
Din saygı ve itaat esası üzerine kuruludur diyebiliriz.
Kul, ilah değil de kul olduğunu saygı ile gösterir.
Namaz kılanlar günde kaç kez Tahiyyat okurlar. İlk cümlesinin anlamı şudur:
Bütün temennalar, saygı duruşları Allah"adır. Kimse kimsenin karşısında eğilmez, kimse kimseye mutlak anlamda itaat etmez.
Düşünmediğimiz için bunun ne muhteşem bir manifesto olduğunu anlamadan okur geçeriz.
Allah"a itaat O"nun emri doğrultusunda, aşağı doğru en uç nokta olan iki kişiden birinin diğerine, amir olması şartıyla itaatine kadar iner. Bununla birlikte "Halika isyan olan şeyde, mahlûka itaat olmaz" hadisi itaatin kırmızıçizgisidir.
Allah Rasulü bir gün etrafa bir müfreze birliği çıkarmış ve her zaman olduğu gibi içlerinden birini diğerlerine emir tayin etmişti.
Yol esnasında arkadaşları emiri kızdırdılar, o da otoritesini göstermek istedi. Ben sizin emiriniz değil miyim? dedi. Evet, dediler. O halde bana itaat etmeli değil misiniz? dedi. Tabii ki, evet, dediler. Öyleyse emrediyorum, odun toplayın, dedi. Topladılar. Şimdi bu odunları yakın, dedi. Yaktılar. Girin bu ateşe, dedi. Birbirlerine bakıştılar. Ne yapalım, emre uymak gerekir, gireceğiz diyenler oldu. Mesele basit olmadığı için diğerleri bunu reddettiler.
Emir yine kızdı ve sizi Efendimiz"e şikâyet edeceğim, bana itaat etmediniz dedi. Dönünce şikâyetini gerçekleştirdi.
Allah Rasulü buna çok kızdı ve işte yukarıdaki cümleyi de içeren sözlerini söyledi: "Halika isyan olan şeyde, mahlûka itaat olmaz. İtaat ancak maruftadır/haktadır. Eğer siz o ateşe girmiş olsaydınız bir daha asla çıkamayacaktınız", buyurdu.
Sınırı belirleyen kuralın bu olması şartıyla herkes maruf ölçüsünde amirine itaat etmek zorundadır.
Allah isteseydi dinini her bir ferde doğrudan iletebilirdi. Ama hikmeti gereği vahyini önce Cebrail"e vermiş, o Hz. Peygamber"e iletmiş, o da yaşayarak arkadaşlarına/sahabesine öğretmiş, onları eğitmiş. Onlar da ilahlaştırma noktasına vardırmayacak şekilde ona sonuna kadar itaat etmişler. Çünkü Allah (cc) "Rasulüne itaat eden Allah"a itaat etmiş olur (4/80)", buyurmuş.
Allah Rasulü de ümmetinden, ashabına kötü söylememelerini, onlara saygı duymalarını istemiş. Çünkü dini tebliğde kendisinden sonraki halkayı sahabe oluşturacaktır.
Dinin bize ulaşmasını sağlayan zincirde onların da ardından Rabbanî âlimler ve müçtehitler gelir. O halde müminin onlara da saygılı olması gerekir. Ta ki, bu saygı zincirine tutunmuş ve saygı Allah"a ulaşmış olsun.
Ölçü belli: "Halika isyan olan şeyde, mahlûka itaat olmaz". Bu da elbette bilgiyi gerektirir.
Hz. Peygamber bir bakıma ümmetin manevi babasıdır. Bu itaati bunun için hak etmektedir.
Şimdi annemizi babamızı düşünelim. Onlar da atamız Âdem"den beri kesintisiz süren bir kanunla bizim dünyaya gelmemize sebep olan son halkadırlar. Belki de biz onların iradeleri dışında yaratılmışız. Ama değil mi ki onlar bu ilahî kanunun bir parçasıdırlar, o halde onlara da itaat borcumuz vardır. Sadece itaat değil, saygı ve sevgi borcumuz da vardır.
Manevi varoluş nasıl dini bir saygı silsilesi doğruyorsa, maddi varoluş da yine böyle bir saygı silsilesi doğurur. Belki de biz hudayinabit gibi kendiliğimizden olmadığımızın bir itirafı olarak, bağlı bulunduğumuz kanunun koyucusunu tanımanın ve O"na boyun eğmenin bir gereği olarak bunu yaparız, yapmalıyız.
Hani Allah (cc) iki tür ayet indirmiştir denir ya; münzel ayetler, yani vahiy olarak indirilen sözler ve kevnî ayetler, yani tabiat ve tabiattaki olaylar. Bizden her iki ayet çeşidini de okumamız ve anlamamız istenmiştir.
Kısaca manevi itaat silsilesini, Allah Rasulü ve onun bize kadar ulaşan temsilcileri oluşturduğu gibi, maddi itaat silsilesini de annemiz babamız ve zincirin yukarıya doğru diğer halkaları olan akrabamız oluşturur.
En yakınımızdan uzaklara doğru halkalar halinde genişleyen bu bağ da, yakınlık arttıkça artan şekilde ilgiyi ve saygıyı gerektirir. Bizden uzaklaştıkça ilgi ve saygı görevimiz azalanlar, bir başkasının en yakını olacakları için aslında herkesin saygı görme ve saygı duyma hakkı ve şansı aynıdır. Ve bu saygı, sevgi ve itaat kesişen halkalar halinde bütün bir toplumu birbirine bağlar.
Konuyu yaşlılara, yaşlılık bakımına getireceğiz ama yine olmadı.
Olur inşallah.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.