|
Ben kardeşimi, Ersin'i hâlâ arayamadım...

Cuma günü, ikindiden az evvel, iyi bir haber almışım, Ersin'le paylaşıyorum, her zamanki esprili üslubuyla cevaplıyor beni, Samsun'da olduğum için net yazışması şeklinde kısa bir diyaloğumuz oluyor...

Bu yazışmadan yaklaşık bir saat sonra Kenân Alpay arıyor, açıyorum:

"Cemile, Ersin'in oğlu trafik kazasında..."

"Hayır, hayır Kenân ağabey, Ersin'in oğlu yok, üç kızı var, yok, yok değildir..."

Kenân ağabey acı haberi Bekir Develi'den almış... İçimde acı bir şüpheyle Bekir ağabeyi arıyorum;

"Maalesef doğru Cemile, ben şimdi yola çıktım Ersin’in yanına gidiyorum..."

İnnalillâh ve inna ileyhi râciun...

Öylece kalakaldım, Ya Rabbi, bu nasıl bir acı.

Rabbim yeğenime rahmet eyle, kardeşime ve âilesine sabır ver, diye duâ ediyorum.

Samsun'dayım, cenazeye yetişecek imkânda değilim, arasam şu acı arasında aranmaz, sadece duâ ediyorum.

Cuma böyle bitti, cumartesi oldu, uzaktan uzağa ağlayıp, duâ etmekten başka bir şey gelmedi elimden, biraz Kur'ân-ı Kerim okudum. Yine gözyaşı, yine duâ... Ben elim varıp da kardeşimi arayamadım.

Pazar oldu, aklım kardeşimde, aradım, kısaca çaldırdım muhtemelen müsait değil açmadı, açsa ne diyeceğim bilemiyorum, her şeye söyleyecek birçok sözüm var, buna yok, ben ne diyeceğim… ben kardeşime hâlâ duyabileceği şekilde taziye dileyemedim.

*********

Herkesin bir imtihanı var, benimki "sevdiklerime bir şey olacak korkusu", bazen öyle olur ki "anne-baba" olmak isteyenlerin bu isteğini anlayamam çünkü canından çok sevdiğin birinin var olması ne kadar güzelse o kadar da korkutucu; "Ya ona bir şey olursa?" Belki tevekkül eksikliği bilmiyorum, şimdi anne-baba olmak isteyenlerin ne kadar cesur ve o makama lâyık oldukları için o makamla şereflendirildiklerini düşünüyorum... Ve o makamın getireceği imtihanı yüklenebilecek kadar mümin olduklarını...

**********

Ersin'in hazırladığı haberleri hatırlıyorum; bir yerde bir çocuk cennete uğurlanınca verdiği "baba" tepkisini, henüz o acı haberi almadan TV Net'in Kudüs'ten yaptığı canlı yayını paylaşırkenki mümin kalbini hatırlıyorum, birine kızsam, Ersin'e dert yansam "o sağlam biridir aba" demesini hatırlıyorum. Yok, yanlış yazmadım, o bana "aba" der... "Tamam aba..."

Ablam ben şimdi ne diyeyim bilmiyorum, ne söyleyeyim bilmiyorum, acaba bu satırların herhangi bir yerinde yanlış bir ifade kullandım mı tedirginliğinden kurtulamıyorum, bir babanın acısına dair ne söylenir bunu bilmiyorum....

Ablam; Rabbim, melek yavruna cenneti mekân kılsın, senin ve değerli eşinin acısını dindirsin, Rabbim sizlere sabır versin, çok zor bir imtihan, çok zor bir yazı...

Ablam; ben seni hâlâ arayamadım, arasam bir şey değişmeyecek ve bu beni utandırıyor, söyleyemeyeceğim sözlerin altında kaldım ablam… ama bil ki "aban" burada beş vakit sana duâ etmekte, seni tanıyan kim varsa sana hayır duâsını, evladına rahmet duâsını esirgememekte...

Ablam; “Sabret; sabır da Allah’ın yardımıyladır”, Allah sizden yardımını esirgemesin…

#Ersin Çelik
7 yıl önce
Ben kardeşimi, Ersin'i hâlâ arayamadım...
Irak’ta üç gün
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir