Gensoru reddedildi

Yeni Şafak
00:005/08/2004, Perşembe
G: 9/06/2017, Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

CHP'nin Ulaştırma Bakanı Yıldırım için verdiği gensoru önergesi TBMM'de reddedildi. Önerge sahibi CHP lideri Baykal, olayın kaza olmadığını savunarak, "Bakan kimseyi yormadan istifa etmelidir" dedi.

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

CHP'nin "hızlandırılmış tren faciası" ile ilgili olarak Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında verdiği gensoru önergesi gündeme alınmadı. Gensoru önergesini görüşmek üzere dün olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda oylamaya katılan 493 milletvekilinden 319'u önergenin gündeme alınmasına karşı çıkarak "ret" oyu kullandı. 171 milletvekili önerge için "evet" 1 milletvekili çekimser oy kullandı. 2 oy da mükerrer sayıldı.AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman ise yanlışlıkla "evet" oyu kullandı.

TBMM Genel Kurulu'nda gensoru önergesi üzerindeki görüşmeler saat 15.00'de başladı. AK Partili milletvekillerinin katılımıyla 184 olan toplantı yeter sayısı bulunduktan sonra gensoru önergesi üzerinde görüşmelere geçildi. Görüşmelere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katılmazken, hükümet büyük çoğunlukla Bakan Yıldırım'a destek verdi.

Baykal İstifaya çağırdı

İlk konuşmayı CHP grubu adına Genel Başkan Deniz Baykal yaptı. Yaklaşık 45 dakika konuşan Baykal, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ı istifaya davet etti. "Sayın Bakan kimseyi üzmeden, yormadan istifa etmelidir" diyen Baykal, bu istifanın bir insana verilen değerin, saygının göstergesi olacağını söyledi. Baykal, güvensiz olduğu yönünde bilim adamları ve uzmanların uyarılarına rağmen hızlandırılmış tren projesinin uygulamaya konmasının sorumluluğunun Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'a ait olduğunu söyledi.

'Bilimsel değil siyasi'

Hızlandırılmış tren projesinin bilimsel değil, siyasi bir proje olduğunu ve bir faciayla sonuçlandığını dile getirerek Ulaştırma Bakanı Yıldırım'ı istifaya çağıran Baykal, şöyle konuştu:

"Herşey 4 Haziran 2004 günü başladı. Bu tarihte Ankara Garı'nda bir tören vardı ve bu törende sayın başbakan parlak bir konuşma yaptı. Sorunların sevgiyle ve aşkla çözüleceğini, bu projenin Türkiye'de bir medeniyet sıçrayışı gerçekleştireceğini dile getirdi. Bando mızıka yerini almıştı, heyecan doruktaydı. Sayın başbakan başında kırmızı şapkası ve elinde diskiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk hızlandırılmış tren uygulamasını gerçekleştirdi. Sayın bakan bugünün demiryolları günü olarak ilan edilmesi gerektiğin söyledi. Bugün 4 Ağustos 2004. Aradan geçen iki ayda bu projenin sonucu 39 cenazedir, Ankara-İstanbul demiryolu hattının iki haftadır çalıştıralamamış olmasıdır ve bu projenin rafa kaldırılmasıdır."

'Bu bir kaza değil'

Baykal, bu faciayı ne Türkiye'de geçmişte yaşanan tren kazalarıyla, ne de başka ülkelerde zaman zaman yaşanan tren kazalarıyla karşılaştırma olanağı olmadığını dile getirirken, "Bu bir kaza değil, hızlandırılmış tren projesi faciasıdır. Bilimde, kitapta, uygulamada hızlandırılmış tren diye bir uygulama yoktur" dedi. Baykal, sözkonusu olayın göz göre göre gelen bir facia olduğunu dile getirirken, "Kaza bunun neresinde?" diye sordu. Baykal, olayın hukuki ve cezai sorumluluğu kadar siyasi sorumluluğunun da bulunduğunu belirtirken, "İyi niyetli olabilirsiniz ama bu olayın sorumluluğunun altından kalkamazsınız. Bunun hesabını mutlak vermek durumundasınız" diye konuştu. Her kazadan sonra elbette bakanların istifa etmesinin gerekmediğini ama olayda siyasi sorumluluk bulunması durumunda bakanların istifa etmesi gerektiğini dile getiren Baykal, "39 kişi öldü, iki makinist tutuklu. Yolu tamir ettiniz, yolda bir eksiklik yok. Niye hızlandırılmış tren uygulamasına devam etmiyorsunuz? İki haftadır Türkiye'nin en önemli demiryolu hattı kapalı. Şimdi o iki makinist tutuklu, iki yeni makinisti koyun da görüverelim oluyor mu olmuyor mu? Olamaması neyi gösteriyor. Bu suçluluğun itirafıdır" şeklinde konuştu.

Ölüler üzerinden siyaset

AK Parti İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ise, kazanın çarptırılarak, acılaran en yoğun olduğu dönemde, siyasi rant aracı olarak kullanıldığını söyledi. "Ölü ve yaralıların üzerinden medet uman kişiler mal bulmuş mağribi gibi olayı kullanmaya çalışmıştır. Hükümetin 2 yıllık fotoğrafı buymuş gibi davranmaları üzüntü vericidir" diyen Bayraktar, şöyle konuştu:

"Bazı yenilenmeler sayesinde trenin hızı arttırılarak 75 dakikalık süre kazanımı sağlanmıştır. Her türlü tedbir alınarak, zaman kayıpları ortadan kaldırılmıştır. Kazanın olduğu yerde hız sınırı 80 km'dir. Hızlandırılmış tren 165 sefer yapmıştır. Bilim adamları her konuda aynı görüşü dile getirmezler. Hükümet üzerine düşeni şeffaf şekilde olayın üzerine gidecektir. Sonu kime yansırsa yansın sonuna kadar üzerinde duracaktır. Gensoruyla amaç, demiryollarının önünü keserek, hükümeti yıpratmaktır. İhmali ve kusuru olanların bulunması isteğimiz arkadaşlarımızın bugün burada olarak konunun görüşülmesini sağlamalarıyla da görülmektedir."

Dünyada bakanlar istifa ediyor
İngiltere, Hindistan, Mısır ve Çin'de yaşanan tren kazalarıyla ilgili örnekler veren ve bu kazaların ardından sorumlu bakanların istifa ettiğini anlatan Baykal, bu olayların yaşandığı yerlerde kazaların siyasi boyutunun Türkiye'de yaşanan kazanın siyasi boyutu kadar belirgin olmadığını ifade etti. Bu facianın siyasetin sonucu olarak ortaya çıktığını yineleyen Baykal, "Bu, gösteriş yapma hevesinin, demiryolu gibi uzmanlık gerektiren bir konuda beden dilimizden anlayanlarla iş tutalım anlayışının neden olduğu bir facia" dedi.


----------------- imza------------------

----------------- imza------------------



#Arşiv
#Yeni Şafak Arşiv