Afrin’de terör örgütlerine karşı TSK ile omuz omuza mücadele veren ÖSO’yu hedef alan eleştirilere Hükümetten sert cevap gelirken AK Parti de ÖSO’ya yönelik doğruları içeren bir rapor hazırladı. 5 sayfa ve 8 sorudan oluşan raporda ÖSO’nun DEAŞ’laştırılmaya yönelik algı oluşturulmaya çalışıldığı belirtilerek CHP eleştirildi.
Milletvekillerine ve teşkilatlara gönderilen raporda şu hususlar çıktı:
ÖSO ASKERİ BİR YAPIDIR
"ÖSO, rejimin şiddet kullanımına karşı Suriyeli muhalifler tarafından kurulmuş olan ve kuruluşunda Albay Hüseyin Harmuş ile Albay Riyad Esad gibi rejim ordusundan ayrılmış subayların ön plana çıktığı bir askeri yapıdır.
SURİYE'NİN DOSTLARI EĞİTTİ
Başlangıçta rejim ordusundan ayrılan askerlerce oluşturulsa da daha sonra Suriyeli muhalif sivillerinde dâhil edildiği ÖSO, bizzat Suriye’nin Dostları Grubu tarafından eğitildi. Mevcut durum itibarıyla ÖSO çatısı altında irili ufaklı birçok Arap, Türkmen ve Kürt grup bulunmaktadır.
ÖSO 2011'DE KURULDU
ÖSO, Temmuz 2011’de kuruldu ve faaliyetlerine başladı. Aralık 2012’de ise ÖSO’nun Genel Kurmayı Başkanlığı görevini ifa etmek ve uluslararası destek için tek kanal oluşturma adına Yüksek Askeri Konsey kurularak; General Selim İdris genelkurmay başkanı olarak atandı.
ASTANA SÜRECİNDE YER ALDI
ABD’den Rusya’ya, Suudi Arabistan’dan İran’a Suriye’de yaşanan olayların ortaya çıkmasından itibaren Suriye konusuyla ilgilenen tüm devletlerin ÖSO’yu tanıyıp, muhatap aldığını gördük. Hatta söz konusu ülkelerin ÖSO’nun müzakere süreçlerinde yer alması gerektiğine dair bir tutum sergilediğine de şahit olduk. Bu doğrultuda son olarak, Saad Fahd Al Şveyş, Halid Eba ve Yasir Al Haci gibi isimlerden oluşan bir ÖSO heyeti, ABD’de Trump yönetimi tarafından başkent Washington’da kabul edildi. Suriye’ye dair uluslararası düzlemdeki en üst müzakere masası olan Cenevre sürecinde, Astana sürecinde ÖSO’dan önemli isimler yer aldı.
EL KAİDE İFTİRASI NASIL ATILDI?
Nusra’ya dönüşmeden önce Suriye’deki El kaide unsurunun Aralık 2011’de Şam’da ilk eylemini gerçekleştirmesi, Suriye muhalefetini El Kaide yaftasıyla karalamak isteyen rejim tarafından kullanıldı. Rejim böylece meşru muhalefeti El kaide denen terör örgütü ile ilişkilendirerek kendisi için uluslararası arenada bir çıkış yolu olarak kullanmayı amaçladı.
İKİ YAPI ZIT KUTUPLARDA KONUMLANDI
Son günlerde bir kez daha bazı kesimler tarafından bir takım art niyetlerle dillendirilen ÖSO’nun El Kaide ile bağlantısı olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı açık ve nettir. Çünkü, ÖSO ile sonraları Nusra’ya dönüşen Suriye’deki El Kaide unsuru arasında şiddetli çatışmalar yaşanmış ve ideolojik farklılaşma noktasında bu iki yapı zıt kutuplarda konumlanmıştır. Fırat Kalkanı operasyonda 2 bin 15 kilometrekare alanı temizlenmesine katkı sağlayan ÖSO, Zeytin Dalı Harekatı çerçevesinde de Suriye topraklarının teröristlerden temizlenmesine yardımcı olmaktadır.
ÖSO NEDEN HEDEFTE?
Başarılı bir şekilde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’na, bu harekatı gerçekleştiren kahraman ordumuza ve harekatın arkasındaki millet iradesine yönelik karalama kampanyaları yapamayanların, Mehmetçik ile omuz omuza çarpışan ÖSO üzerinden harekatı, kahraman ordumuzu ve harekatın arkasındaki milli iradeyi itibarsızlaştırmak amacıyla böylesine bir hamleye teşebbüs ettiği görülmektedir.
CHP KAFASI HALA DEMOKRATİKLEŞMEDİ
Bugün ÖSO’yu algılarda DEAŞ’laştırma çabası içinde olanların asıl amacı Zeytin Dalı Harekatı’nın meşruiyetine gölge düşürmektir. Devlet iradesinin aslında milletin seçtiği hükümetin iradesi olduğunu kabul etmeyen, millet iradesi dışında devletin içinde farklı iradeler olması gerektiğine inanan CHP kafası hala demokratikleşmedi. Fırat Kalkanı Harekâtı da Zeytin Dalı Harekâtı da milletin iktidar yaptığı AK Parti’nin iradesi ile yapılmaktadır. Devlet aygıtını millet iradesi çalıştırır. Nokta."
