Bu çağda böyle şeyler olur mu? Elbette olur. Kitapları karıştırıp bu çağa kavuşana kadar el âlem neler yaşamış, bir okusanız a! Göreceksiniz ki dünyanın hiçbir yerinde modernleşmenin geçmişi temiz değil. İşinize gelmediği için bu bahsi bayat ve yersiz bulduysanız, sizin hatırınıza bir an için eski defterleri karıştırmaktan fayda gelmeyeceği varsayımına hak vermeye hazırım. Peki, modernleşmeyi geçmişi itibariyle sorgulamayalım; yeter ki hal-i hazırda modern olan bize (insanlık olarak bize) tatmin sağlamış olsun. Gelinen yere bir göz atıldığında acaba modernlik şimdiki durumundan övünç duyabilir mi? Açlığı, yoksulluğu, kirlenmeyi görmezlikten gelip bir yana koysak insanların kişilikten mahrum bırakılması katlanılır bir hadise değil. Zengin fakir ayrımı gözetmeksizin soralım: Dünyanın neresinde iç huzuru sağlayan bir hayat tarzı var? İnsanlık haysiyetini ciddiye alan bir kişi için hangi ülke güllük, gülistanlık? Nereye gidelim ki orada size bu çağda böyle şeyler olur mu sorusunu sordurtmasınlar?
Teknologi merkezli bu medeniyetin hayırhah sonuçlar doğurmadığı hayli zamandır biliniyor. Daha kırk, bilemedin elli yıl öncesine kadar ilerlemeye inananlar kendilerini şöyle avutuyorlardı: Modern çağda maddeye bağlı iyileşme ruh ve maneviyat alanında sağlanabilecek iyileşmeden çok daha hızlı gerçekleşti. İnsanlar ruhen ve manen yükselmeye fırsat bulmadan her türlü maddî fırsatı ellerine geçirdiler ve maddî imkânlardan yararlanır hale geldiler. Karışıklık, terslik, kötülük ruhla beden arasındaki uyuşmazlıktan, modern hayatın kendine mahsus bir yücelmeyle denklik sağlayamayışındandı.
Bana kalırsa bu avuntu bir mugalatadan ibarettir. Elimizde dünyadaki değişimin kötünün terki ve iyinin kabulü yönünde olduğuna dair hiçbir delil yok. İlerleme diye bir şey varsa ve bu ilerleme maddiyat / maneviyat ayrımına tâbi tutulabiliyorsa öncülük her aşamada gayri maddi özellikler taşıyan kesimin tekelinde olmuştur. Yani gerek teknologiyi üreten ülkelerde ve gerekse bağımlılığını teknologiye boyun eğmek suretiyle yaşayan ülkelerde her yeni şeyin yerleşmesini sadece yenilik beklentisi sağlayabilmiştir. Yani maddiyat alanında gerçekleşen değişim daha sonra kendine lâzım olan maneviyatın hükümran olmasına giden yolu açmamıştır. Tam tersine değişime dünden razı bir manevi hazırlık sebebiyle açılan yoldan yeni nesneler güle oynaya içeri girmişlerdir. Firmaların imalât bölümünü satış bölümü planlar. Bilgisayarın efsanesi gerçeğinin bir adım ilerisindedir ve software önden gider, hardware onun peşini takip etmek mecburiyetindedir.
Türkiye''de yaşayan Müslümanlar maddi kazançtan başka hiçbir hedef bilmeyen tutumlarını sergilemeden önce manevi kazanç hakkında basit bilgilere öncelik verebilselerdi asla bu çağda böyle şeylerin olup olmayacağı sorusuna çatma talihsizliğine uğramayacaklardı. Sırtından para kazanılan insanlar bilgiye kaynaklık edecek insan düzeyine asla kavuşamaz. Bilgi kaynağı özelliği taşımayan Müslümanlar esaret zincirini kıramaz. Çünkü cehaletleri yüzünden zincire vurulmuş olanların neyin esaret olduğuna dair bir fikirleri yoktur.
