Sayfa değiştirelim…
‘Superpose’den ara fotoğraf çıkaralım…
‘Layer’ diyorlar, sondaki resmin katmanlarından birine bakalım…
Önce pikseller…
***
Bunlar 10 gün içinde enerji temalı kimi gelişmeler, bahsettiğimiz ara katman resmin pikselleri…
Çerçeveyi de çakmamız gerekiyor…
Nihayet, çerçevenin üst kısmına da pirinç levha çakıp, “Kuzey Akım hatlarına yönelik sabotajlar” yazınız…
Bu enerji galerisinin ismini de, Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teklif ettiği ve Türkiye’nin kabul ettiği, “Türkiye enerji merkezi olsun”dan mülhem, ‘Küresel Enerji Merkezi” koyun…
***
İddialı iş.. Bu kadar kolay mı?..
Yani kolay değil, hatta tehlikeli…
ABD açısından ise savaş, son 10 yılın getirdiklerinin önümüzdeki o tehlikeli 10 yılına giderken, “bir ihtiyaç”! 2030’a kadar aşılması gereken bir kestirme yaparsak; hegemonik mimarisini tutan sütunların çatlakları giderilecek gibi değil. Bu yüzden, ekonomik, sosyal, kültürel, politik erozyona uğruyor ve aynı “eğilimi” o da görüyor. Toptan ve çözücü bir yanıtı yok. Sadece bulabileceğini umut ediyor. Daha önce yapmışlığı var ama İkinci Büyük Savaş’tan sonra kurulan düzen devam ederken atlattığı dalgalardı onlar. Bugün zaten onların varlıkları/doğruluğu sorgulanıyor.
Aynı nedenlerle Ukrayna savaşı, Doğu’ya açacağı savaşın ‘eksersizi’ kabul ediliyor ve asıl yüzleşmenin-kimileri Çin diyebilir, ‘Rusya zaten odur’ denebilir-Doğu’yla-ABD arasında olacağı kabul ediliyor. İster sıcak ister soğuk…
Bu satırlar yazılırken, “Türk Devletleri Teşkilatı” açılış konuşmaları yapılıyordu Semerkant’ta. Buradaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleri aynıyla ABD için de geçerlidir; “AB bizi 52 yıldır kapısında süründürüyor. Hâlâ da aynı noktadalar. Tabi biz de onlara gereken cevabı zamanı geldiğinde vereceğiz”…
TDT’nin önündeki yol açısından bu söylem, teşkilatın nereye evrileceğine ilişkin de bir işarettir. Keza, güvenlik ve istihbarat boyutları eklendiğinde, ABD’ye, NATO’ya da zamanı geldiğinde bir yanıt olabilir.