Kahramanmaraş merkezli depremin ardından binlerce acıklı hikaye ortaya çıktı. Bunlardan en ilginci ise Malatya'dan geldi. "Barışmak için eve gelen kocam küçük kızımla beni evden kovdu. O gece parkta yattık, evimiz yıkıldı, kocam enkazda öldü" diyen kadının anlattıkları deprem sonrası çok konuşulurken bu hikayenin yalan olduğu öne sürüldü. Çok sayıda yakınını depremde kaybeden acılı kardeş abisi ile ilgili ortaya atılan bu iddiayı yargıya taşımaya hazırlanıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6'lık iki deprem 11 şehirde büyük yıkıma, 50 binden fazla insanın ölümüne neden oldu. Depremin ardından birçok acı hikaye ortaya çıktı. Onlardan biri, belki de en ilginci Malatya’da depreme yakalandığını iddia eden Canan T.’nin hikayesiydi.
Canan T., 5 Şubat günü aylar önce boşanma kararı aldığı eşi Zeki T. ile barışmak için Malatya’daki evinde görüştü. İddiaya göre, Zeki T. 6 Şubat saat 02.00 sularında tartışma yaşadıkları Canan T. ve 3 yaşındaki kızları Ömür’ü evden kovdu. Kalacak yeri olmayan Canan T., depreme de kentte sığındıkları bir parkta yakalandıklarını öne sürdü. Hikayenin ilginç yanı ise, Zeki T.’nin eşini evden konduktan sonra depremde yıkılan apartmanın enkazında hayatını kaybetmesi ve kızıyla birlikte evden kovulan Canan T.nin bu sayede hayatta kalmasıydı.
Ancak herkesin bu şekilde bildiği hikayenin perde arkası bambaşka. Depremin olduğu gece Malatya merkez ve çevresi kar yağışı altındaydı ve hava oldukça soğuktu. Böyle bir havada bir insanın yanında 3 yaşında bir çocukla sokakta olması oldukça zordu. Bu iddianın peşine düşen gazeteci Ali Özgür İnan, önce Zeki T.nin kardeşi Barış T. ile sonra da Canan T. ile görüştü.
Kardeşiyle birlikte aralarında akrabalarının da olduğu 11 kişiyi Adıyaman’ın Çelikhan ilçesine Bağlı Aksu Köyü’nde kaybettiklerini ifade eden Barış T. şunları anlattı:
“Canan, abim Zeki T. ile evliydi ama aralarında detaylarını çok da bilmediğim sorunlar vardı. Depremden bir ay kaç önce Canan abimle konuşarak çocuğuyla birlikte evden ayrılma kararı aldı. Bir sığınma evine başvurduğunu öğrendik ama nerede olduğunu abim de dahil kimse bilmiyordu. Ara sıra irtibat kuruyor daha sonra telefon numarasını değiştiriyordu. Canan T.nin hikayesini biz de herkes gibi medyadan öğrendik ve gerçekten anlattıkları karşısında hayrete düştük."
"Çünkü abim anlatıldığı gibi Malatya’da bir apartmanda değil, Adıyaman’ın Aksu Köyü’ndeki evinde tek başına yaşıyordu. Depreme de orada yakalandı ve ankaz altında hayatını kaybetti. Canan’ın anlattığı gibi abimin evinde olsalardı ve abim onları kovsaydı dışarda yaşama şansları yoktu. Çünkü o gece köyde hava sıfırın altındaydı, kar yağıyordu ve yollar kapalıydı. Ayrıca köyde park da yok.”
"Abim Zeki, Malatya’da hiç yaşamadı. Evli oldukları dönemde de eşiyle birlikte köyde tütün işiyle uğraşıyorlardı. İkametini bir dönem Malatya’da oturan diğer abimin evinde göstermişti ama hiç bir zaman orada oturmadılar. Zaten o bina da depremde yıkılmadı. Hasar alsa da hâlâ ayakta. Kendi imkanlarımızla köy evinin enkazından çıkardığımız abimin şuan ki ikamet adresi de resmi olarak Adıyaman’ın Recep köyü olarak gözüküyor. Biz de bunu ölüm işlemleri yapılırken savcılık kayıtlarından öğrendik."
"Canan ve abim anlaşamadı, ayrıldı. Bu iki insanın kendi aralarında verdiği bir karar. Buna müdahale etmemiz söz konusu değil. Ancak ölen bir insanın itibarını zedeleyecek, onu kendi çocuğunu, eşini ya da herhangi bir insanı sokağa atacak kadar vicdansız gibi gösterecek bir yalan söylemek ve bunun üzerinden menfaat sağlamaya çalışmak kabul edilebilir değil.”
Abisi hakkında çıkan haberlere çok üzüldüklerini ifade eden Barış T., “Bir çok yakınımızı depreme kurban verdik. Yakınlarımızın cansız bedenlerine günler sonra ulaştık. Geride kalanlarımız deprem bölgesinde birçok problemle boğuştu, acımızı dahi yaşayamadık. Şimdi bir de böyle bir yalanla muhatap oluyoruz. Bu gerçekten çok acı verici. Hâlâ yakınlarımızın taziyelerini kabul ediyoruz. Bunlarla şu an uğraşacak vaktimiz yok ama en kısa sürede hukuki yollara başvurup ölen abimizin hakkını yargı önünde arayacağız.” dedi.
Barış T.nin anlattıkları sonrası Canan T.ye de ulaşan Sözcü muhabiri, hikayesini yeniden sordu. Görüşmenin başında yaşananları ilk haberde olduğu gibi anlatan Canan T., deprem gecesi boşanma aşamasındaki eşi Zeki T.ni Malatya’daki evinde olduğunu ve eşi tarafından evden kovulduğunu anlattı.
Zeki T.nin o gece Malatya’ya olmadığını Adıyaman Çelikhan’a bağlı Aksu köyünde olduğunu hatırlatmamız üzerine ise, ilk anlattığı hikayesinde ısrar eden Canan T., daha sonra çelişkili yanıtlar vermeye başladı. Olayın şoku ve yaşadıkları nedeniyle bazı şeyleri yanlış hatırladığını öne süren Canan, T. bu kez de farklı bir hikaye anlattı. O gece Malatya’da olmadığını itiraf eden T., “Yanlış hatırlamışım sanırım. O gece Aksu Köyü’nde birlikte yaşadığımız evdeydik. Kavga edince eşim gece 02.00 sularında bizi köyden arabasıyla Adıyaman-Malatya karayoluna bıraktı oradan Malatya’ya geldik” dedi.
Köyde o gece kar yağışı olduğunu, bu nedenle köy yollarının kapalı olduğunu ve o saatte Malatya’ya araç bulanamayacağını dile getirdiğimizde ise, görüşmeyi sonlandırmak istediğini ifade eden Canan T. ısrarlarımız üzerine gerçek hikayesini anlattı.
Eşi ve ailesiyle evliliklerinin başından bu yana sorun yaşadığını anlatan Canan T., “Defalarca kavga ettik. En son 2022’nin kasım ayında evden ayrılma kararı aldım. Eşim bizi aracıyla yol kenarına bırakıp bin TL para verdi. Önce Malatya’ya oradan da Hakkari’deki kadın sığınma evine gittim. Adıyaman ya da Malatya’da izimi bulur diye kalmak istemedim. Ocak ayında eşim barışmak için bana mesaj yolladı ama teklifini kabul etmedim. Son görüşmemizde oydu.” dedi.
Depremin olduğu 6 Şubat’ta nerede olduğu ve neler yaşadığını sorduğumuz Canan T. o geceyle ilgili de şunları anlattı:
“Deprem gecesi Hakkari’deydim. Haberi alınca o sabah sığınma evinden ayrılıp Diyarbakır’a gittim. Bir gece kızımla birlikte otogarda kaldım. İkametgahım Malatya’da yaşayan eşimin abisine ait evdeydi. Bu nedenle depremzede olarak valiliğe başvurdum onlar da beni çadır kente yerleştirdi.”
Eşiyle ilgili anlattığı ve doğru olmadığını kabul ettiği hikayeyi neden anlattığını sorduğumuzda ise sağlık sorunlarını gerekçe gösteren Canan T., “Neden anlattığımı bilmiyorum. Tansiyon hastasıyım. Bazen bazı şeyleri hatırlamıyorum. Eşimden ayrı olduğum dönemde ve sığınma evinde zor günler geçirdim. O haberlerin silinmesini istiyorum. Başka bir şey konuşmak istemiyorum.” diyerek görüşmeyi sonlandırdı.