Op. Dr. Hüseyin Kandulu sözlerine şu şekilde daha ayrıntılı şekilde açıklıyor; Küçük kanüllerle yağları vücuttan uzaklaştırıyoruz ancak şu an daha güncel ve güvenilir olan ultrasonik liposuction dediğimiz yöntemi kullanıyoruz. Bu yöntemde önce yağları eriterek krema kıvamına getirip vücuttan eski liposuction yöntemlerine göre çok daha minik kanüllerle, travmatize etmeden uzaklaştırabiliyoruz ve bu yöntemi karın, bel, sırt, bacak, kol hatta yüz gibi vücudun her tarafında uygulayabiliyoruz. Liposuction eskiden de vardı fakat teknoloji ile çok daha gelişmiş durumda. Her geçen gün teknolojinin gelişmesi ile deri kalitesini arttırabilmek adına yağı pürüzsüz bir şekilde vücuttan uzaklaştırmak mümkün hale gelmiş durumda. Çünkü en önemli nokta hastaya zarar vermemek ve geçmişten günümüze aslında liposuction plastik cerrahinin içerisinde yer alan en zor ameliyat konumunda. Bu nedenle sürekli hekimler de kendilerini geliştirmek ve iyileştirmek için eğitimler alıp eğitimler veriyorlar. Çünkü gerçekten orada bir doku var ve bunu göremiyorsunuz. Görmeden hissederek ve birtakım teknolojileri kullanarak oradaki dokuyu düzgün bir şekilde vücuttan almaya çalışıyorsunuz. Amaç sadece yağ almak olmamalı vücutta estetik bir görüntü sağlayacak güzel bir görünüm elde edilmelidir. Bu kadar emek sonunda da güzel bir sanat eseri çıkıyor ortaya.
Şu an uyguladığımız teknik ve teknoloji ile hasta ameliyattan çıktıktan sonra 12 saat içerisinde belirgin bir sonuç elde ediliyor ve eski yöntemlere kıyaslandığında en önemli avantajı da bu husus aslında. Korse süreci de muhakkak gerekiyor. Uygulanması korse uygulaması var ve bu korse uygulaması yaklaşık olarak 3 ile 4 hafta sürüyor ancak eskiden bu süreç 3 ile 4 aydı. Bu süreci de azalmış olması da başlı başına bir başarı. Bunun dışında ne yapıldığı ve kime uygulandığı çok önemli çünkü yapılan tüm operasyonlar kişiye özgü yapılmaktadır. Bizim toplumumuzda, kadınlarda daha çok basen bölgesinde, erkeklerde ise bel, göğüs ve göbek bölgesinde şikâyetler oluyor. Nereye uyguladığınıza göre hastanın iyileşme süreci değişebiliyor. Hasta bazen hastanede yatışa ihtiyaç duymayabilirken, bazen de hastanede konaklaması gerekebiliyor.
Benim de eğitimini verdiğim bir konu bu. Ameliyat tekniği olarak kadın ve erkek anatomisi birbirinden farklı yapıda. Erkek vücut formunda daha maskülen, omuzların geniş olduğu, göğüste daha kaslı bir görüntü, karında atletik bir yapının olduğu “V” formunda bir vücut elde etmek isteriz. Artık bunu yapabiliyoruz. Sadece yağı uzaklaştırmıyoruz doğru anatomide doğru yerlerden uzaklaştırıp böyle bir görüntü ortaya çıkarılabilmekte. Kadınlarda ise; belin ince, hatların daha yuvarlak, daha tatlı ve çekici olduğu bir vücut formu istenmekte. Bu form da “S” kıvamı diye nitelendirdiğimiz vücut formu oluyor. Dolayısıyla bakış açısı vücuda göre değişiyor ve bu sebeple uygulanan teknoloji değişmektedir. O yüzden her hastayı bireysel olarak değerlendirmek ve her hastanın ihtiyacına göre liposuction tekniği uygulamak daha doğru bir karar olacaktır. Liposuctionda bahsettiğimiz teknikle, yani ultrasonik liposuction yöntemi ile gıdıdan, yüzden, ayak bileğine kadar her bölge mümkün. Eskiden yanağa uygulamak mümkün değildi fakat artık oraya da uygulayabilmek mümkün.
Hastalar tarafından en çok sorulan sorudur bu aynı zamanda. Yağ hücreleri ergenlik döneminden sonra sabit sayıdadır ve kilo alımı, mevcut sayıdaki yağ hücrelerinin büyümesiyle alınır, çoğalmasıyla değil. Bu işlemde yağ hücreleri vücuttan kalıcı olarak alınır, dolayısıyla işlemin uygulandığı bölgede yağlanma oranı asla eskisi gibi olamaz ve ciddi oranda düşüktür. Hiç orda kilo alınmaz demek de doğru değil çünkü tüm yağ hücrelerini uzaklaştırmak da mümkün değildir. Ancak ciddi oranda, yaklaşık %80 oranda o bölgelerde kilo alma tekrar olmaz. Elbette kilo alınır, fakat burada da faktör şu; işlemin uygulanmadığı bölgelerden daha çok kilo alınır. Bunun sebebi de o bölgede ki yağ hücreleri orada kaldığındandır. Ancak işlemlerin sonucu kalıcıdır. Bugüne kadar bu işlemi gerçekleştirip de vücudunu daha sonra bozmuş hastalara neredeyse hiç rastlamadım.
Yağ enjeksiyonu söz konusu bir durum ve çok sık yapıyoruz. Biz yüze yağ enjeksiyonları, kök hücre uygulamaları çok yapıyorduk.
Şu anda da vücuda istediğimiz formu vermek için, özellikle kadın hastalarımız kalçaya yağ enjeksiyonu, göğüs bölgesinde göğsü daha dolgunlaştırmak için göğse yağ enjeksiyonu tercih ediyorlar.
Erkekler de omuzları daha geniş göstermek için omuz kasları içine yağ enjeksiyonu yapılıyor. Kas içine veriyorsunuz ve orası asla yumuşak yağ gibi olmuyor. Erkeklerde baklava dilimleri dediğimiz “six pack” çok moda artık ve erkek hastaların oranı %40 durumunda. Erkekler giderek orantıyı yukarıya taşıyorlar. Ama şunu da belirtmek elzemdir. Asla yağa şekil vermek gibi bir şey yok. Teknoloji ve teknik gelişimin desteği ile mevcut altyapıyı ortaya çıkarıyoruz. Burada önemli olan en ana etken hastanın kendisi oluyor. Bu herkeste ortaya çıkacak diye bir durum yok ama obez olmayan herkese liposuction uygulanabilir. Ancak vücut altyapısı müsaitse, yani kasları sadece yağ örttüğü için görünmüyorsa biz o yağları muntazam şekilde uzaklaştırıp o kaslı görüntüyü ortaya çıkarabiliyoruz.
Elbette bu tekniklerin yaratıcıları değerli meslektaşlarımız var onlara teşekkür etmek gerek ancak dünyada Türk plastik cerrahisi olarak çok ilerideyiz. Ülkemizde şu an hem kendi halkımız hem kendi kadınlarımız ve erkeklerimiz buna talep gösteriyor ki bence bu eğitim düzeyimizin de artması ile ilgili diye düşünüyorum. Çünkü kendimize bakmak çok güzel bir şey. Kendimizi iyi hissediyoruz nasıl bir botoks işleminden sonra kırışıklıklarımız gidince aynaya bakarken mutlu oluyorsak, giydiğimiz kıyafet daha çok yakışsın isteğimizin olması da çok doğal. Bunun olmasını sağlayabiliyoruz.
Hayır, şu an öyle bir doku transferi güncel ve mümkün değil hatta böyle bir işlem çok da tehlikeli. Kendi vücudumuzdan alınan yağımızın içinde kök hücre içermektedir. Vücudumuz bu kök hücreye karşı olumsuz reaksiyon vermemesi sayesinde dolgu işleminde kullanıldığında büyük bir avantaj sağlıyor. Yağı aldığımız anda belli işlemlerden geçiriyoruz hatta ihtiyaç varsa yoğun bir şekilde kök hücreleri de ayırıyoruz ve daha sonra da ihtiyaç olan bölgelere uygulayabiliyoruz. Kök hücre, içerisinde birçok hücre barındırıyor ve aslında kök hücre bizim kendi kendimizi iyileştirmemizi sağlamaktadır. Belli bir yaştan sonra kök hücre üretmek yerine vücut bunu tüketmeye başlıyor. Tehlikeli bir işlem değil ama her işlem gibi uzman ellerde doğru şekilde uygulanması gerekir çünkü her zaman bir risk faktörü vardır.
Önce bir muayene süreci bulunuyor. Eğer muayene sonucu kişi işleme uygunsa, daha sonra genel sağlık testleri muhakkak yaptırıyoruz. Çünkü hastaların önce sağlığı çok önemli ve bize, özellikle plastik cerrahlara hasta kişiler değil sağlıklı kişiler geliyor. O yüzden o sağlığı kontrol ediyoruz daha sonra operasyon süreci başlıyor ve bu şekilde ilerliyor.