Geçtiğimiz yıl 36,8 milyon turistin ziyaret ettiği Türkiye, artık “deniz kum güneş” imajıyla anılmıyor. 12 ay turizm stratejisini belirleyen Türkiye için son yıllarda gelir getiren alternatiflerden biri de yayla turizmi. Dünya turizmine katılan toplam yabancı turist sayısının yaklaşık yüzde 1,7'sini ağırlayan ve en fazla ziyaretçi kabul eden 6'ncı ülke konumundaki Türkiye; Anadolu coğrafyasının güzelliklerini dünya insanlarına sunuyor. Ülke tanıtımının yanı sıra en az bin dolar bıraktığı tahmin edilen turistler de yerel ekonomiye katkı sağlıyor. Avrupa ve Rusya'daki ekonomik krizler nedeniyle buralardan gelen turist sayısını Arap turistlerle telafi eden ülkemiz turizmi, Ortadoğu coğrafyasından artan ilgiye yayla turizmi ile cevap veriyor. Sırf bu amaçla 26 yayla, turizm merkezi kabul edilerek planlı kalkındırma için koruma altına alındı. Sektör temsilcileri, doğa harikası yaylalarda oluşan turizm bilinci sayesinde hassasiyetin artacağını vurguluyor.
Bu yıl Karadeniz Bölgesi'ndeki yaylalara 250 bin turistin geldiğini söyleyen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, özellikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin yayla turizmine ilgi gösterdiğini belirtti. Ulusoy, “Trabzon, Samsun, Artvin ve Rize yaylalarına rağbet var. Rus pazarındaki kaybımızı Ortadoğu ve Körfez ülkeleri telafi ediyor” dedi.
Konaklama merkezlerinin sınırlı sayıda olduğunu ifade eden TÜRSAB Başkanı Ulusoy, “Konaklama için yeterli yerimiz olsa daha fazla turist ağırlayacağız. Ahşap yapılardan konaklama yerleri yapmaya çalışıyoruz. Devlet de bu konuda destek veriyor. Ancak mühim olan yapılaşmaya müsade etmemek” diye konuştu.
Ulusoy, 'yayla kültürü' hakkında ise şunları kaydetti: “Yayla turizmini doğayı tahrip etmeden betona, çiviye karşı olan bir anlayışla destekliyoruz. Biz burada dedelerimizden babalarımızdan öğrenmiş olduğumuz yayla kültürünü arzu ediyoruz. Sabah gidip, akşam dönünce çöpünü bıraktığın bir kültürü değil. Yayla kültürü 10-15 günlük bir tatildir, yaşam biçimidir. Dolayısıyla yaylalara gözümüz gibi bakmalıyız.”
Karadeniz'in tek kaplıcasını barındıran Rize'nin İkizdere Vadisi hızla gelişen yaylacılık merkezlerinden biri. 500 bine yakın turistin ziyaret ettiği Rize'de, geçtiğimiz ağustos ayında yapılan yayla şenliği büyük ilgi gördü. Rize'de ayrıca Kaçkar Dağları, İvercikli ve Altıparmak zirveleri de dağcılık ve yürüyüş sporları için en uygun merkezler arasında yer alıyor. Bunun yanısıra İkizdere ve Fırtına Deresi'nde her yıl festivaller düzenlenerek, akarsu ve su kayağı sporları yapılıyor.
En fazla yayla turizm merkezinin olduğu Karadeniz Bölgesi'nde; Ordu'da 7, Trabzon'da 6, Rize'de 4, Giresun ile Sinop'da 3'er, Antalya, Gaziantep ve Tokat'ta ise birer yayla merkezi bulunuyor. Yaylalarda yoğun yapılaşmayı kontrol altında tutmak ve planlı bir gelişmeyi sağlamak amacıyla “Gerçekleşme Programları” hazırlanıyor. Ordu Çambaşı, Giresun Kümbet ve Bektaş, Trabzon Şolma-Karadağ ve Erikbeli, Rize Ayder-Yukarı Kavran ve Anzer, Artvin Kaçkar, Gümüşhane Zigana, Bayburt Kop Dağı öncelikli olarak kalkındırma çalışmalarının yapıldığı yaylalar arasında.
2014 yılında toplam 2,7 milyon turist çeken Trabzon'da yayla turizmi etkinlikleri geniş bir yelpazeye sahip. Bu rakamın sadece 200 binini Trabzon'a yayla turizm için Körfez ülkelerinden gelen turistler oluşturdu. Her yıl 35-40 adet yayla şenliği yapılan Trabzon'da en çok ilgi gören yerler ise Zigana ve Uzungöl yaylaları. Şehirde bulunan Sümela Manastırı da Alman, Avustralyalı ve İsrailli turistlerin yoğun ilgisini çekiyor.
