryan, Muhammed el-Biltaci, Abdurrahman el-Berr ile Ahmed Arif'in de bulunduğunu 200 kişinin gözaltına alındığını duyurdu.
