|
Finans oligarşisinin dalavereleri

Modern dünyanın en önemli ekonomik olaylarının ilki ABD"den başlayıp tüm dünyaya adeta bir veba gibi yayılan 1929 büyük buhranıydı. İkincisi ise, etkileri halen devam eden ve yine ABD"den başlayıp tüm dünyayı etkileyen küresel finans krizidir.

Modern anlamda bunalıma ve buhranlara yol açan ilk kriz olan 1929 büyük buhranından sonra yeryüzündeki toplam üretim yüzde 42 oranında düşerken, 50 milyon kişiyi de işsiz bıraktı. O zamandaki nüfus yoğunluğu dikkate alındığında; bu 50 milyon kişi oldukça yüksek ve önemli bir rakama tekabül ediyordu.

Büyük buhranın etkileri yıllarca sürdü. Ve 1940 yılında patlak veren II. Dünya Savaşı"na zemin hazırladı. İlk krizin bu denli derin yaşanmasına rağmen tüm dünyayı etkileme hızı bugünkü kadar süratli değildi. Çünkü uluslararası ticaret ve finans kapitalizminin entegrasyonu bugünkünden oldukça gerideydi.

Bugün yaşanan ikinci krizde ise etkileşimin bu denli hızlı olmasının sebebi bu entegrasyonun zirvede olmasından başka bir şey değildir. Yani dünya artık küreselleşmenin etkisiyle (klişe söylemle) küçük bir köyden farksızdır.

İlk krize zemin hazırlayan dalaverenin tedricen ayyuka çıkmasının nedeni de bu entegrasyonla alakalıdır. Yoksa her iki krizde de uluslararası finans oligarşisinin etkisi oldukça fazladır.

Şimdi bu finans oligarşisinin nasıl bir pislik içinde olduğunu ve yıllarca dünya kamuoyuna yutturulan sarsılmaz değerlerin ne kadar anlamsız olduğunu biliyoruz.

Pariteler, kurlar, altın, faiz, libor, serbest piyasa teorisi ve diğer tüm göstergelerin kartondan birer kule olduğu ve birer birer yerle yeksan olduğuna tanıklık ediyoruz.

Söylem olarak bu değerlerin çürümüş olması ve yapılan manipülasyonların küçük bir kısmının ortaya saçılmasından daha önemlisi; tüm dünya mali değerlerinin bu göstergeler üzerine inşa edilmesidir.

Dolayısıyla trilyonlarca dolar değerindeki varlıkların fiyatıyla oynayan bu güruh aslında sade dünya vatandaşlarını soymaktadırlar.

Şimdi bazı kamu otoriteleri ifşa olan skandallar nedeniyle bu oligarşiden hesap sormaya çalışmaktadırlar.

Dün Avrupa Birliği, dünyanın önemli finans kuruluşlarının da aralarında bulunduğu sekiz finansal kuruluşa faiz oranları ile oynamaktan dolayı 1,7 milyar Euro ceza kesti.

Bu kurumların söylemleri, yazdıkları raporlar ülkelerin talihini etkileyen güce sahiptir. Bu gücü ise onlara finans oligarşisinin hegemonyası vermektedir.

Bu gücün etkisini en çok bilen ülkelerin başında da Türkiye gelmektedir.

Bu finans oligarkları 12 Eylül askeri darbesinin hemen ardından "Türkiye"deki askeri darbe, Türk ekonomisinin yeniden canlanmasını sağlayacak olan istikrarın yolunu açtı" demişlerdi. Oysa darbeden önce de Türkiye"deki silahlı guruplara silah satan firmaların döviz işlemlerini yürütüyorlardı. Her zaman finans oligarşisinin ana düsturu makyavelist bir anlayışın sonucu olarak; her dönemde ve ortamda kazanmak için her yol mubahtır olmuştur.

Son yıllarda tekerlerine çomak sokulduğu için de, zaman zaman Türkiye"nin üzerine gelmektedirler...

Kısacası uluslararası finans oligarşisi tüm dünya vatandaşlarını çok dar bir zümreye menfaat sağlamak adına soymaktadır. Üstelik bu soygunu da silahsız, savaşsız bir şekilde bilgisayarları başından yapmaktadırlar.

Yaşanan son krizle beraber her geçen gün bir yenisi ifşa edilen finans oligarşisinin dalavereleri; buzdağının göründen yüzünden başka bir şey değildir. Yapılan sahtekârlıklar tahminlerin çok ötesindedir.

Ortaya saçılan bu pislikler yaradan akan cerahatten başka bir şey değildir. Finans oligarşini kazıdıkça pislikler akmaya devam edecektir...

10 yıl önce
Finans oligarşisinin dalavereleri
Sen sabır zannedersin, hâlbuki aşktır o
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…