|
2015’e merhaba...

Gergin ve zor bir yılı geride bıraktık.

2014’ü olgusal olarak belirleyen şüphe yok ki Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 17-25 Aralık 2013 hadiseleri ve çözüm sürecinin Ekim ayı başında yaşadığı büyük kırılmaydı.

Bunun yanında, teslim etmek gerekir ki, 2013 yılında Arap Baharı'nın yön değiştirmesiyle baş gösteren, Türkiye’nin Mısır ve Suriye politikalarının mevcut iç ve dış siyasi ittifaklarda açtığı gediklerle devam eden, Gezi olaylarıyla doruğa çıkan büyük kopuşların, yeni siyasallaşma dalgasının tüm etkileri kendisini 2014’te gösterdi.

Bir yandan AK Parti’nin cemaat bağları koparken, liberal kesimle ittifakı ya da işbirliği tümüyle sona erdi.

2014 yılı hükümetin söylemde sertleşmesinin, cemaatle mücadelede zaman zaman ölçüyü kaçırmasının, muhalefetin ise bu durumu ve Erdoğan’ın kimi açıklamalarını Türk siyasi sistemine, bazı yolsuzluk dosyalarını Türk ekonomik sistemine indirgeyen bir otoriterleşme vurgusuyla militanlaşmasının yolunu açtı.

Bu çerçevede ciddi bir kutuplaşma baş gösterdi.

Bu koşullarda cemaat ile sol liberal kesim arasında dolaylı bir ittifak, en azından dirsek teması kuruldu.

Asker ve hükümetin cemaat karşısında ortak bir hassasiyeti oluştu.

Kürt hareketi ile hükümet arasında tüm çatışmalara rağmen ise çözüm sürecine endeksli, cemaate mesafeli bir dolaylı işbirliği şekillendi.

Demokrasi talepleriyle anti-demokratik durumların iç içe girdiği, hükümet ile muhalefet arasında köktenci bir gerginliğin oluştuğu, siyasi dosyalar üzerinden temizlik davalarıyla yargının iyice kaos ortamına itildiği bir yıl yaşadık.

2015 bunların gölgesinde başlıyor.

Dört yeni faktörü yeni yılda göz önüne almak gerekiyor.

Bunlardan birincisi 1915’in, soykırımın yüzüncü yılının koparacağı iç ve dış rüzgarlardır.

İkincisi Haziran ayında yapılacak belirleyici seçimlerdir. AK Parti’nin anayasal çoğunluğa ulaşıp ulaşmaması gelecek için, başkanlık sistemine geçiş için en kritik anlardan birisini oluşturacaktır.

Üçüncüsü çözüm sürecinin kazanacağı istikamettir. Türkiye’nin istikrarı, demokrasinin çıtası pek çok açıdan bu sürecin seyriyle ilgili olacaktır.

Dördüncüsü ise cemaatle mücadeledeki hukukilik ve kapsam meselesidir. Balyoz, Ergenekon, ODA TV gibi davaların nihai sonuçları ortaya çıkacak ve bu konuda yeni tartışmalar ve adımlar kaçınılmaz olacaktır.

Görünen bu...

Umarız olumlu bir yıl yaşarız...

#17-25 Aralık
#Arap Baharı
#Gezi
#Suriye
il y a 9 ans
2015’e merhaba...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle