Hayatını Milano ve Çin’de sürdüren Xing Gang, 20 yıldır fotoğrafçıklıkla uğraşıyor. Küçük yaşlardan itibaren fotoğraf sanatına merak saran Gang, doğayı da bu yaşlarda keşfetmiş. İşe ilk olarak taş fotoğrafları çekmekle başlayan Gang, zamanla insan ve hayvan fotoğrafları da çekmeye başlamış. Hayatını ve yaşadıklarını fotoğraf çekerek anlattığını söyleyen Gang, insanın içinde yaşadığı doğaya saygı göstermesi gerektiğini söyleyerek çektiği fotoğraflarla bu mesajı vermeye çalıştığını ifade ediyor. Uluslararası bir fotğraf festivali için İstanbul'a gelen Gang ile Çin’de sanata olan ilgiyi ve fotoğrafçılığı konuştuk.
Fotoğraf çekmeyi hayatının bir parçası olarak gören Gang, “Fotoğraf çekerken adeta kendimi buluyorum. Bizim şu an içinde yaşadığımız doğayı belki de birkaç yıl sonra bıraktığımız gibi bulamayacağız. Bu nedenle fotoğraflarımı çekerken onları geleceğe bir belge olarak sunabileceğimi düşünüyorum çoğu zaman. Bu nedenle sıradan fotoğraflar çekmemeye özen gösteriyorum. Basit bir şey değil fotoğraf çekmek benim için. Her fotoğrafım için bir konsept oluşturuyorum. Umarım ileride ‘Doğamız ne kadar da zenginmiş, kıymetini bilememişiz’ demek zorunda kalmayız. Fotoğrafa ilk olarak taş fotoğrafları çekerek başladım” diyor. Fotoğraf çekmek için daha çok dağlara çıkmayı tercih ettiğini ifade eden Gang, “Kültürümüzde önem verdiğimiz 5 şey vardır. Bunlar su, rüzgar, taş, toprak ve boşluk. Ben de fotoğraflarımı çekerken daha çok bunlara yoğunlaşıyorum. Rüzgarın fotoğrafını çektiğim zaman doğanın tüm oksijenini içime çekmeye çalışıyorum. Hayatımızın tüm şifreleri doğada. Bu nedenle sadece objektifimi değil tüm benliğimi doğaya çeviyorum” şeklinde konuşuyor.
Fotoğraflarında boşluğa da odaklandığını ifade eden Gang, “Boşluklar fotoğraf sanatında oldukça önemli bir yer kaplıyor. Ben de fotoğraflarımı çekerken bunlardan yararlanıyorum. Tecrübelerimden insanlara doğanın ve hayatın adaletini göstermeye çalışıyorum” diyerek devam ediyor: “Fotoğraf çekmeye daha çok bir grup arkadaşımla çıkıyoruz. Gerçekten de çok zor şartlar altında çekiyoruz bu fotoğrafları. Dağın en zirve noktasından yapıyoruz çekimlerimizi. Yaz kış demeden bu çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Anı yakalamak en büyük amacımız oluyor. Hiç fotoğraf çekmeden geldiğimiz zamanlar bile oluyor. Tek bir fotoğrafla döndüğümüz günler oluyor. Çünkü iyi bir fotoğrafçı o fotoğrafın iyi bir fotoğraf olacağına inandığı anda basmalıdır denklanşöre.”
Teknolojinin en çok üretildiği ve tüketildiği ülke olan Çin’de akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte insanların fotoğrafla daha çok iç içe olmaya başladığını söyleyen Gang, “Bu durum hem iyi hem de kötü sonuçlar doğuruyor. İnsanların fotoğrafa yönelmesi onların içinde yaşadığı anın değerini bilmesini sağlıyor. Kimi insan cep telefonuyla başladığı fotoğrafçılık tutkusunu zamanla profesyonel bir şekilde devam ettirebiliyor. Ama telefonlarımız da sayısız fotoğrafla dolu. Bir anlamda fotoğraf çöplüğüne dönüştü. Aslına bakarsanız herkes sanatçı olabilir. Telefonla çekilen bir fotoğraf benim için çok da önemli değil. Çünkü telefonla çekilen 200 fotoğrafı tek bir kareye sığdırabiliyorum. Fotoğrafçılık sadece denklanşöre basıp bırakmak değildir. Yani işin sadece teknik boyutunu düşünmemeliyiz. Konsantrasyon, iyi bir bakış açısı oldukça önemli" ifadelerini kullanıyor.
Fotoğraf sanatçısı Xing Gang, fotoğraf çekerken geçmiş ve gelecek konsepti oluşturduğunu belirterek “Doğa fotoğarafları çekmenin yanı sıra tarihi eserleri günümüzdeki eserlerle birleştirerek bir konsept oluşturuyorum. Sadece Çin’in tarihi eserlerini değil gittiğim diğer ülkelerdeki eserlerin de fotoğrafını çekiyorum. Geçmiş ve gelecekteki güzellikleri tek bir karede insanlara göstermek için uğraşıyorum. Çinli gençlerimizin de sanata olan ilgisi arttı. Eskiye oranla daha iyi bir durumdayız” diye konuşuyor.
