|
Şampiyonluk şifresi iyi stoper iyi golcü

Süper Lig’de 7. hafta geçildiğinde Trabzonspor’un 2 hafta üstü üste ayağına gelen liderlik fırsatını geri çevirdiğini gördük. Yıllardır yaşanmışlıklardan kaynaklanan ve taraftarda artık kronik hale gelen “Biz bu fırsatı yine kullanamayız” düşüncesi, sahada vücut buluyor. Sezon başında, hatta geçen sezonun devre arasında kurulmaya başlanan iddialı kadroyu izlemeye, ekran başına geçmek için Trabzonsporlu olmaya gerek yok. Bu sezon en keyif aldığım maçlar Trabzonspor maçları oluyor. Trabzonspor-G.Saray, Konyaspor-Trabzonspor, Trabzonspor-Alanyaspor maçları bir çırpıda aklıma gelenler. Tabi bu maçlar taktiksel açıdan tartışılabilir. Teknik adam, maçı daha sonra izlediğinde orta sahalarda oluşan 40 metrelik boşlukları takıma fırça atarak anlatabilir. Ancak, futbolsever olarak bol pozisyonlu, heyecanı yüksek maçlara şahit oluyoruz. Trabzonspor’un hücum etkisi ile savunma zafiyeti arasında bordo ile mavi kadar fark var. Bu takım elbette şampiyonluğa oynar. Ancak ön ile arka arasındaki bu performans farkı kapatılmazsa işler çok zora girer...

Uche ve Högh’ü hatırlatıyorlar

Savunma demişken, oradan devam edelim; ligimizde iz bırakan stoper ikilileri hafızalara kazınmıştır. Futbolun nostalji yönünü sevenler, her muhabbette Uche-Högh, Zago-Ronaldo, Falco-Stumpf ikilisinden söz ederler. Bu ikililer, oynadıkları sezonda takımlarının şampiyonluğuna önemli katkı yaptılar. Zaten Türkiye ligi standartlarında iyi iki savunmacı ve iyi golcü yakaladığınız zaman şampiyonluk için yolun yarısını aldınız demektir. Sözü Slazai ve Kim Min Jae’ye bağlayacağım. Slazai’yi zaten geçen sezondan biliyoruz, farkını ortaya koymuştu, ancak Güney Koreli, benim son dönemde izlediğim en iyi stoper performansını yansıtıyor. Hantal görüntüsü altındaki futbol zekası ve çevikliği takdire şayan. Zaten sarı-lacivertlilerin yediği gol sayısı da bu durumla doğru orantılı. Sözün başına dönelim; Fenerbahçe arka bölümde o ikiliyi yakaladı yakalamasına da, golcü konusunda aynı şeyleri söylemek pek mümkün değil. Yani Trabzonspor’un ters hali...

Bir yerde hata var

Beşiktaş’ta ligin henüz 7. haftası oynanırken 12 oyuncu devre dışı kaldı. Sakatlıklar, hastalıklar peş peşe sıralandı. 2-3 oyuncu olsa bu anlaşılabilir bir durum ama 12 oyuncunun izahı yok. Bunu sadece şansızlık diyerek soyut kavramlar üzerinden açıklayamayız. Şampiyonlar Ligi’nde olsun, Süper Lig’de olsun futbolun size kazandırdığı çok ciddi somut şeyler (para, puan) var. Bunlardan mahrum kalırken, soyut kavramları gerekçe olarak sunamazsınız. İhmalse ihmal, hataysa hata; bunların hepsi olabilir. Sonuçta insan odaklı bir oyun. Ancak problemin çözümü, önce problemi doğru tespit etmekle başlar. Varsa bir yanlış, ondan dönülür. Bunu soranlardan, sorgulayanlardan da rahatsız olmayın. Takımlarını izlemek için maç günlerini iple çeken taraftarların da takımda neden bu kadar eksik olduğunu sorma hakları da olsun.

Tribüne kulak vermek

Galatasaray’da 4 hafta sonra gelen Göztepe galibiyeti, bir nevi olsun camiaya nefes aldırdı. Haftalardır, teknik heyet ve tribün arasında kurulamayan doğru iletişimin yolu, tribünün sesine kulak vermekle şimdilik aşılmış görünüyor. Galatasaray’ın kadro yapılanmasının sabra ihtiyacı olduğunu defaatle yazdım. Taraftarın isyanının genç oyunculara değil, aksine diğer tercihlere ve yapılan değişikliklere olduğunu ifade etmiştim. Şimdi her devre arasında oyundan alınan Morutan’ın Göztepe maçında sahada kalması ve maçı çeviren isim olması, değişmez kural gibi her maçta oyuna giren Babel’in süre alamaması... Bunların hepsi sosyoloji etkisi. Bazen siz taraftara yön verirsiniz, bazen taraftar size yön verir... Bu yön verişler işin sonunda sizi doğru rotaya götürüyorsa, o zaman oyna, devam...

#Süper Lig
#Beşiktaş
#Fenerbahçe
#Galatasaray
#Trabzonspor
3 yıl önce
Şampiyonluk şifresi iyi stoper iyi golcü
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler