MİT Müsteşarı'ndan ezber bozan çıkış

Ali Eyvaz
00:007/01/2007, Pazar
G: 7/01/2007, Pazar
Yeni Şafak
MİT Müsteşarı'ndan ezber bozan çıkış
MİT Müsteşarı'ndan ezber bozan çıkış

MİT Müsteşarı Emre Taner'in teşkilatın 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesaj, resmi söylemi bozan bir çıkış olarak değerlendirildi. Aydınlar, Taner'i daha pragmatik olarak değerlendirdi.

MİT Müsteşarı Emre Taner'in teşkilatın 80. kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamalar, siyasiler tarafından farklı şekillerde değerlendirildi. Taner'in özellikle “Başroldekiler ve figüranlar değişiyor. Bazı ulus devletler tarih maratonunu kaybedecekler ve ulusal egemenliklerini yitirecekler” şeklindeki sözleri gündeme damgasını vurdu. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Emre Taner, teşkilatın 80. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, değişen dünya şartlarının Türkiye ve Türkiye gibi ülkeleri nasıl etkilediğini ve bu değişim karşısında MİT'in kendisini nasıl konumlandırdığına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bir buçuk yıldır MİT Müsteşarlığı görevini sürdüren Emre Taner'in, yaptığı bu açıklamalarla, bu süre zarfında en önemli çıkışını gerçekleştirdiği belirtiliyor. Taner'in yaptığı açıklamayı, tarihi bir gelişme olarak yorumlayan aydınlar, Cumhuriyet tarihinde ilk kez MİT'in devletin yerleşik kurumlarını eleştirmesine dikkat çekiyor. Taner'in sözlerini bir eleştiri değil, tesbit olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten eski MİT'çi Mahir Kaynak, Irak'ta toprak bütünlüğünün bozulması durumunda Türkiye'nin yeni politikalar geliştirerek buna hazırlıklı olunması gerektiğinin altını çizdi. Taner'in açıklamalarıyla ilgili siyasilerin değerlendirmeleri şöyle:

ULUS DEVLETLER GÜÇLENİYOR

Uluslar arası ilişkiler uzmanı ve Devlet eski Bakanı Kamran İnan: “Ben ulus devletlerin etkisini kaybettiğini düşünmüyorum, aksine bir dönüş var. Avrupa Birliği'nin bütün gayretlerine rağmen AB ülkelerinde milliyetçiliğin yükselişi söz konusu. Son Belçika mahalli seçimlerinde aşırı sağın oyları yüzde 33 oldu. Bütün dünyada ideolojiler yıkılınca iki unsur öne geçti; birisi milliyetçilik, diğeri ise din.”

KOZLAR İYİ KULLANILMALI

AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Faruk Ünsal: “Küreselleşme dediğimiz şey, ülkeler arasında bir karşılıklı bağımlılık ilişkisi doğuruyor. Dolayısıyla birbirlerine yönelik karşılıklı bağımlılık ilikişkisi içindeki ülkeler kendi stratejik kozlarını iyi kullanamazlarsa, bu ilişkilerden maalesef tam olarak bir bağımlılık ilişkisi doğururlar. Sayın MİT Müsteşarı'nın açıklamalarında da ülkelerin daha uyanık olmaları ve kendi kozlarını daha iyi pazarlamalarına dikkat çekilmiş. Buna dikkat etmeyen uluslar için himaye söz konusu olur ve böylece tam bir bağımlılık ilişkisi gündeme gelmiş olur.”

KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ

CHP Van Milletvekili Mehmet Kartal: “Ulus devletlerin elbette değişen dünya şartlarına göre ellerindeki kozları iyi değerlendirmeleri ve çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki Türkiye özelinden bakarsak, Türkiye'nin ulus devlet vasfını değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. AB'ye girse de girmese de kendi ayakları üstünde durabilen ve durabilecek olan bir ülkedir Türkiye. Türkiye'nin birlik ve beraberliği güçlenecek, terör engellenecek, güçlü bir ülke ve devlet olduğu ispatlanacaktır.”

TARİHİ İTİRAF

KADEP Başkanı Şerafettin Elçi ise, Emre Taner'in sözlerini dünyada ulus devlet modelinin tükenmekte olduğunun bir itirafı olarak da değerlendirilebileceğini söyledi. “Artık dünyada ulus devlet modeli kabul görmüyor. Uluslar büyük birlikler olarak yeniden kuruluyor. Sayın Taner'in sözleri devleti bu konuda yeniden düşünmeye sevk etmeli” diyen Elçi, “Ulus devlet modeli Türkiye'de şimdiye kadar birçok soruna yol açtı. Çünkü devletin örgütlenmesiyle toplumun yapısı birbirine uymadı. Türkiye'de yanlıca Türkler yaşamıyor. Başta Kürtler olmak üzere, başka başka halklar da bu topraklarda yaşıyor. Bütün bu haklara tek bir ulusal kimlik dayatmak yıllarca süren çatışmalara neden oldu. Sayın Taner ise dengeli ve makul bir insandır. Ulus devlet politikasının bu biçimiyle devam etmesinin mümkün olamayacağını vurgulamak istediğini düşünüyorum” diye konuştu.


Sivil siyaset güçlenmeli

Ayhan Bilgen

Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede 20. yüzyılın ikinci çeyreğinde oluşan dengeler, değişiyor. Bu değişim bütün devletler için geçerlidir. Ancak bu değişimin toplumların, ulusların, halkların yararına mı olacağı belirleyici bir etkendir. Bazı devletlerin tarih sahnesinden silinmesi elbette çok kanlı olabilir. Bu açıdan Türkiye'nin dış politikasını bölgesel barış ve insan hakları merkezli tutması, etnik, mezhebi operasyonlarda başkalarının planladığı rollere soyunmaması gerekir. MİT Müsteşarı'nın sözlerini yaklaşan Kerkük referandumu üzerinden değerlendirirsek, Saddam'ın idamı Irak'ın fiilen sona eren toprak bütünlüğü açısından yeni bir sürece gireceğinin işareti oldu. Türkiye'nin ulusal bütünlüğü için Irak'ın bütün unsurlarını Kürtleri, Türkmenleri, Şiileri, Sünnileri birlikte değerlendirmek gerekir. Yalnızca Türkmenlere endeksli bir dış politika, Türkmenlere de zarar verir. Irak'taki sürtüşmelerin Türkiye'nin iç barışına zarar vermesini istemiyorsak, herkes için demokrasi ve sivil siyasetin güçlenmesini güvence altına alabilmeliyiz.


Taner'in ifadeleri maksadını aşıyor

Radikal Gazetesi yazarı Avni Özgürel: MİT Müsteşarı Emre Taner'in, “MİT'in yeniden yapılandırılması ve daha aktif hale getirilmesi hakkındaki ifadelerine ben de katılıyorum. Ancak “Ulus devletler tehdit altında” şeklinde devam eden açıklaması, maksadını aşan ve farklı çevrelerce farklı anlamlar çıkarılabilecek ifadedir. 10 gün kadar önce bir MİT, yaptığı bir toplantı sonrasında, Irak problemiyle ilgili bir not açıkladı. Bu açıklama, bir takım siyasi yorum ve öneriler içeriyordu. Aradan iki hafta geçtikten sonra MİT'in 80. kuruluş yıldönümünde, sayın MİT Müsteşarı Taner'in yaptığı açıklamada da siyasi yorum ve öneriler var. Taner'in, istihbarat teşkilatlarının daha etkin olması, yeniden yapılanma ve daha güçlü bir analiz oluşturması gerektiği MİT'le ilgili görüşlerine katılmamak mümkün değil. Soğuk savaş döneminin şartlarına göre yapılanmış istihbarat yapılanmasıyla 2007'deki istihbarat örgütünün çağın gerektirdiği bilgi toplama ve analiz kabiliyetinin artırılması ve fevkalede hizmetler görmesi gerektiği görüşüne ben de katılıyorum.


Taner'in sözleri eleştiri değil tesbit

Mahir Kaynak

MİT Müsteşarı'nın açıklamasını olumlu buldum. Söylediklerine tamamen katılıyorum. Sayın Taner'in sözlerini bir eleştiri değil tespit olarak kavramak gerekir. Sayın Müsteşar diyor ki, dünyada dengeler değişti. Biz oluşan yeni dengeleri şimdiye kadar doğru değerlendirmedik. Örneğin şimdiye kadar, biz Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasına karşı olduğumuzu sürekli tekrarladık. Ancak ABD daha işgalin başında Irak'ı parçalayacağını ilan etti. Şimdi tablonun bütününe bakmak daha doğru olur. Bu açıklamanın en önemli tarafı, gerçekten de bekle-gör ve tavır koy politikasıyla bir yere varılamadığıdır. Türkiye elbette ulusal bütünlüğünü korumak için oturup işgal planları yapmayacak ancak değişen dünyada tutuğu yeri yeniden tartışacak.


Yeni durum için yeni politikalar

Hrant Dink

Konuya yeni tehditler üzerinden bakarsak, tehdit var deyip aldığımız önlemler bizi daha fazla tehdit eder duruma gelebilir. Küreselleşme tabii ki devletleri eski halleriyle bırakmıyor. Ulusal kimliği kaçınılmaz bir biçimde aşındırıyor. Bu sebeple üstten dayatılan kimlikler küreselleşme karşısında gerilim yaşıyor. Öyle görünüyor ki ilerleyen çağlarda üstten dayatılan kimlikler kabul edilemez. Toplumsal kimlik bütün farklılıkları içerecek biçimde dönüşmelidir. Eğer Sayın Taner'in sözleri bir kimlik parçalanmasına işaret ediyorsa katılabilirim. Bence de bütün sorunlar bu kimlik bunalımında merkezileşiyor. Ama bundan korkmamak lazım. Aksine oluşan bu yeni durumda birliği nasıl gerçekleştiririz sorusunu sorarak yeni bir politika oluşturmalıyız.