|
Elveda Hrant...

Bugün onun aramızdaki son günü, bugün Hrant''ı toprağa veriyoruz. İçim yanıyor...

Yangın dineceğine her geçen an artıyor.

Ne siyasi açıklamalar, ne arkasında bıraktığı devasa miras, ne ölümüyle yol açtığı siyasi ve toplumsal seferberlik, ne dünya Ermenileri içinde edindiği siyasi yer, hiç bir şey, hiç bir gerekçe, teselli etmiyor...

Hrant''sız bir dünya dostları için hep eksik kalacak.

O koca yürek çarpmayacak, o sıcak bakış, gülüş, sarılış içleri ısıtmayacak, ışıldatmayacak...

Hrant''sız bir Türkiye herkes için eksik kalacak.

Türkiye için siyaset yapan, Türkiye içinde siyaset yapan, Ermeni kimliğiyle Türkiyeli kimliğini birleştiren o cesur ses artık çıkmayacak, yerine yenisi de gelmeyecek...

Bu topraklarda işlenen alçak cinayetlerin en alçağını işledik...

Bu ülkenin en yürekli adamını, en Anadolu delikanlısını, karşısına çıkmaya cesaret edemeden, yüzüne bakmadan, arkasından, ensesinden vurduk...

Utanmak gerek, utanmamız gerek...

Görmüyor musunuz, bizi temsil eden şeyin onu vuran hasta ruh olduğunu?

Siyaset yapma, meydan okuma, adam olma halimizi, onu vurma biçimimizin temsil ettiğini farketmiyor musunuz?

Kara çaldık ruhlarımıza, kara çaldık vicdanımıza...

Kimse bahane üretmesin, tahrikten, dış komplodan söz etmesin...

Onu bu topraklardaki insanlar ve zihniyet öldürdü... Onu susturmak, hınç almak, temsil ettiklerinin önünü kesmek için öldürdük...

“İstanbul''daki Ermenileri vuracaktık” diyen Danıştay saldırganlarından biri değil miydi?

“Sen çok konuşuyorsun, sus artık” diyordu o avukat...

Sustu… Susturuldu...

Onu öldürerek bu topraklardaki tüm Ermenileri vurduk, onları bir kez daha vurduk...

Daha da öte...

Aslında Hrant''ı vuran koşulları yaratarak, onu hedef kılarak, Türk toplumu kendisini vurdu.

Bu yara bu kez kolay kapanmayacak... Telafi edilmesi mümkün olmayacak...

Kime ne anlatacaksınız, hangi oyundan söz edeceksiniz?.

Onu vuran buradan birisi değil mi, katili yollayan buralı değil mi...

Peki ya onun arkasındakiler?

Onlar çekirdeğin en iç düğümünü oluşturmuyor mu?

Neden Trabzon?

Neden 16 Mart Katliamı davasında adı geçen Reşat Altay Trabzon''da Emniyet Genel Müdürü?

Neden bu kentte kimi gruplar, vurucu tahrik timlerinin eğitimini verir hale geldiler?

Hrant''la son kez Aralık ayının son günlerinde beraber oldum. Sonra araya yeni yıl, benim Afrika seyahatim girdi. Ve onu yeniden görüşüm Agos''un önünde oldu, yerde yatarken...

Aralık ayının 23''ünde bir Cumartesi akşamı, tüm Agos çalışanları, Ermeni cemaatinin kimi üyeleri, aralarında benim ve Kürşat Bumin''in bulunduğu Hrant dostlarıyla birlikte, Agos''un onuncu yılını kutlamıştık. Zeybekler, halaylar, Ermenice ve Türkçe türküler eşliğinde...

Belçika''dan büyük kızı gelmişti. Pek mutluydu o gün. Mikrofonu eline alıp şarkılar söyledi. Karısına, Rakel''e aşkını anlattı. Dostlarına çiçekler attı. Etyen, Kürşat, ben ve Hrant karşı karşıya son çifte tellimizi oynadık...

Hrant''ı uğurluyormuş da farkında değilmişiz o gün...

Bugün onun dünya üzerindeki son günü...

“Gözüm var” derdi, “bu ülkenin toprağında gözüm var, ama toprağın üstünde değil toprağın altında gözüm var...”

Şimdi oraya iniyor...

Hrant sevgili kardeşim...

Elveda...

17 yıl önce
Elveda Hrant...
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler