|

Belleğimizdeki din algısı

Düşünce, kültür, ilahiyat alanında farklı çalışmalar yapan isimlerle konuşan gazeteci yazar Emeti Saruhan’ın söyleşileri “Türkiye’de Din Algısı” adıyla bir araya geldi. Türkiye’nin belleğindeki din algısını gözler önüne seren kitap, farklı görüşlerİ topluca okuma imkânı sunuyor.

Yeni Şafak
04:00 - 9/01/2019 Çarşamba
Güncelleme: 10:23 - 9/01/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
İLKER NURİ ÖZTÜRK

Gazeteci yazar Emeti Saruhan’ın Türkiye’de Din Algısı adlı kitabı, 50’li yıllardan günümüze uzanan değişimi söyleşiler yardımıyla bir araya getiriyor. Pınar Yayınları arasından kütüphanemize katılan çalışmada İmam Hatiplerin kalitesine, cami altındaki marketlere, bu çağda dindar olmanın zorluklarına, İslam toplumlarının yaşadıkları zorluklara, tasavvufa farklı bakışlara, Cumhuriyet’in dinle ilişkisine, kapitalizmin tarikatlara etkisine, İslâmi sitelere, omurgasızlaştırılan Türklüğe ve günümüzde İslâm’ı yaşamak yerine basit bir tapınma dinine indirgediğimize dikkat çekiliyor.

YÜKSELEN DİNDARLIK VE RÖNESANS

Akademi, edebiyat, ilahiyat gibi farklı alanlardan birçok isimle yapılan söyleşiler askeri, siyasi, dini bakış açılarındaki farklılaşmayı topluca okuma fırsatı veriyor. 1936 doğumlu Emin Işık ile başlayan kitap, 1963 doğumlu Nazife Şişman söyleşisiyle sona eriyor. Tayyar Altıkulaç, Sadettin Ökten, Celal Yeniçeri, Ömer Tuğrul İnançer, Necip Taylan, Abdurrahman Arslan, Teoman Duralı, Mehmet Akif Aydın, Mustafa Çağrıcı, Mustafa Kara, Mehmet Sait Şimşek, Rahmi Yaran, Ali Bardakoğlu, İsmail Kara, Mustafa Özel, Süleyman Seyfi Öğün, Mahmud Erol Kılıç, Necdet Subaşı ise söyleşi yapılan diğer isimler.

Söyleşileri okurken soru sormanın ve konuşmayı yönlendirmenin önemi anlaşılıyor. Muhafazakarlık, film ve dizilerdeki imam imajı, kutupta namaz vakti, Van depremi, Diyanet’in camiyle sınırlı kalmaması gibi konular bir söyleşide geçebiliyor. Bu yapılırken keskin geçişler yerine bütünlüğe hizmet eden parçalar tercih edilmiş. Konuşmacıların çocukluk yılları, okul tercihleri, koleksiyonları sayesinde hem onları tanıyoruz hem de onlarla birlikte Türkiye’yi. Bu sayede sorulara verilen cevapların altı doluyor. “İçi boş bir dindarlık yükseliyor” ve “Dini bilgi açısından rönesans yaşıyoruz” gibi bazen birbirine zıt görünen bazense birbirini tamamlayan başlıklar görüyoruz.


GÖRÜŞLER BİRBİRİNİ
TAMAMLIYOR

Birçok başlıkta incelenen din algısı daha çok sosyal hareketler ve kültürel değişimler üzerinden rahatça kendini gösteriyor. “Toplumun ahlaki değerlerini yok ettik” ile “Ahlaklı nesil için dini eğitim şart” gibi iki farklı başlıktan da gördüğümüz gibi sadece sorunları sayıp çekilmiyor kitap. Okumalar sırasında söyleşiler arasındaki tespitler ve çözümler birbirini tamamlıyor.

Saruhan’ın ikinci kitabı olan “Türkiye’de Din Algısı”, ilk kitabı gibi 2011-2012 yıllarında yapılan söyleşileri kapsıyor. 2014 yılında okura ulaşan “Zamanın Tanıkları”nda yeniden İslâmlaşma iddiasıyla yaşanan süreci söyleşiler yardımıyla işaret eden Saruhan, bu kez başarılı ve başarısız olunan noktaları öne çıkartıyor. Görüşlerin yanı sıra tecrübelere de yer verilen iki çalışma, sözlü tarihin belleğine katkı olarak okunmayı bekliyor.

#türkiyede din algısı
5 yıl önce