|

Sarayda çalkantılı bir hayat: Yusuf İzzeddin Efendi

Sultan Abdulaziz’in oğlu olarak dünyaya gelen ve çocukluğundan itibaren tahta hazırlanan Yusuf İzzeddin Efendi’nin hazin hayat hikâyesi, Prof. Dr. Ali Akyıldız tarafından gün ışığına çıkarıldı. Yusuf İzzeddin Efendi’nin çalkantılı hayatı aynı zamanda Osmanlı devletinin son yıllarındaki saray ortamına da ayna tutuyor.

04:00 - 6/11/2022 Pazar
Güncelleme: 07:35 - 5/11/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Yusuf İzzeddin Efendi.
Yusuf İzzeddin Efendi.
R. Ruveyda Okumuş

Osmanlı’da saray yaşamından diplomasiye tarih yazıcılığından biyografik eserlere imza atan Prof. Dr. Ali Akyıldız hayatı ve ölümü hâlâ tartışılan Sultan Abdülaziz’in oğlu Veliaht Yusuf İzzeddin Efendi’nin yaşamını kaleme aldı. Daha önce padişah kızları olan Refia Sultan (1842-1880) ve Nazime Sultan (1867-1947) biyografileriyle son dönem Osmanlı tarihi ve hanedan yaşamına ışık tutan Akyıldız bu defa Yusuf İzzeddin Efendi’nin (1857-1916) ikbâlden intihara uzanan sarsıcı yaşam öyküsünü tarihi belgelerle okuyucuya sundu.

Yusuf İzzeddin Efendi, Osmanlı şehzadelerinin çocuk sahibi olmaları yasağına rağmen amcası Sultan Abdülmecid’in muhtemelen bildiği halde varlığına göz yumduğu bir şehzade olarak 10 Ekim 1857’de dünyaya gelir. Babası Sultan Abdülaziz’in şehzadeliği zamanında doğan Yusuf İzzeddin’in varlığı ancak dört yıl sonra babası tahta çıkmasıyla birlikte kamuoyuna duyurulabilmişti.

İKBAL YILLARI

Şehzade Yusuf İzzeddin, özel hocalardan Arapça, Farsça, Fransızca, matematik, güzel yazı, imla ve resim başta olmak üzere çeşitli dersler alır. Şair Ziya Paşa da bir süre şehzadeye edebiyat ve Arapça dersleri vermiştir. Henüz dört yaşında babasının isteğiyle 1861 yılında askeriyeye kaydettirilen şehzade olağan dışı bir şekilde hızla askeri rütbeler alır. 15 yaşında Hassa Ordu Müşiri yani mareşallik rütbesi verilen şehzade babası sayesinde görülmemiş bir askeri kariyere sahip olur.

İLK AVRUPA SEYAHATİ

Sultan Abdülaziz’in 1867’de çıktığı ve 47 gün süren Osmanlı tarihinde tek istisna olan Avrupa seyahatine Veliaht Murat Efendi, Şehzade Abdülhamid Efendi ile birlikte oğlu Yusuf İzzeddin Efendi de katılmıştır. O esnada henüz 10 yaşında olmasına rağmen Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi babasının arzusuyla resmî tören ve kabullerde yer almıştır.

Sultan Abdülaziz büyük oğlu şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’nin veraset sistemine aykırı olarak veliahtlığa yükselmesi için yoğun çaba sarf eder. Askeri rütbeleri hızlıca yükseltilmesi, resmî törenlerde sıklıkla oğlunu yanında bulundurması bu çabalardandır. Sultan Abdülaziz yetki, rütbe ve itibarla donattığı oğlunun kamuoyu tarafından yönetime yatkın ve kendinden sonra iktidarın doğal varisi olacağı beklentisindeydi. Ancak yaşanan hadiselerle Sultan’ın bu isteğini gerçekleşememiştir.

BABASININ ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ

30 Mayıs 1876’da Sultan Abdülaziz kendisine yapılan bir darbe neticesinde tahttan indirilir ve ardından alıkonulduğu Feriye Sarayı’nda şüpheli bir şekilde hayata veda eder. O esnada 19 yaşında genç ve gururlu bir şehzade olan Yusuf İzzeddin Efendi, önce babasının katledildiği daha sonra ise bunun intihar olduğu fikrini benimsemiştir. Bununla beraber babasına karşı yapılan ihtilal hareketinden haberdar olduğu hatta bu ihtilali desteklediği yönünde yabancı basında dile getirilen iddialar da oldukça çarpıcıdır. Rus generali Mihail Aleksandroviç Hzenkampf’ın 1908’de yayımlanan hatıralarında ise Yusuf İzzeddin Efendi’nin, 28 Ekim 1877’de Çar II. Aleksandır Nikolayevic’e yazdığı mektupta Sultan II. Abdülhamid yerine tahta çıkmasına yardım etmesi karşılığında Doğu’da Rus çıkarlarını koruyacağı ve barış içinde olacağı yönünde iş birliği teklif ettiğinden de bahsedilmektedir. Bu ağır iddiaları daha ileri götüren general söz konusu mektubun da Rus Genelkurmay Arşivi’nde bulunduğunu kaydetmesi son derece önemlidir. Böyle bir mektup eğer varsa bulunup yayınlanması ve tarihi gerçeklerin aydınlatması da elbette yerinde olacaktır.

Babası Sultan Abdülaziz devrinin ışıltılı günleri geride kalan Yusuf İzzeddin Efendi için otuz üç yıl devam edecek uzun ve sessiz bir dönem başlar. Amcasının oğlu Sultan II. Abdülhamid zamanında (1876-1909) Yusuf İzzeddin Efendi de diğer şehzadeler gibi sıkı bir gözetim altında yaşamını sürdürür. Bu yıllarda Yusuf İzzeddin’in anne baba bir kardeşi Salih Sultan (1862-1941) ile sıklıkla bir araya geldiği eşi Ahmet Zülküf Paşa’nın da yakın çevresinden olduğu görülmektedir. Bununla birlikte Yusuf İzzeddin Efendi’nin kardeşi olmasına rağmen Abdülmecid Efendi hakkında Yıldız Sarayı’na jurnal vermiş, İttihatçılar’la da ilişki kurmuş onlara kimi zaman maddi destek de sağlamıştır. Doğduğundan beri iktidar hayalleri kuran şehzade sık sık gelecekten haber verdiğini söyleyenlerin cifr oyunlarına alet olmaktan da kurtulamamıştır. Terekesinden çıkan belgeler arasında cifr ile ilgili yazışmalar dikkat çekicidir.

VELİAHT YUSUF İZZEDDİN

27 Nisan 1909’da Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilerek yerine Sultan V. Mehmed Reşad’ın getirilmesiyle Yusuf İzzeddin Efendi veliaht-ı saltanat sıfatını alır ve Dolmabahçe Sarayı’ndaki Veliaht Dairesi kendisine tahsis edilir. Bu tarihten itibaren vefatına kadar 7 sene süren veliahtlığı boyunca hükümet ve özellikle İttihatçılar Yusuf İzzeddin Efendi’yi çevresine yerleştirilen yaver ve teşrifatçılarla gözetim ve denetim altında tutmaya çalışmış hatta bu konuda ileri giderek kiminle görüşüp görüşmeyeceğine kadar müdahale etmişlerdir.

Yusuf İzzeddin Efendi veliahtlık yıllarında çeşitli resmî törenler, davet ve kabuller, yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerde bulunur. Sultan Reşad ve maiyetinde devlet adamlarıyla birlikte Hereke, Bursa, İzmit, Edirne gezilerinde yer alan Yusuf İzzeddin Efendi, Temmuz 1915’de savaş devam ederken Çanakkale cephesini ziyaret eder. Yusuf İzzeddin Efendi veliahtlığıyla birlikte devleti ve padişahı temsilen görevlendirilerek muhtelif zamanlarda İngiltere, Fransa, Almanya, Sırbistan, Romanya, İtalya ve Bulgaristan’a resmi ziyaretler yapar. İngiltere Kralı VII. Edward’ın cenaze töreninde Osmanlı padişahı adına yer almak için Londra’ya giden veliaht Yusuf İzzeddin, Osmanlı tarihinde ilk defa veliaht sıfatıyla yurt dışında resmi bir törene katılmıştır.

Sarsıntılı bir ruh hali

Sultan Abdülaziz’in çok erken yaşta tahta hazırladığı hatta bu hususta teamüllerin dışına çıktığı şehzade Yusuf İzzeddin Efendi, önce babasının tahttan indirilmesi ve şüpheli bir şekilde ölümüyle altüst olan geleceği, eşi Çeşmiahu Hanım ve oğlu şehzade Mehmed Bahaeddin’in vefatlarının üzüntüsü İttihatçılar tarafından adeta çepeçevre sarılan hayatı onda inişli çıkışlı bir ruh hali yaratmıştır. Kanser hastalığına yakalandığı ve bu sebepten İttihatçılar’ın bu hastalığı bahane ederek onu veliahtlıktan ıskat edecekleri vehmine kapılmasıyla ruhi bunalımları artar. 1912’de tedavi için Avrupa’ya giden şehzade, Balkanlar’da savaş durumunun çıkmasıyla İstanbul’a dönmek zorunda kalır. Tedavisi yarım kalan Yusuf İzzeddin düzensiz bir yaşam sürmesi ve günden güne psikolojik rahatsızlığının artmasıyla birlikte çevresinden sağlığı ve veliahtlığıyla ilgili teminat mektupları almaktan geri durmaz. Sarsıntılı bir ruh halinde olan Yusuf İzzeddin Efendi yarım kalan çeşitli intihar girişimlerinde de bulunur.

Bıraktığı iki mektup

1 Şubat 1916 günü Yusuf İzzeddin Efendi, Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Camii’nde metfun olan oğlu ve eşinin mezarlarını ziyaret ettikten sonra Zincirlikuyu Köşkü’nde sol kol bileğini ustura ile keserek hayatına son verir. Tüm müdahaleye rağmen o esnada vefat eden veliaht ardında bıraktığı iki mektupta intihar ettiğini açıkça ifade etmektedir. Veliahdın naaşını inceleyen doktor heyetinin görüşü ve yapılan soruşturma neticesinde de olayın intihar olduğuna kanaat getirilmiştir. Yusuf İzzeddin Efendi’nin naaşı 2 Şubat 1916 günü düzenlenen törenle ve Ayasofya Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından dedesi II. Mahmud Türbesi’ne defnedilir.

Son dönem Osmanlı şehzadeleri içinde en zengin olan Yusuf İzzeddin Efendi’nin dükkanları, çiftlikleri, kasır ve köşkleri bulunmaktaydı. Bunlar arasında Çamlıca Köşkü, Zincirlikuyu Köşkü, Çavuşbaşı ve Hekimbaşı çiftlikleri sayılabilir. Kendisinin vefatıyla birlikte ardında kalan Hatice Şükriye Sultan, Mehmed Nizameddin Efendi, Mihriban Mihrişah Sultan olmak üzere üç çocuğunun henüz yaşları küçük olduğu için olduğu için ailesine bir vasi atanmış ve vasinin denetimini de kardeşi Abdülmecid Efendi üstlenmiştir.

Yusuf İzzeddin Efendi’nin ikbal, idbar ve intihara uzanan 68 yıllık yaşamını konu alan biyografik kitap aynı zamanda Sultan Abdülaziz, Sultan II. Abdülhamid ve Sultan Mehmed Reşad devirlerini, yaşanan siyasi, sosyal olayları da ele almasıyla yakın tarihe kaynaklık etmektedir.


#Yusuf İzzeddin Efendi
#Sultan Abdulaziz
#Osmanlı
1 yıl önce