Ramazanoğlu, Başkent Öğretmenevinde düzenlenen üniversiteler Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KASAUM) istişare toplantısındaki konuşmasında, herkesin Türkiye'nin farklı yerlerinde eğitim gördüğünü, bir kız çocuğunun eğitim süresince avantajları ve dezavantajları olduğunu ifade etti.
Kendisinin de eğitim hayatı boyunca barınma, ulaşım gibi birçok sıkıntı yaşadığını anlatan Ramazanoğlu, çalışma hayatı ve evliliği birlikte yürütmenin getirdiği sıkıntılara değindi.
Sivil toplum örgütlerinde görev aldığını ve yaptığı çalışmaları siyasete dönüştürdüğünü aktaran Ramazanoğlu, AK Parti'nin kuruluşu sürecinde bulunduğunu, kadın sorunları, aile ve çocuk konularını siyasetin gündemine taşıdıklarını belirtti.
Ramazanoğlu, 3 Kasım 2002 seçiminden sonra kadınlarla ilgili icracı alanları genişlettiklerini, yasal zeminde reformlar yaptıklarını, AB'ye uygun kanunlar çıkardıklarını hatırlattı. Sosyal politika alanında çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ramazanoğlu, kadına esnek çalışma saatleri getirdiklerini, babalara da izin hakkı tanıdıklarını hatırlattı.
Kız çocuklarının 12 yıl eğitim hayatında tutulduğunda ensest, erken evlilik, aile içi şiddet gibi olumsuz durumlardan uzak tutulmuş olacağını kaydeden Ramazanoğlu, "Kız çocuklarının ortalama okulda kalma süreci 6,7 yıl. Bizim bunu 12'ye çıkarmamız lazım. Erkek çocuklarının okulda kalma süreci Türkiye'de 8,5 yıl bunu da 12 yıla çıkarmamız lazım. Biz bunun için adımımızı attık hızla ortaöğretim yurtları yapıyoruz" dedi.
Ramazanoğlu, spor salonu, müzik, resim odaları olan insani değerleri ve sanatı önceleyen yurtlar inşa edileceğini belirtti.
Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) hakkında bilgi veren Ramazanoğlu, çalışmaları Güneydoğu Anadolu'da birkaç il ve ilçede başlattıklarını hatırlattı.
ASDEP'in aile hekimliğini model almış bir proje olduğunu anlatan Ramazanoğlu, programı doğuda bin aileye bir sosyal danışman düşecek şekilde belirlediklerini kaydetti.
Ailelerin bu süreçte ziyaret edildiğini, bilgilerinin kayıt altına alındığını dile getiren Ramazanoğlu, ziyaretlerin ardından problemlerin az, orta ve çok riskli aile olarak değerlendirildiğini söyledi. Ramazanoğlu, eğitim, sağlık, ekonomik durum gibi sorunların tespit edildiğini buna uygun çözümler getirildiğini bildirdi.
Amaçlarının çok riskli, parçalanmaya giden aileyi orta riskli aileye, orta riskli aileyi az riskli aileye, az riskli aileyi de normal problem çözme yeteneğini geliştirmiş aileye dönüştürmek olduğunu anlatan Ramazanoğlu, "Bu bir Türkiye projesi. Bir yılın sonunda projenin sonuçlarını aldığımızda inanın hep beraber çok güzel şeyleri konuşacağız. Şiddeti kaynağında halledeceğiz. Ensesti kaynağında halletmiş olacağız, orada göreceğiz, orada tanımlayacağız" diye konuştu.
Ramazanoğlu, ASDEP'in birçok sorunu aile içinde çözüp, aile odaklı bakışı sağladığını vurguladı. Projeyi Türkiye'de yaygınlaştırmayı düşündüklerini ifade eden Ramazanoğlu, akademisyenlerden de kendilerine bu konuda destek olmalarını istedi.
Ramazanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her ilin sosyal risk haritasını çıkarmak istiyoruz. Sizleri de paydaş olarak bu çalışmalara dahil etmek istiyoruz. 81 ilde Türkiye'de her ilin sosyal risk haritasını çıkaracağız. Sorgulama formu var, formda sizlerinde katkısı olacak. Şanlıurfa'yla İzmir bir değil. Urfa'nın sosyal riskleri farklı İzmir'in farklı.
Her ilin sosyal risk haritasına göre o illere uygun çözümler üreteceğiz. Bu konuda da sizleri paydaşımız olarak görmek istiyorum. Biz bunları yaptığımız zaman Türkiye'de kadınların kaderi değişecek. Bizim 'efsanevi Türk ailesi' dediğimiz o aileyi kurmak istiyoruz. Kendi içerisinde tatlılıkla sorunları çözebilen, sorunların üstesinden iletişim becerileriyle gelebilen, birbirleriyle dayanışan bir aile yapısı. Hepimizin gönlünden geçen bu. Böyle bir ailede kadın çok güçlüdür, kız çocukları önü açık bireylerdir. Kız erkek diye bir öncelik olmayacaktır böyle bir yapıda."
YÖK Akademide Kadın Çalışmaları ve Sorunları Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu da kadın sorunun dünyadaki tüm ülkelerde ana sorun olarak ele alındığına dikkati çekti.
Üniversitelerde yapılan çalışmalara değinen Komsuoğlu, "Yükseköğretimde üniversite öğrencilerinin neredeyse yüzde 48'i kız öğrencilerden oluşuyor. Öğrenci sayımızda hiçbir sorunumuz yok. Erkek öğrenciler ne kadarsa bir o kadar da kız öğrencilerimiz var" dedi.
Yüzde 48 oranındaki kız öğrencilerin, okuyan kadınların ekonomiye nasıl katılacakları hususunun bir sorun olduğunu vurgulayan Komsuoğlu, "Yetiştirdiğimiz kızlarımızın Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinde var olması ve karar mekanizmalarında da yer alması önemli" dedi.
Komsuoğlu, kadına şiddet konusunda hazırlanan eylem planının paydaşı olduklarını, bu konuda çalışmalara devam ettiklerini belirtti.
Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin koyulmasını için girişimlerde bulunduklarını anlatan Komsuoğlu, bazı bölümlerde bu konunun yüksek lisans, doktora olarak okutulması ve lisansa kadar indirgenmesi konusunda rektörlüklere davette bulunduklarını söyledi.
Komsuoğlu, yerleşkelerde güvenli yaşamın sağlanması için çalışmalarda bulunduklarını, her ay bir üniversiteye giderek yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdiklerini aktardı.
Akademisyenler, Ramazanoğlu'na araştırmaları hakkında bilgi verdi, projelerine destek istedi.
