
Güz mevsiminde zamanın hikâyesini renkler üzerinden seyretmek mümkün… Yeşil tonlar yavaş yavaş kırılarak kahverengilere, kızıllara dönüşüyor önce. Ardından sararıyor tümüyle her şey. Bu değişime keskinliklerinden arınarak tatlı bir ton yakalayan gün ışığı da eşlik ediyor. Havalar puslanıp, ışık azaldığında; sarı yapraklar tamamen dökülüp dallar kara çıplak bir hal aldığında güzün sonuna, kışın başına geldiğimizi anlıyoruz en son. Güz renklerinin en öz haliyle böyle bir takvimi var.
Ama anlatmaya kalksak, birbirinden büyük küçük ton farklılıklarıyla ayrılan onlarca, belki yüzlerce başka ara renkten, o ara renklerin tabiata, eşyaya, bütünüyle hayata giydirdiği özel hallerden de sayfalar dolusu sürecek bir anlatım çıkarabiliriz. Birçoğunun adına koymakta zorlanabiliriz bu hayranlık verici tonların; ama inanın tanımakta hiç güçlük çekmeyiz. Üzerinde düşünmemiş, bir idrake dönüştürmemiş olabiliriz, ama mutlaka hepsini görmüş, hiç değilse gözümüzle fark etmişizdir. Öyle olmasa, güz deyince hayalimizde üç aşağı beş yukarı hep aynı şey canlanmazdı. Ressamlar tuvallerine hep aynı hüzünlü ve bir o kadar etkileyici görünümleri aktarmazlar, hiçbirimize yabancı gelmeyen güz tabloları resmetmezlerdi.
Hüzünlü dedik, bırakmayalım orada sözü. Kime sorsanız güzü, kurduğu cümlelerin içine bu sözcüğü mutlaka katacaktır. Demek sadece kendine özgü renkleri, tonları değil, hepimizi aynı yerde buluşturan bir duygusal dili de var güzün. Kim Ki-Duk görsel bir şölene çevirdiği "İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış ve İlkbahar" filminde mevsimlerle insan hayatının evreleri arasında kurulan paralellikler kurar. Filmin güze işaret eden üçüncü bölümünde gençliğini geride bırakarak olgunluğa ulaşan keşişin kendi içinde derinleşmeye başlamasına, küçük tapınağın üzerinde bulunduğu gölün suları gibi dinginleşmesine tanıklık ederiz. Bu hüznün de duygusal takvimdeki başlangıcıdır. Buradan sonra keşiş, bu şikâyet edilemez hüznün dinginliğinde ruhsal tekâmülünü adım adım tamamlamaya yönelecektir. Güz mevsiminin hepimizi büyüten, olgunlaştıran, az ya da çok kendi içimize döndüren bir tarafı vardır. Bunu hissederiz ve yaşarız. Muhtemel ki gözlerimiz bağlı bile olsa…
Bana mutlaka katılanlar olacaktır; yolculuğa çıkmayı en çok sevdiğim mevsim güzdür benim. Geniş sarı kara düzlüklerin, kara kuru tepelerin, gür ormanların arasından kıvrılıp giden yollar boyunca, başını otobüsün camına dayayarak güz manzaraları seyretmenin tadını pek az şey verebilir. Yemyeşil ağaç kümelerin güzle birlikte ne kadar farklı kolajlar ortaya koyduğuna şahit olmak nefes kesicidir. Sonra inceden yağan yağmurun camlara dokunuşuyla tamamlanır bu görsel senfoni. Duygulanır, dolar, kendinizden geçersiniz adeta. Ruh sınırlarınızı zorlar duygularınız. Camlardan gözünüzü alamaz, bu müthiş güzellikleri seyretmekten vazgeçemezsiniz. Kâinatın en çıplak haliyle bile ne kadar güzel, ne kadar etkileyici olduğuna şahitlik edersiniz. Ne kadar gerçek bir hayaller dünyası!
Bir yolunu bulup bu güz takviminin bir gününe bir yolculuk kondurmak gerçekten iyi bir fikir! Bu yolculuğun başındaki ve sonundaki haliniz arasında sonu lehine büyük bir fark olacaktır. Güz içinizi güzelleştirecektir hiç şüpheniz olmasın.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.