Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı Beyşehir Gölü, iklim değişikliği ve artan su kullanımı nedeniyle ciddi kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Tarım ve Orman Bakanlığı, su seviyesindeki hızlı düşüşe karşı özel bir eylem planı hazırlayarak harekete geçti. Modern sulama sistemlerinden havzalar arası su aktarımına kadar birçok önlemle Beyşehir Gölü’nün korunması hedefleniyor.
İç Anadolu’nun incisi olarak bilinen, Isparta ve Konya illeri sınırlarında yer alan Beyşehir Gölü, iklim değişikliğinin etkileri, artan su kullanımı ve kirlilik baskısı nedeniyle ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de 2024 yılı, son 54 yılın en sıcak yılı olarak kaydedildi. 2025 Temmuz’u ise son 55 yılın en sıcak temmuz ayı oldu. Bu aşırı sıcaklık artışından Beyşehir Havzası da olumsuz etkilendi. 1991-2020 yılları arasında ortalama yağış miktarı 650 mm iken, son 10 yılın 7’sinde bu seviyenin altında yağış görüldü. Özellikle 2020–2024 yılları, göl için en kurak dönemlerden biri olarak kayıtlara geçti.
KURAKLIK TEHDİDİNE ÖZEL PLAN
Tarımsal üretimden içme suyuna, turizmden ekosistem dengesine kadar birçok alanda hayati önem taşıyan gölde su seviyelerindeki hızlı düşüş, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Beyşehir Gölü'nde hazırlıklar başladı. Maksimum su kotunun teyidi, Beyşehir Çayı'nın akış ve dağıtım kontrolleri, kıyı kenar çizgisi güncellemeleri ve havza sınırlarının belirlenmesi için yerinde incelemeler yapıldı. Ayrıca 25 Temmuz 2025'te düzenlenen atölye çalışmasında; kontrolsüz su çekimleri, yüksek buharlaşma ve iklim değişikliği, göl seviyesindeki düşüşün en kritik nedenleri olarak öne çıktı.
HAVZALAR ARASI AKTARIM
Hazırlanan eylem planında su tasarrufu ve su kaynaklarının korunması için birçok önemli önlem yer alıyor. Öncelikle, tarlalarda kullanılan sulama sistemleri yenilenip daha modern ve su tasarrufu sağlayan sistemlerle değiştirilecek. Yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınacak, böylece suyun gereğinden fazla kullanılmasının önüne geçilecek. Ayrıca, suyun bol olduğu havzalardan suyun az olduğu bölgelere aktarılması sağlanacak. İçme suyu şebekelerinde oluşan su kaçakları tespit edilip giderilecek, böylece israf önlenecek. Atık sular arıtılarak tekrar kullanılacak, bu sayede su kaynaklarına daha az yük binecek. Son olarak, herkesin suyu daha verimli kullanmasını
sağlamak için yeni yöntemler ve uygulamalar yaygınlaştırılacak.
