|
Suriye

Suriye''de 20 Mart 2011''de patlak verip süregelen olaylar, Humus''taki son katliamlarla zirveye çıktı. Mısır-Kahire''de olduğu gibi, Suriye''de de olaylar başladığında kaderin bir cilvesi olarak bir konferans vesilesi ile Şam''da bulunuyorduk. O günlerden bu yana olaylarda onbine yakın insan öldü. Onbinlercesi yaralandı.

Gerek Suriye''nin iç dengelerine, gerekse dış dengeler göz önüne alındığında,olayların bugüne kadar bu kadar kanlı bir şekilde sürmesinin nedenlerini anlamak mümkün.

Ülkenin iç dengelerine bakıldığında, karmaşık bir etnik ve dini yapı göze çarpar. Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ermeniler, Süryaniler, Arâmiler, Çerkesler, Arnavut, Boşnak ve Gürcüler başlıca etnik gruplardır. Müslümanlar, Sünniler, Nusayrî-Alevîler ve Dürzİler olarak dağılım gösterir. Hristiyan gruplarsa Ortodoks ve Katolik Araplar, Ortodoks ve Katolik Ermeniler, Kadim Süryani topluluklarına bölünmüştür.

Suriye, Nisan 1946''da bağımsızlığını kazanır. Lübnan''da ayrı bir devlet kurulur. 1948''den itibaren Suriye''de askeri darbeler eksik olmaz. Eyyûbîler devrinden beri, Şam ve çevresinde önemli bir güç olagelen Kürtler; bu dönemde gerek askeriye''de gerekse ülke bürokrasisinde önemini daha da artırarak ortaya çıkar. 1948''den itibaren peşpeşe gelen dört Kürt devlet başkanı bunun göstergesiydi. Ancak, 1954''ten itibaren Mısır Diktatörü Cemal Abdünnâsır''ın Arap dünyasında estirdiği, Sovyet blokuna yaklaşan ,Arap milliyetçiliği dalgası Suriye''yi de etkiler. 1 Şubat 1958''de Suriye''de devlet başkanı olan Edip Çiçekli, Mısır''la birleşme andlaşması yapar. Mısır ve Suriye''den oluşan "El-Cumhuriyetu''l-Arabiyyetu''l-Muttahide- United Arab Republic-Birleşik Arap Cumhuriyeti" kurulur. Ancak 1961''de Abdülkerîm En-Nahlevî önderliğindeki darbenin ardından 28 Eylül 1861''de Suriye, Abdünnâsır''ın liderliğindeki bu birlikten ayrılır ve "Suriye Arap Cumhuriyeti" adını alır. Gerek, Abdünnâsır idaresinde, gerekse bu darbeden sonra, Kürtlerin Suriye idare ve iktisadındaki gücü iyice azalır. 8 Mart 1963''te ise, Michel Eflak ve Salahaddin El-Bitâr''ın yönettiği Arap Sosyalist Baas Partisinin mensubu subaylar tarafından yeni bir askeri darbe gerçekleştirilir. Böylece, Suriye''de Baas Partisi hakimiyeti başlar. Bundan bir ay önce de Irak''ta Baas darbesi gerçekleşmişti. Suriye''deki yeni Baas yönetimi Mısır ve Irak''la federatif ortak bir idare kurma teşebbüsünde bulunsa da, artan görüş ayrılıkları nedeni ile bu hiçbir zaman gerçekleşmez. Arap milliyetçisi Sosyalist bir rejimi öngören Baas Partisi ülkede bu yönde toprak reformu dahil çeşitli reformlara girişir. Katı Arap milliyetçiliğinin etkisi ile Kürtlerin daha önceki güçlü konumundan adeta intikam alınırcasına, ülkenin kuzeyindeki kürt nüfus başta olmak üzere, çok sayıda kürdün kimlikleri toplanarak vatandaşlıkları iptal edilir. Bugün, 2 milyonu aşkın kürtten, yaklaşık 600.000''inin hala kimliksiz ve vatandaşlık haklarından mahrum olmasının nedeni budur.23 Şubat 1966''da Suriye''de Baas partisinde parti içi bir darbe gerçekleşir. Devlet başkanı Emin Hafız ,Başbakan El-Bitar ile partinin ideologu ve kurucusu Michel Eflak tutuklanır.Michel Eflak sonraları Irak''a geçer ve buradaki Baas yönetimi ile uzlaşır. 1967 Altı Gün savaşında, Suriye, Ürdün Ve Mısır İsrail karşısında çok ağır bir yenilgiye uğrar. Mısır Gazze şeridi ve Sina yarımadasını, Ürdün Mescid-i aksa''nın bulunduğu Doğu/Eski Kudüs ve tüm Batı Şeria''yı, Suriye ise Taberiye/Celîle gölünün doğu yakasındaki Golan tepelerini, Çerkes nüfuısla meskun kuneytra şehri ve çevresini İsrail''e kaptırır. 1973''teki Yom Kippur savaşına rağmen bugün hala Golan Tepeleri ve Kuneytra dahil çevresi İsrail işgali altındadır.

Suriye ordusu içinde zamanla güç kazanan Nusayrî-Alevî kökenli subaylar ülkeye hakim konuma gelir. Ülkede, önceleri askerlik mesleği halk nazarında rağbet görmediğinden Sünni çoğunluk mensupları çocuklarını askeri okullara göndermemekteydi. Buna karşın,Çoğunlukla kırsal kökenli ve yoksul olup, Hatay ile Lübnan arasındaki dağlık/kırsal bölgelerde meskun ailelerden oluşan Nusayrî/Alevî aileler askerlik mesleğine fazlasıyla rağbet gösterirler. Ve zaman içerisinde Suriye ordusu içinde başat konuma gelirler. Nusayrî/Alevîlerin yanı sıra çerkesler de bu mesleğe rağbetle gerek askeriye, gerekse bürokraside etkin konumlara gelebildiler.Ancak, 1967''de Çerkes nüfusun yoğun yaşadığı Kuneytra şehri ve çevresi İsrail işgali altına girince, çerkes nüfus son otuz yılda dağılma eğilimi göstermiştir.

Baas iktidarı bu minval üzere sürerken,1970 yılında savunma bakanı olan Hâfızu''l-Esed ülkenin en güçlü adamı durumuna gelir. 13 kasım 1970''te ülke idaresine hakim olan Esed, hem kendisinin, hem de Baas Partisinin konumunu tahkim eder. Mart 1973''te Suriye''de bu yönde, yeni anayasa yürürlüğe girer. Bu anayasadan "Devletin Dini, Din-i İslâm''dır" hükmü çıkarılınca çeşitli bölgelerde ayaklanmalar baş gösterirse de, ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılır.

1982''de ise Lübnan''ı , Beyrut''a kadar işgal edip şehri kuşatır. Aynı yıl Şubat ayında Baas yönetimi, Müslüman Kardeşler Hareketinin etkinlik ve faaliyetlerini gerekçe göstererek hareketin kalesi konumundaki Hama kentine Tanklı-Toplu uzun süren askeri harekat düzenler. Bu askeri operasyonda 40.000''i aşkın insan acımasızca katledilir. Şehir harabeye döner. 1963''ten beri sürdürülen olağanüstü hal uygulamaları daha da katılaşır.

Hafızul''l-Esed''in son dönemlerine kadar bu katı uygulamalar sürdürülür. Son yıllarında siyasi ve askeri baskı uygulamalarına belli bir yumuşama görülse de, hiçbir zaman reformlara girişilmez. 10 Haziran 2000''de Hafızu''l-Esed ölür. Yerine, Baas yönetimi tarafından Londra''da çocuk hekimliği yapan 30''lu yaşlardaki oğlu Beşşar getirlir. Beşşaru''l-Esed döneminde olağanüstü hal çerçevesindeki katı uygulamalarda ciddi bir yumuşama göze çarpsa da, herhangi bir sadra şifa verecek reform hareketi görülmez. 2011''e gelindiğinde, ilkin Tunus''ta, ardından Mısır ve Libya''da baş gösteren ve "Rebû''l-Arab-Arap Baharı" olarak nitelendirilen halk ayaklanmaları Suriye''ye de sıçrar.

Bölgeye ilişkin,dış dengeler sözkonusu olduğunda ise, 50''li yıllardan itibaren Sovyet blokuna yakın duran Suriye, diğer birçok arap ülkesinin aksine, 80''li yıllardan itibaren İran ile, sıkı ittifak ilşkilerine girer. Bu ittifak günümüze değin daha da güçlenerek gelmiştir. 2003''te Irak''ın ABD ve müttefiklerince işgali sonrasına, uzun zaman Irak-Baas rejiminin baskısı altında bulunan Şii nüfus ülke idaresinde ön plana çıkar. Bu durum Ortadoğuda bugün İran, Irak, Suriye ve Lübnan mihverinin oluşmasınının zemini sağlayan en önemli faktördür. Son BM Güvwenlik Konseyi oylamasında ise, veto yetkisine sahip Rusya ve Çin''in de, Suriye''deki Baas rejiminin devamından yana tavır almalarıyla, Türkiye başta olmak üzere tüm bölge ülkelerini etkileyecek şekilde, daha karmaşık bir uluslararası denklemin oluşmasına yol açtı. Ayrıca, tüm bölge ülkelerini kapsayan Kürt sorununun aldığı şekil de, denklemin çok daha karmaşık, çözümü zor bir yapıya bürünmesini sağladı.

12 yıl önce
Suriye
KDK ilave bir kademe konusunda personel lehine karar aldı
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?