|
Saklambaç bitti mi?
Konum bildiriyorum... Bulunduğumuz şehir en büyük dünya haritasında bile sadece bir noktadan ibaret ve biz de o noktanın içinde bir hiçiz!

Bir türlü durdurulamayan çılgın bir atlıkarınca gibi dönüp duruyor hayat; inmek istiyor, inemiyorsun!

Gün gelir karıncanın da ayağı karıncalanır, hayat böyle!

Belki bir gün aniden söyleyecek bir şeyim olur diye hazırda her zaman boş konuşma balonları bulunduruyorum!

“Mevsimler unutuyor bizi ağlatmayı” diye yazmış Nat Scammacca, Sicilya kökenli Amerikalı şair...

Bazı geceler ansızın uyanıyor, kendimi hiç başlamadığım bir şiirin sonunda titrerken buluyorum.

“Aslında hepimiz roman kahramanlarıyız” dedi beyaz saçlı adam, “burada soru şu; acaba kendi romanımızda baş karakter miyiz, yoksa bir başkasının romanında yardımcı karakter miyiz?

O kadar dalgındı ki, bazen yaşamayı unutuyordu.

Saklambaç bitti, herkes evine gitti sanıyoruz; oysa orada burada bulunmayı bekleyen o kadar çok insan var ki hâlâ!

“Hiçbir şeyi saklamadan, gizlemeden hayatımı inceden inceye gözlerinin önüne serdim. İşte bunun için beni tanımazsın.” diyor bilge şair Tagore.

Her şeyin bugünkünden daha iyi olacağı bir dünya için, her şeyi bugün yaptığımızdan daha iyi yapmamız gerekmiyor mu?

Her umutsuzluk hali, duvara toslamış bir aşırı iyimserliğin neticesi değil midir?

“Sen hayattan çok fazla şey bekliyorsun!” dediler, “Size ne, bu hayatın sorunu!” dedi.

En görmek istemediğiniz tire işareti hangisi biliyorum, doğum tarihinizin sağına yazılan!

Cenaze törenlerini hazin kılan şey, bir insanın ölümü olmaktan çok, bir çok insanın o ölüme tanıklığıdır.

Farzedelim o gün dünyada hiç kimse yok, ortalık bir yerdesiniz, elinizde bir taş, önünüzde bir kuyu ve siz deli değilsiniz... Bazen özdeyişler insanı ne kadar da zorluyor!

Artık yaşlı bir bastondu ve yürüyebilmek için elinden tutacak iyi kalpli bir adama ihtiyacı vardı.

“Bugün günlerden ne?” diye sordu yoldan geçen. “Valla dün sorsaydın biliyordum!” dedi kapıda duran.

Klavyede ilk bastığın tuş yanlışsa, ondan sonrakilerin doğru olmasını bekleme! Rivayet o ki, sonradan ortaya çıkan bir çok dünya dili böyle doğmuştur!

Aceleyle içinde bir şey aradığında dehşetle şunu farkedersin; dikkatli olmazsa kendi çantasının içinde kaybolabilir insan?

Dünyada birçok gönüllü hareketinin ortaya çıkması yaygın gönülsüzlüğe bir isyan mı acaba?

Ölüm o ki, bir seher esintisi gelir yerinden kıpırdatamaz seni!

“Kimi der gönlü insanın içinde” dedi meczup, “kimi der insan gönlünün içinde!”
#Saklambaç
#Nat Scammacca
#Tagore
8 yıl önce
Saklambaç bitti mi?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi