|
Şehir hayatın sahnesidir

Tarihin her döneminde şehirlerin kurulması, gelişmesi ve yönetilmesi, bütün insanlığın ortak sorunu olmuştur. Sanayileşmeyle büyük bir hız ve yoğunluk kazanan yatırımlar, şehirlerin ekonomik yapısıyla birlikte kültürel dokusunu da değiştirdiler. Bütün dünyada şehirler, hayatı kolaylaştırmanın olduğu kadar zorlaştırmanın da ana kaynağını oluşturuyorlar. Şehirler toplumları, toplumlar şehirleri zenginleştiriyorlar. Toplumları bilenler, şehirleri bilirler.

*

Yirmibirinci yüzyılın piramitleri olan gökdelenler şehirlerin, şehirler ülkelerin simgeleri haline geldiler. İnsanlar dünyanın hangi büyük şehrinde yaşarsa yaşasınlar, hayatlarının önemli bir kısmını, bütün gün aydınlatılan işyerlerinde ve bir işkenceye dönüşen yollarda tüketiyorlar. Büyük şehirlerde toprağa yakın ve güneş altında geçen günlerin sayısı yıldan yıla azaliyor. Omuz omuza yaşanan şehirlerde, insanlar hayata yabancılaşıyorlar. Bu bağlamda, şehirler sürekli okunması gereken, en gizemli kitaplardır.

*

Hafta sonunda, benim de kurucuları arasında yer aldığım Mimar ve Mühendisler Grubu, MMG, Başkanı Avni Çebi ve Yönetim Kurulu''nun öncülüğünde, Bağlarbaşı Kültür Merkezi''nde, "Şehirlerimizin Geleceği, Tehditler ve Fırsatlar" konulu bir sempozyum düzenledi. Murat Özdemir''in yönettiği *Şehir, İnsan ve Toplum" başlıklı oturumda, Prof. Dr. Nuran Kara Pilehvarian, Prof Dr. Bedri Gençer, Mehmet İşçi ve İhsan Aktaş ile birlikte "Hayatın Aynası Şehirlerin Ruhu"nu tartıştık.

*

Medeniyetlerin temellerini oluşturan değerler, toplumların ekonomik yapılarına ve kültürel dokularına yansırlar. Çarşılar, çeşmeler, mabetler, dergahlar, kamu yapıları ve konutlar, medeniyetlerin ruhlarının şehirlerde bedenlere dönüşmeleridir. Metafizik dünyaya kapalı olan medeniyetlerin, fizik dünyalarının çok boyutlu olmaları mümkün değildir. Şehirler medeniyetlerin, mimari değer taşıyan yapılar da şehirlerin evrensel dilleridir.

*

Tarih boyunca Müslümanların kurdukları şehirlerin değişmez örneği, Peygamber Şehri Medine olmuştur. Medine''nin merkezinde üç ana kurum vardır: Cami, okul ve çarşı. Şehirlerin hayat dairesini, bu üç ana kurum oluşturur. Bu kurumlardan biri aksarsa, şehirlerdeki hayat can damarlarını yitirir. Şehirleri çarşıları, çarşıyalır kültürleri ayakta tutarlar. Kültürleri de eğitim kurumları zenginleştirerek, yeni boyutlar kazandırırlar.

*

Büyük şehirler, Yirminci Yüzyıl''da bütün dünyada ortaya çıkan, ekonomik, siyasal ve kültürel hayatta, köklü dönüşümlere yol açan, en önemli gelişmelerden biridir. Türkiye''de nüfusun çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır. Bütün dünyada büyük şehirler, ekonomik gelişmenin en önemli göstergesidirler. Londra''sız İngiltere düşünülemediği gibi, İstanbul''suz Türkiye de düşünülemez.

*

İbn Haldun, şehirleri ekonomik büyümenin sürükleyici gücü olarak görür. Şehirlerde yoksulluk gibi, zenginlik de fırsat ve tehdit kaynağıdır.

*

Şehirler gerçek üretimi artırmaktan daha çok gösteriş tüketimini artırmaya öncülük yaparlarsa, bütün insanlığın geleceğini tehdit ederler.

*

Erdemli şehir, tüketimi değil, üretimi özendiren şehirdir. Şehirde yaşamak bir takım oyunudur.

12 yıl önce
Şehir hayatın sahnesidir
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?