|
Bir dostun elimdeki son fotoğrafı

Bir fotoğraf karesi… Çürük, tapan bir deniz taşıtının pruvasındaki kasaranın iki yanındaki küpeşteye ayaklarıyla vurduğu payandadan destek alarak çökmüş takım elbiseli bir adam.

Sol dirseği motorun omurgasının uzantısı kısa cıvadranın üzerine mıhlanmış bir halde, serbest kalan elleriyle tuttuğu fotoğraf makinesinin vizöründen dalgaların arasından istediği açıyı yakalamaya çalışan bir adam.

İki tarafı Dubai''nin yüksek, şatafatlı binaları yükselen nehrin ortasında yakaladığı enstantaneyi gösteriyor bana.

Bir fotoğraf karesi…

Zenginliğin çöl kumu üzerine yükseldiği bir kıyıdan, bakımlı ama suni bir peyzaj ile yeşillenmiş bir golf sahasının yerleştiği diğer kıyıya geçmek için, Hindistan''daki şehirlerarası otobüslerdeki gibi istiflenmiş Hintlileri taşıyan bir başka çürük, tapan deniz aracının resmini sunuyor bana. Güneşten korunmak için motorun iki küçük direk arasına çatılmış branda reklâm kokuyor: “Enjoy the sun… Perfectly protected.”

O, yükselen Dubai ekonomisinin üzerinde yükseldiği kalabalıkları yakalamış; ben de onu, o bu dünyaya bakış açışını şekillendirirken.

O, Adnan Büyükdeniz…

Ekonomi bilimi, karamsar bilim olarak tanınır. Söz konusu karamsarlık, sadece iktisatçıların kanına işlemiş olan eleştirel yaklaşımdan veya kuramsal düzlemde ideal olarak nitelenen bir modelden uzak düşen gerçek dünya politikalarının “eksikliklerinden” kaynaklanmıyor. Sınırsız addedilen insani heveslerini bu dünyanın sınırlı kaynakları ile tatmin edebilmek gibi hiçbir zaman başarıya ulaşmayacak bir gayesi olduğu için de karamsardır ekonomi bilimi.

Ekonomi biliminin içine işlemiş olan bu karamsarlığı, insanı sadece modellemek yerine, onu anlamaya çalışarak yenebilen nadir iktisatçılardandı Adnan Ağabey. Belki bu yüzden ekonominin soğuk formüllerinden oldukça farklı bir alanda, fotoğrafçılıkta, da yürümek hoşuna gitmişti onun. Farklı bir açı yakalamak, gerçeği dondurmak, o donmuş suretlerden yaşayan hisler, hisseler çıkarmak. O, bu gayretin bir iktisatçı olarak kendisini geliştirdiğini düşünürdü ve muhabir bankalarla görüşmelerden arta kalan her zamanda olduğu gibi, orada, o dalgalı ortamda, fotoğrafçı güdülerinin harekete geçtiğini görürdünüz. Ekonomiyi, fotoğrafçı kimliğiyle, kimi zaman alenen, kimi zaman kaçamak bir şekilde görmek, yakalamak ve kayda geçirmek için okurdu.

Adnan Ağabey''i dün kaybettik.

Selametle ayrıldı aramızdan. Hatıraları dışında yazı ve fotoğraflarını da miras bıraktı bizlere. Bir daha okuyalım, bir daha bakalım, olur ya belki kendisinin yakalamış olduğu bir karede farklı bir an yeniden dirilir, taze bir bakış açısı sağlar diye.

Adnan Büyükdeniz iktisadi ömrünü doldurarak sıyrıldı bu dünyadan. O artık ne bir üretici, ne de bir tüketici. Bırakınız fayda temin süreçlerinde verili kısıtlar içinde faydayı azamileştirmek gibi kaygıları, temel ihtiyaçları bile kalmadı artık.

Ahiret inancının eksikliği ile bu dünyadan yok oluş korkusu ve bu korkudan hareketle hayatta iken faydayı azamileştirme çabası arasında tabii bir ilişki var. Oysa ahirete göre düzenlenmiş olan insanoğlunun manevi boyutu, bu dünyanın kısıtlı imkânları ile tatmin edilemiyor. İnananın nezdinde bir vuslat, bir gurbetin sona erişidir ölüm. Bir son değil, belki bir teneffüs.

Sözü Adnan Ağabey''in Dünya Gazetesi için kaleme aldığı “Ekonominin Renkleri” başlıklı yazısının girişiyle bitirelim:

“Bir çiçeğin tohum saçan göbeğinden, bir kelebek kanadının renk taşıyan damarlarından veya on dört yaşına sessiz sedasız girmiş kaportacı çırağının yağlı ellerinden boşalır, taşar hayat.

Emekli kuyruğunda bekleşen güngörmüş babalarımızın acı tebessümünde hayata bağlanış yatar. Kapalıçarşı''nın Mahmutpaşa kapısı civarında öbeklenmiş dövizcilerin ahizelerinden çıkan sesler ayaklı borsanın pazarlıkçı gürültüsüne karıştıkça insan yaşar. İnsan yaşar, çünkü Harem''den vinçlerle yüklenir gemilere “dış ticarete konu mallar.” Pazarda domatesin fiyatı yükseldiği halde yaşar insan ve yaşar insan bir iş bulduğunda ya da işsiz kaldığında.

Geniş açı ufukta doğan güneşi resmederken, yakın plan çekimler hayatı işler. Hayatın bir parçasıdır ekonomi.”

Aynı karede bir kez daha görüntülenmek umuduyla, yolun açık olsun Adnan Ağabey…

14 yıl önce
default-profile-img
Bir dostun elimdeki son fotoğrafı
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..