Şu Babıali kaşalotlarına çok gülüyorum yahu...

"Bir ümittir" deyip her seçimde yeni bir senaryo ile çıkıyorlar meydana... Her defasında kaybediyorlar ama hiçbir zaman "nerede hata yaptık" diye sormuyorlar kendilerine...

Halk aptal, makarnacı, kömürcü, bidon.., falan filan tabii.., bir tek bunlar zeki!... (halkın dilinden anlamıyorlar, verdiği mesajı okuyamıyorlar, hep kaybediyorlar, ama yine de zekiler!..)

Bugün de, çatı adayının kıymetini vatandaşa anlatmaya çalışıyorlar...

Bu aralar, "First Lady" adayını da tanıtmaya başladılar... Çok modern, Atatürkçü görünümlü bi- riymiş... Çankaya"ya yakışırmış... (Buna ne diyeceğiz peki, "Çatı Lady" mi?!..)

Velhasıl Babıali şavalaklarının taktiği aynı...

Kılıçdaroğlu"nu da aynı şekilde tanıtmışlardı...

"Sakin güç, dingin adam, ılımlı Kemal, yumuşak üslup..vs, budur işte, anlayın, görün diyorlardı... ( Gördük!... Hakaretlerden dolayı kaç kişiye tazminat ödemek zorunda kaldığını..)

Şimdi de çatı adayını köpürtme derdinde- ler...

Çatıyı kendileri de tanımadıkları için Ekmel"in tek bir cümlesinden kafalarına göre saçma sapan yorumlar çıkartıyorlar... (Zafer işaretini yorumlayamadılar ama?!..)

"Kılıçdaroğlu"na sorsunlar" diyeceğim ama, onun da "Çatı"dan pek anladığını sanmıyorum...

Geçen haftaki grup toplantısında Kılıçdaroğlu, Ekmel"den bahsederken ; "oturmasını kalkmasını biliyor" dedi... ("Oturmasını kalkmasını bilmek" ne yahu?... Köşk"e gelin mi seçiyoruz?!...)

Hey gidi günler... Bir zamanlar Babıali şavalaklarının has adamı Ahmet Necdet Sezer"di... "Kırmızı ışıkta duruyor... Çarşıya pazara gidiyor, domates, pırasa alıyor, pırasanın ucu filesinden sarkıyor!.." falan diyerek sevgilerini ifade ederlerdi...

Değişen bir şey yok...

Bugün de Erdoğan"nın karşısındaki aday olduğu için çatı ruhuyla Ekmel"i destekliyorlar...

Fazla tanımadıkları için diplomat, aristokrat, monşer kimliğiyle sürekli "barışçıl, uyumlu, uzlaşmacı" vurgusu yapıyorlar... (Bir de "demokrasiyi içselleştirmmek" diye bir laf var.., adamı uyuz eder...Neyin içselleştirildiği nasıl anlaşılır bilen var mı?...)

...

Arkadaş bir dakika...

Ben vatandaş olarak "barışçıl, uyumlu, uzlaşmacı, sistemle barışık, herkese alışık..vs, bir cumhurbaşkanı istemiyorum...

Ben yerinde durmayacak, engel ve engelcilerle savaşacak aktif bir cunhurbaşkanı görmek istiyorum...

Zira bu ülke böyle kazandı...

Erdoğan kimseyle uzlaşmadı...

Hapse attılar, uzlaşmadı...

Hilton arazisini verseydi rahat ederdi ama o, uzlaşmadı...

TÜSİAD, "İMF"yle uzlaş para al ki, biz zenginler popomuzu sağlama alalım" dedi... Uzlaşmadı...

Cuntacı "özde sözde" deyip bastırdı, uzlaşmadı...

"367" dediler, uzlaşmadı...

"Partini kapatırız rahat dur" dediler, uzlaşmadı...

AB; "çok fazla büyüme, biz sana bakarız" dedi.., uzlaşmadı...

Paralelciler; "Beraber yönetelim ülkeyi, ABD"yi kırma, merkezimiz orda.." dediler.., Uzlaşmadı...

Meşruiyeti kendinden menkul hiçbir karara, kanuna, tüzüğe boyun eymedi...

Uzlaşmadı, çarpıştı...

O bir tek halkla uzlaştı...

Düzene, dayatılana karşı koyup uzlaşmayan Erdoğan üzerinde uzlaştı bu halk...

O, halkın adamı oldu...

Sizin ise, halkla temelde bir sorununuz var... Temel"de sorun varsa "çatı"nın hiç şansı yok...

Velhasıl, aristokrat, monşer, uzlaşmacı, muhafazakar Atatürkçü Çatınız, halkın adamı karşısında şimdiden çatırdamaya başladı...

Hayır o değil de kaybedince, bu sefer mazeretiniz ne olacak?...

Aranızda uzlaştınız mı bari, Babıali alla- meleri!...-