|
15 Temmuz’la hesaplaşma ve FETÖ’ye iade-i itibar seçimleri
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz’dan bir yıl sonra başlattığı Adalet Yürüyüşü sürecinde verdiği röportajda,
“20 Temmuz’da sivil darbe yaptılar. Şu anda Türkiye bir darbe süreci içinde”
demişti. FETÖ’cüler daha sonra bu sözlerini 2021 yılında yaptıkları 15 Temmuz karşıtı belgeselde kullanmıştı. Hem de kendisiyle yeni röportaj yapmış gibi kurgulayıp yayına verdiler. Ne kendisi ne de CHP’den hiç kimse bu algı oyununa itiraz etmedi.

Kılıçdaroğlu’nun “20 Temmuz darbesi” dediği gelişme, FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, 2O Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen Olağanüstü Hal süreciydi. Kılıçdaroğlu, FETÖ ile mücadelede ve özellikle de başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere devletin önemli organlarındaki yapılanmanın temizlenmesine “darbe” diyor. Sadece FETÖ değil PKK ile ilintili birçok isim de bu süreçte devletten tasfiye edildi.

OHAL, üçer ay arayla 7 kez uzatıldı ve iki yıl sürdü. İki yıl süren OHAL döneminde 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. Geçtiğimiz aylarda Milli Savunma Bakanlığı açıklamıştı. 15 Temmuz sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 150’si general olmak üzere 24 bin 388 kişi ihraç edilmiş. Bu sayı emniyette ise 37 binlerde.

KHK ile ihraç edilen herkes için FETÖ’cü, darbeci ve terör örgütü üyesi diyemeyiz. Bazı kamu görevlilerinin haksız ihraçları, OHAL İnceleme Komisyonu’nun raporuna da yansıdı zaten. Komisyon, itirazlar sonucu ihraç edilenlerden 17 bin 265 kişiyi görevlerine iade etti.

Cumhurbaşkanı adaylığını kendisi ve ittifak ortakları ilan etmeden, partililere ilan ettiren Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün
“KHK’lıların tamamını görevlerine iade edeceğiz. Bir arkadaşımız sadece bu işlerle ilgileniyor”
açıklamasını yaptı.
Kemal Bey, binlerce FETÖ’cü ve PKK’lıya açık çek verdi. Bu bir seçim vaadi. Sokakta yürürken ayaküstü yapılmış gibi görünse de bu çıkış şu anlama geliyor: “Cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde beni destekleyin.
Arkamda durun. Aday olayım ve seçimde de oy verip beni ülkenin Cumhurbaşkanı seçin.
Sizden bunu istiyorum ve karşılığında da; devlete ve millete karşı hangi suçu işlemiş olursanız olun,
yargı hakkınızda hangi kararı vermiş olursa olsun affedileceksiniz. Mevkilerinize, makamlarınıza, rütbelerinize geri döneceksiniz.”
Kılıçdaroğlu ve CHP’liler, “biz böyle bir vaatte bulunmadık, söz vermedik” diyebilirler. Fakat sokakta ayaküstü yapılan açıklamanın başka bir anlamı yok. Dahası sunulan özel vaat, hem FETÖ’cülere
15 Temmuz darbe girişimine karşı koyanlarla hesaplaşma yolunu açacak
hem de devlette yeni bir tasfiye sürecinin başlatılacağının işaretlerini veriyor. Başvuruları OHAL İnceleme Komisyonu tarafından reddedilen 107 bin KHK’lı sorgusuz sualsiz devlete dönecekse, 2023 seçimlerinden hemen sonra olası iktidar değişikliğinde
devlette cadı avı başlatılmayacağının hiçbir garantisi yok.
CHP yönetimi tasfiye pratiğini İstanbul’da yaptı. Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu seçimlerden önce namus sözü vermelerine rağmen İBB yönetimi CHP’ye geçtikten sonra binlerce çalışanı işten çıkardılar. Birçoğunu da sosyal medya taraması yaparak tespit ettiler. Dünkü yazımda
“Muhalefet, seçmeniyle birlikte ‘Türkiye
tufanına’
hazırlanıyor”
demiştim.
Tabanın bir kısmı
ve özellikle de söz verilen FETÖ’cüler bu anı bekliyorlar. Açık açık da ifade ediyorlar zaten. Bunu 15 Temmuz akşamı ve gecesi sosyal medyada darbe karşıtı paylaşım yapanlara gelen tehdit mesajlarında gözlemlemek mümkün.
Kılıçdaroğlu, “Tüm KHK’lıları iade edeceğim” sözüyle seçim sürecinin gündemini belirdi. Önümüzdeki
dokuz ay boyunca, devletin yeniden FETÖ’ye teslim edilmesi
ve PKK’lıların devlette yeniden yer alma ihtimallerini tartışacağız. Muhalefetin adayı henüz ilan edilmedi ancak
Türkiye’yi hesaplaşma söylemleriyle inşa edilen çok sert bir seçim süreci bekliyor.
#CHP
#KHK
#FETÖ
#OHAL
#Kemal Kılıçdaroğlu
2 yıl önce
15 Temmuz’la hesaplaşma ve FETÖ’ye iade-i itibar seçimleri
3 idiots
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!