Göreve gelişinin birinci yıldönümü dolayısıyla ARD televizyonunda yayınlanan programda konuşan Christian Wulff, "Türkiye ile olan bağlarımızın güçlendirmemiz lazım. Zira Türkiye yükseğe tırmanan ekonomik bir güçtür ve daha önceki yıllardan farklı olarak birçok güvenceyi de beraberinde getirmektedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin; Kuzey Afrika, Ortadoğu, İran, Pakistan, Afganistan ve Irak'tabüyük ve önemli roller oynayabileceğini vurgulayan Wulff, "Bunun dışında Endonezya ve Türkiye gibi halkının çoğunluğu Müslüman olan demokrasiler de önemlidir. Bunlar İslam ve demokrasinin bağdaştığını gösterebilirler.” dedi.
Alman Cumhurbaşkanı Wulff, İslam'ın Almanya'ya ait olduğu yönündeki sözünün tartışmaların ayağının sağlam bir yere basmasını sağladığını belirterek, “3 Ekim konuşmasında söylediğim bu sözün tartışmaları sağlam bir zemine çekmesi beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Ülkemizde birçok insan aramızda 4 milyon Müslüman'ın yaşadığını, birçok cami derneğinin olduğunu ve bunların da bu ülkeye ait olduğunu kabul etti. Bunlar bu ülkede kalıcı olarak yaşayacaklardır. Ve bunların eşit hakları vardır.” dedi.
Christian Wulff ayrıca Alman anayasasının herkes için geçerli olduğunu ve Almanya'nın öncü kültürünün de anayasaya olduğunu da kaydetti.
Cumhurbaşkanı Wulff, Bild gazetesine verdiği demecinde ise cumhurbaşkanı olarak günlük siyasete girme gibi bir görevinin olmadığını söyledi. “Bir futbol hakemi gibi siyasi arenaya girip oyuncuları sarı veya kırmızı kartlar göstermem söz konusu olamaz. Bu benim görevim değil.” diyen Wulff, cumhurbaşkanının görevlerini ise şöyle sıraladı:
“Cumhurbaşkanının görevlerinden biri Almanya'yı diğer ülkelere karşı temsil etmektir. İkinci bir görev alanı cumhurbaşkanının toplum yararına faaliyette bulunan insan ve kurumların çalışmalarını takdir etmesidir. Üçüncü bir görev alanı ise önemli noktalara işaret etmek, önemli tartışmaları başlatmak, toplum ve devletin birliğini güçlendirmektir."
